14. Hukuk Dairesi 2013/4112 E. , 2013/7148 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 14.10.2004 gününde verilen dilekçe ile suya elatmanın önlenmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 13.12.2012 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili, davalı tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne, davalılar vekilinin duruşma isteminin değerden reddine karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, suya vaki elatmanın önlenmesi istemine ilişkindir.
Davacılar, kadimden beri yararlandıkları iki adet kaynak suyunun, davalı köy muhtarlığı tarafından içme suyu temini amacıyla boruya alınıp götürülmek istendiğini, bu amaçla yapılan yarmaların suları etkilediğini ileri sürerek suya elatmanın önlenmesini ve eski hale iadesini istemiştir.
Davalı köy muhtarlığı,mera içinden çıkan suda davacıların hakkının olmadığını köyün içme suyu sıkıntısı olduğunu, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş hüküm davacılar vekili ve davalının temyizi üzerine Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 28.11.2006 günlü 2006/9757 Esas, 2006/16441 Karar sayılı ilamı ile özetle “ ...davacıların, mahkemenin kabulünde olduğu gibi, mera içerisinde bulunan sözü edilen kaynaklardan; kadimden beri taşınmazlarına su aldıkları anlaşılmaktadır. Davalı tarafın bu kullanma şeklini değiştirir biçimde müdahalesi saptandığına göre, davacıların eskiden beri yararlandıkları biçimde suyu kullanmalarına yönelik bir su düzeneği oluşturularak, davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın reddi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir. Mahkemece yapılacak iş; 3 kişilik (jeoloji, Hidrolog ve Ziraat Mühendisinden oluşacak) bilirkişi heyeti ile yeniden keşif yapılıp; yukarıda açıklanan hususlarda inceleme yaptırılarak, alınacak rapor sonucuna göre hüküm kurmaktan ibaret olmalıdır.” denilerek bozulmuştur.
Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulü ile dava konusu suyu, sulama mevsimi olan mayıs, haziran, temmuz, ağustos, eylül aylarında davacıların 13.12.2012 tarihli nöbet listeleri doğrultusunda kullanmalarına; ekim, kasım, aralık, ocak, şubat, mart, nisan aylarında ise davalı köy içme suyu olarak köy içme suyu şebekesine suyun akıtılmasına karar verilmiştir.
Hükmü, davacılar vekili ve davalı temyiz etmiştir.
1-Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve tüm dosya içeriğine göre davalı köy tüzelkişiliğinin tüm temyiz itirazları yerinde görülmediğinden reddi gerekmiştir.
2-Davacılar vekilinin temyiz itirazlarına gelince;
Somut olayda, mahkemece Yargıtay 3.Hukuk Dairesinin bozma ilamına uyulmasına rağmen bozma gereği tam olarak yerine getirilmemiştir.Davalı köyün, sonradan açmış olduğu yarmalar nedeniyle, davacıların kadim kullanma hakları bulunan su kaynaklarına, kadim kullanma biçimini değiştirir şekilde müdahalesinin olduğu saptanmıştır.
Mahkemece bozma ilamında belirtildiği üzere 3 kişilik (jeoloji, Hidrolog ve Ziraat Mühendisinden oluşacak) bilirkişi heyeti ile mahalinde keşif yapılarak davalı köyün açmış olduğu yarmadan davacıların eskiden beri kadim kullanma biçimlerine uygun bir düzeneğin sağlanmasına ilişkin bilirkişilerden ortak rapor alınarak hüküm kurulması gerekirken davacıların kadim kullanma biçimini sağlayacak su düzeneği kurulmadan infazda tereddüt yaratacak şekilde taraflar arasında su rejimi kurulması doğru olmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, (1) numaralı bentte yazılı nedenlerle davalının tüm temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde davacılara iadesine, 10.05.2013 tarihinde oybirliği ile karar verildi.