11. Hukuk Dairesi 2020/3391 E. , 2020/5113 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada Finike Asliye Hukuk Mahkemesi"nce bozmaya uyularak verilen 17.09.2018 tarih ve 2018/207-2018/398 sayılı kararın Yargıtay"ca incelenmesinin davalı vekili tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davacı aleyhine faturaya dayalı takip başlatıldığını, fatura içeriği malların davacıya teslim edilmediğini, faturaların davacı ile ilgisi olmadığını ileri sürerek, davacının borçlu olmadığının tespiti ile davalı aleyhine % 40 oranında tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, taraflar arasında uzun süredir ticari ilişki olduğunu, takibe konu faturalardan önceki tüm mal bedellerinin davacı tarafından ödendiğini belirterek, davanın reddi ile davalı aleyhine % 40 oranında tazminata hükmedilmesini istemiştir.
Mahkemece, Kastamonu Hal Müdürlüğü"nün ...-... sebze meyve komisyonculuğu 2009 yılı Haziran ayına ait sevk irsaliyeleri ile davalının davacıya dava konusu faturalardaki malları teslim ettiğinin tespit edildiği, davalının davacıdan alacaklı olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hükmün davacı vekilince temyizi üzerine, (Kapatılan) 19. Hukuk Dairesi"nin 2016/403 Esas, 2016/8553 Karar sayılı ve 09.05.2016 tarihli ilamıyla "Dava, itiraz edilmeksizin kesinleşen ilamsız icra takibi nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir. Mahkemenin kabulünde olduğu üzere davalı şirket ile akdi ilişkinin ...-... sebze meyve komisyonculuğu adi ortaklığı arasında olduğu sabit olup dosya içerisindeki faturalar ve Kastamonu Hal Müdürlüğü"nün 14.01.2014 tarihli yazısından da alıcının adi ortaklık olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda satıcı davalının icra takibini adi ortaklığa karşı yapması gerekirken davacının şahsi sorumluluğuna müracaat ile icra takibi başlatması usulsüz olup, davacının bu takip ile borçlu olmadığının tespitine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup"" gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılamada, davanın dayanağı icra takibinin borçlusunun adi ortaklık olması gerekirken, davacının şahsi sorumluluğuna gidilmek suretiyle takip yapıldığından davanın kabulü ile davacının Finike İcra Müdürlüğü"nün 2011/1272 esas sayılı takip dosyasında borçlu olmadığının tespitine, takip adi ortaklık yerine ortaklardan birine karşı yapıldığından kötüniyetin mevcut olduğu kabul edilerek davalı aleyhine tazminata hükmedilmesine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Hüküm fıkrasının (6) nolu bendinde yargılama gideri ayrıntıları yazılırken, tebligat masrafı olarak “1130,00 TL” yazılmış ise de, sonuç olarak, davadan tahsili gereken “ 751,22 TL” toplam tutar doğru yazıldığından maddi hatadan kaynaklanan bu yanlışın mahallinde her zaman düzeltilmesi mümkün olmakla, bozma gerekçesi yapılmamıştır.
2-Dava, takip nedeniyle borçlu olunmadığının tespitine ilişkindir. Mahkemece bir önceki bozma ilamımıza uyulmak suretiyle, davanın kabulüne karar verilmesi doğru ise de, davaya konu takip, adi ortaklığı teşkil eden her iki ortak adına takip yapılmaması nedeniyle, bir başka deyişle mecburi takip arkadaşlığı kuralına riayet edilmediğinden ret kararı verilmiştir. Ret kararının gerekçesinin dava şartına tekabül etmesi nedeniyle, davacı hakkında takip yapılması kötü niyetli olduğunu göstermeyeceğinden, kötü niyet tazminatı isteğinin reddine karar verilmesi gerekirken, davalı aleyhine kötü niyet tazminatına karar verilmesi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiş ise de, tek başına bu eksikliğin giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, hüküm fıkrasının “Davalı tarafın alacağın %20si tutarında tazminat ile cezalandırılmasına,” şeklindeki 2. bendinin tamamen çıkarılarak yerine “2-Davacının kötü niyet tazminatı isteğinin REDDİNE” bendinin eklenmesi suretiyle 6100 HMK’nun geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’nın 438/7. maddesi uyarınca hükmün düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bendde açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) nolu bendde açıklanan nedenlerle hüküm fıkrasının “2-Davalı tarafın alacağın %20"si tutarında tazminat ile cezalandırılmasına,” şeklindeki 2. bendinin çıkarılarak yerine “2-Davacının kötü niyet tazminatı isteğinin REDDİNE” bendinin eklenmesi suretiyle hükmün değiştirilen bu haliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, peşin harcın isteği halinde temyiz eden davalıya iadesine, 17.11.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.