
Esas No: 2021/2708
Karar No: 2021/4124
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2021/2708 Esas 2021/4124 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Ziynet Alacağı
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
Davacı, evlilik birliği içinde takılan pırlanta, inci set, pırlanta alyans, beş taş ve tektaş yüzük ile pırlanta bileziğin ve diğer ziynet eşyalarının kendisine ait olduğunu, ziynetlerden bir adet tek taş yüzüğün, inci setin ve beş taş yüzüğün kasa dışında, diğer ziynetlerin ise kasa içinde bulunduğunu ve evde yokken davalı tarafından alındığı halde iade edilmediğini ileri sürerek, 20.000,00 TL değerindeki ziynet eşyalarının aynen iadesini talep etmiş, davalı da ziynet eşyalarının davacıda olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiş, mahkemece kadının iddiasını ispatlayamadığından bahisle ziynet alacağı davasının reddine karar verilmiştir. Anılan kararın davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 3.Hukuk Dairesinin 01.10.2014 tarihli ilamıyla davacının talebi doğrultusunda sadece kasa içerisinde bulunan ziynet eşyaları tespit edilerek bunlara yönelik istemin kabulüne karar verilmesi gerekirken, icapsız yemin hakkı hatırlatılmak sureti ile davalının sonuca etkili olmayan yemin beyanına dayalı olarak eksik inceleme ve araştırma sonucunda davanın reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle karar bozulmuştur. Mahkemece bozmaya uyulmuş ve kasa dışındaki ziynet eşyalarının davacıda kaldığı, kasadaki ziynet eşyalarının davalı koca tarafından alındığı anlaşılmakla, kasa içinde kaldığı anlaşılan 1 adet inci set, 18 karat pırlanta bilezik, 1 adet pırlanta set, 6 adet bilezik, 5"i bir yerdenin kasada bulunması nedeniyle bu ziynet eşyalarının aynen iadesine, olmadığı takdirde dava tarihindeki toplam değeri olan 10.753,80 TL’ nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiş ve karar taraflarca temyiz edilmiş, Yargıtay 3.Hukuk Dairesinin 28.06.2018 tarihli ilamıyla, somut olayda, davacının ziynet eşyasının varlığını ispat etmek için delil olarak düğün CD" sini dosyaya sunduğu, konusunda uzman olmayan avukat tarafından düzenlenen bilirkişi raporunun hükme dayanak yapıldığı belirtilerek mahkemece, dosyanın kuyumcu bilirkişiye tevdi edilerek, davanın açıldığı tarih itibariyle talep edilen ziynet eşyalarının gram, ayar ve niteliklerinin göz önüne alınarak, CD ve fotoğraflar incelenmek sureti ile, düğün töreni sırasında takı sepetine atıldığı tespit edilen kapalı kutular içinde hayatın olağan akışına uygun olarak ne miktarda (gram /çeyrek /yarım /bilezik vs.) ziynet eşyası olabileceği davalı vekilinin 15.09.2015 tarihli dilekçesi de nazara alınarak tek tek yazılıp hükümde ayrı ayrı gösterilerek ve davalının infaz sırasında seçimlik hakkının kullanılması (aynen iade veya bedeli tercih etmesi) bertaraf edilmeden taraflara yüklenen borç ile tanınan hakkın infazda güçlük çıkarmayacak biçimde belirlenip Yargıtay ve taraf denetimine elverişli bilirkişi raporu alınarak sonucuna göre hüküm kurulması gerektiği gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir. Mahkemece bozmaya uyulmuş, davacı vekilinin dosyaya sunduğu cd içeriği de dikkate alınarak dosya kuyumcu bilirkişiye verilmiş ve ziynet eşyalarının dava tarihindeki değeri tespit ettirilmiş, davanın kabulüyle hükümde belirtilen ziynetlerin davacıya aynen iadesine karar verilmiş, karar davacı tarafından temyiz edilmiştir. Dosyada yapılan incelemede; mahkemece bozma kararına uyularak bilirkişi raporu alınmasından sonra davacının 31.05.2019 tarihli ıslah dilekçesiyle ziynetlerin aynen iadesini, bu mümkün olmadığı takdirde ziynetlerin bedelini talep ettiği anlaşılmaktadır. Mahkemece, bozma ilamına uyularak, davacının ıslah dilekçesi değerlendirmeye alınmadan ziynetlerin aynen iadesine karar verilmiştir. 6100 Sayılı HMK"nın 141/1.maddesinde tarafların yargılamada iddia ve savunmalarını ne zamana kadar değiştirebilecekleri düzenlenmiştir. Buna göre, taraflar cevaba cevap ve ikinci cevap dilekçeleri ile serbestçe iddia veya savunmalarını genişletebilir yahut değiştirebilirler. Bu düzenleme ile kural olarak dilekçeler aşamasında tarafların iddia ve savunmalarını sunmaları istenmektedir. İddia ve savunmanın genişletilip değiştirilmesi yasağının ancak ıslah ve karşı tarafın açık muvafakati ile aşılabileceği yine HMK" nın 144/2.maddesinde belirtilmiştir. Karşı tarafın rızasının olmadığı durumlarda ıslah, iddia ve savunma yasağının kapsamına giren taraf usul işlemlerini tamamen veya kısmen düzeltmeye yarayan bir hukuki imkandır. (HMK.m.176)
HMK" da ıslahla ilgili öngörülen koşullardan biri de zamanla ilgilidir. HMK" nın 177/1 maddesinde tahkikatın sona ermesine kadar ıslaha başvurulabileceği düzenlenmiştir. Bu noktada hem yazılı hem de basit yargılama usulünde ön inceleme aşamasının sona ermesi üzerine başlayan tahkikat aşaması HMK" nın 184 ve 185 maddelerinde açıklandığı gibi tahkikatı gerektiren bir husus kalmadığında mahkemenin tahkikatın bittiğini taraflara tefhimi ile tahkikat aşamasının bitiminin gerçekleşeceği de kabul olunmaktadır. Bu bağlamda, 28.07.2020 yürürlük tarihli 7251 sayılı Kanun ile değişen 6100 sayılı HMK"nın 177/2.maddesinde; "" Yargıtayın bozma kararından veya bölge adliye mahkemesinin kaldırma kararından sonra dosya ilk derece mahkemesince gönderildiğinde, ilk derece mahkemesinin tahkikata ilişkin bir işlem yapması halinde tahkikat sona erinceye kadar da ıslah yapılabilir. Ancak bozma kararına uymakla ortaya çıkan hukuki durum ortadan kaldırılamaz."" düzenlemesine yer verilerek bozmadan sonra ıslah konusuna yasal açıklık getirilmiştir. Açıklanan sebeple, her ne kadar mahkemece bozma kararına uyularak davanın ıslah edilmemiş hali ile kabulüne karar verilmiş ise de; usule ilişkin olan hükümlerin derhal uygulanması gerektiği gözetilerek, 28.07.2020 yürürlük tarihli 7251 sayılı Kanun ile değişen 6100 sayılı HMK" nın 177/2.maddesi ile Yargıtayın bozma kararından sonra tahkikata ilişkin bir eylem yapılması halinde, tahkikat sona erinceye kadar da ıslah yapılabileceğine dair açık düzenleme yapıldığı gözetilerek davacının ıslah dilekçesinin kabul edilmesi gerekmekte olup verilen kararın bu yönden bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma sebebine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.31.05.2021 (Pzt.)