14. Hukuk Dairesi 2013/5321 E. , 2013/7137 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 15.06.1998 gününde verilen dilekçe ile katkı payına ve muvazaaya dayalı tapu iptali ve tescil, ikinci kademe olarak tazminat istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 08.11.2012 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, inanç sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil, ikinci kademe ise tazminat talebine ilişkindir.
Davacı, ..., ...ve ... aleyhine açtığı dava ile ... köyündeki 2520 parsel sayılı taşınmazdaki 5 numaralı bağımsız bölüm ile 969 ada 14 sayılı parselde kayıtlı kargir ev ve ... Mahallesindeki 969 ada 9 sayılı parseldeki taşınmazın 19/28 payının kendisine ait olduğu ve evlilik birliği içerisinde kendi kazancı ile satın alındığı halde eşi ..."un vekalet yetkisini kötüye kulanarak ve muvazaalı olarak kardeşi ve yeğenleri olan davalılara temlik ettiğini ileri sürerek tapu kayıtlarının iptali ile adına tescilini, 15.05.2004 tarihli ıslah dilekçesi ile de tescil mümkün olmadığı takdirde 60.000,00 TL tazminatın davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece davanın reddine karar verilmesi üzerine Dairemizce vekalet yetkisini kötüye kullandığı iddia edilen ..."un da davada yer alması gerektiği belirterek karar bozulmuştur.
Dairemizin bozmasından sonra açılan ve birleştirilen davada davalı olan ... davayı kabul etmiş, diğer davalılar ise davalı ...’un yaptığı temlik işlemlerinin gerçek bir temlik olduğunu beyan ederek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece bozmaya uyularak 969 ada 14 sayılı parsel ile 2520 sayılı parseldeki 5 numaralı bağımsız bölüme ilişkin davalar kabul edilmiş, 969 ada 9 parsel sayılı taşınmaz davalı ...’a tapulama çalışmaları sonunda miras yoluyla geçmiş bulunduğundan bu taşınmaza ilişkin istem reddedilmiştir.
Hükmü, davacı ..., davalılar ... ve ... temyiz etmiş, bu defa Dairemizin 19.04.2011 tarihli ve 2011/380 - 2011/5209 sayılı ilamı ile “Davacı ve davalı ..."un temyiz itirazlarının reddine, davalılar ... ve ..."un temyiz itirazlarının kabulü ile 969 ada 14 ve 2520 sayılı parseldeki 5 numaralı bağımsız bölüme ilişkin olarak tescil talebinin reddi gerektiği, bu parseller yönünden davacının taşınmazların satın alınması sırasında bir katkısı olduğunu kanıtlaması halinde verdiği bu bedelin iadesini isteyebileceği” gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak neticeten 969 ada 14 sayılı parsel ile 2520 sayılı parselde bulunan 5 numaralı bağımsız bölüme ilişkin tazminat isteminin kısmen kabulü ile 40.000,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı ...’dan tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davalı ... temyiz etmiştir.
Mahkemece 40.000 TL tazminatın davalı ... Vursavuştan tahsiline karar verilmiş ise de tazminat miktarının ne şekilde hesaplandığı dosya kapsamından anlaşılamamaktadır. Davalı ... dava konusu taşınmazların parasının davacı tarafından ödendiğini kabul ettiğine göre taşınmazların dava tarihindeki değerleri bilirkişilere hesaplattırılarak davacının zararının belirlenmesi gerekirken bu husus araştırılmadan yazılı miktara hükmedilmesi isabetli olmadığı gibi, davacı davasını önce tapu iptali ve tescil davası olarak açtığından ve ıslah ile tazminata çevirdiğinden belirlenecek tazminata ıslah tarihden itibaren faiz uygulanması gerekirken, faizin dava tarihinden başlatılması da doğru görülmemiştir.
Mahkemece, taşınmaz başında uzman bilirkişiler ile keşif yapılarak alınacak rapor sonucunda taşınmazların dava tarihindeki değerleri belirlenmeli, bulunacak değerler talepten daha düşük olduğu takdirde belirlenen miktara, daha yüksek olduğu takdirde taleple bağlılık ilkesi uyarınca şimdiki gibi, talep olunan miktara hükmedilmesi ve ıslah tarihinden itibaren faiz yürütülmesine karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 10.05.2013 tarihinde oybirliği ile karar verilmiştir.