21. Hukuk Dairesi 2014/16612 E. , 2014/19628 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Rize 1. Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
TARİHİ : 09/05/2013
NUMARASI : 2011/2707-2013/384
Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde 27/05/1992-27/06/1992 tarihleri arasında geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalılardan Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
K A R A R
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı kanuni gerektirici nedenlere göre davalı Kurumun aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava, davacının 27/05/1992-27/06/1992 tarihleri arası davalı nezdinde çalıştığının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, yazılı olduğu şekilde istemin kabulüne karar verilmiş ise de, bu sonuca eksik araştırma ve inceleme sonucu varılmıştır.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa"nın 79. ve 5510 sayılı Yasa"nın 86/8. maddeleri gereği bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de, davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay"ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir. Bu tür davalarda öncelikle davacının çalışmasına ilişkin belgelerin işveren tarafından verilip verilmediği yöntemince araştırılmalıdır.Yönetmelikle tespit edilen belgeleri işveren tarafından verilmeyen veya çalıştıkları Kurumca tespit edilmeyen sigortalılar, çalışmalarını hizmetlerinin geçtiği yılın sonundan başlayarak 5 yıl içerisinde mahkemeye başvurarak alacakları ilam ile ispatlayabilirlerse bu çalışmaların Kurumca dikkate alınacağı belirtilmiştir. Bu koşul oluşmuşsa işyerinin gerçekten var olup olmadığı, kanun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlenmeli, daha sonra çalışma olgusunun varlığı özel bir duyarlılıkla araştırılmalıdır. Çalışma olgusu her türlü delille ispat edilebilirse de, çalışmanın konusu, niteliği, başlangıç ve bitiş tarihleri hususlarında tanık sözleri değerlendirilmeli, dinlenen tanıkların davacı ile aynı dönemlerde işyerinde çalışmış ve işverenin resmi kayıtlara geçmiş bordro tanıkları yada komşu işverenlerin aynı nitelikte işi yapan ve bordrolarına resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlardan seçilmesine özen gösterilmelidir. Bu tanıkların ifadeleri ile çalışma olgusu hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmelidir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555- 3.11.2004 gün 2004/21- 480-579 sayılı kararları da bu doğrultudadır.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacı adına 27/05/1992 tarihli işe giriş bildirgesinin davalı işveren tarafından Kuruma verildiği, ancak davalı adına herhangi bir bildirim yapılmadığı, davalı şirketin 26/10/1987 tarihinde ticaret siciline tescil edildiği ve 01/01/1999 tarihinde münfesih olduğu, işyerinin 220910 1286 15001 sigorta sicil numarasına kayıtlı olduğu, davacya ait sigorta sicil kartında işe giriş tarihinin 27/05/1992 tarihi olduğu, Kurumdan gelen yazılarda dönem bordrolarının verilmediğinin belirtildiği, davacı tarafından gösterilen tanıklar beyanlarında, davacıyla birlikte çalıştıklarını, davacının çay eksperliği yaptığını, kendilerinin sigorta bildirimlerinin yapıldığını belirttikleri anlaşılmaktadır.
Somut olayda, Kurumdan gelen yazı cevaplarında dönem bordrolarının verilmediği belirtilmiş ise de, dinlenen tanıklar davacıyla birlikte çalıştıklarını, kendilerinin bildirimlerinin yapıldığını belirttikleri görülmektedir. Dolayısıyla dinlenen tanıkların bordro tanığı olup olmadıkları konusunda tereddüt hasıl olmaktadır.
Yapılacak iş; öncelikle işe giriş bildirgesindeki "220910 1286 15001" işyeri sigorta sicil numarası yazılarak Kurumdan dönem bordrolarını istemek, eğer dönem bordrosu verilmiş ve dinlenen tanıklar bordrolu ise şimdiki gibi davanın kabulüne, eğer tanıklar bordroda kayıtlı değilse o zaman bordro tanıklarını resen tespit edip dinlemek, dönem bordrosu verilmemiş veya bordro tanıkları bulunamazsa Kurum, vergi idaresi, belediye ve emniyet müdürlüğü gibi kamu kurumları aracılığıyla tespit edilecek komşu işyerlerinin işverenleri veya bu işverenlerin resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlarının beyanlarına başvurmak,davacıya ait sigorta sicil numarasının hangi yılın serilerinden olduğunu belirlemek ve davanın nitelikçe kamu düzenini ilgilendirdiği nazara alınıp araştırma genişletilerek tüm deliller birlikte değerlendirilip sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 13/10/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.