MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi bir kısım davacılar tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacılar vekilleri 02/10/2012 havale tarihli dilekçesinde özetle; tarafların bağımsız bölüm malikleri olduğu taşınmazda, davalının site yolu ve plaj olarak ayrılan yeri kaldırıp kendi özel bahçesine eklediğini, ortak alanlara havuz ve jakuzi yaparak müdahale ettiğini belirterek davalının ortak alanlara yapmış olduğu müdahalelerin 14.09.2010 tarihli kat malikleri toplantısında alınan 2 nolu karara uygun hale getirilmesini, bu mümkün değil ise ortak alanların projeye uygun hale getirilmesini talep ve dava etmişlerdir.
Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm bir kısım davacılar tarafından temyiz edilmiştir.
Dava konusu uyuşmazlık, projeye aykırı imalatların kal"i ve eski hale getirilmesi istemine ilişkindir.
Dosya içerisindeki bilgi ve belgeler ile yönetim planı ve tapu kayıtlarının incelenmesinden; dava konusu sitenin birden fazla parsel üzerinde kurulu olup, Kat Mülkiyeti Kanununda Değişiklik Yapılmasına İlişkin 5711 sayılı Kanunun 22. maddesi ile Kat Mülkiyeti Kanununa eklenen 66. ve devamı maddelerinde düzenlenen Toplu Yapılara İlişkin Özel Hükümler uyarınca sitede henüz toplu yapı yönetimine geçilmediği ve davaya konu eski hale getirmeye ilişkin taleplerin sadece davalının bağımsız bölümüne ilişkin olmayıp site yönetiminin ortak alanlarını da ilgilendirdiği anlaşılmaktadır. Bu nedenle, uyuşmazlığın çözümünde Kat Mülkiyeti Kanunu hükümlerinin değil, genel hükümlerin uygulanması gerekmektedir. Buna göre, görev hususu da genel hükümler uyarınca belirlenmelidir.
Hukuki uyuşmazlıklarda asliye hukuk mahkemelerinin görevi asıl, sulh hukuk mahkemesinin görevi ise istisnadır. Özel bir kanun hükmü ile açıkça sulh hukuk mahkemesinde bakılacağı bildirilmeyen bütün dava ve işler asliye hukuk mahkemesinde görülür. Bu nedenle, mahkemece; asliye hukuk mahkemesinde bakılmak üzere dava dilekçesinin görev yönünden reddine karar verilmesi gerekirken, davanın esası hakkında hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; bir kısım davacıların temyiz itirazlarının kabulü ile şimdilik diğer yönleri incelenmeksizin hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 13/02/2018 günü oybirliği ile karar verildi.