6. Ceza Dairesi 2015/4599 E. , 2018/1497 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Yağma
HÜKÜM : Mahkumiyet
Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Dosya içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve Hakimler Kurulunun takdirine göre, suçun sanık tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
Ancak,
1- 5237 sayılı TCK"nun 148. maddesinin 1. fıkrasında yağma suçunun temel şekli, 2. fıkrasında senedin yağması, 3. fıkrasında cebir karinesine yer verilmiş, 149. maddesinde nitelikli yağma, 150. maddesinde ise kişinin hukuki bir ilişkiye dayanan alacağı tahsil amacıyla yağma suçunu işlemesi ile yağmada değer azlığı düzenlenmiştir.
Yağmanın temel şeklinin düzenlendiği 5237 sayılı TCK"nın 148/1. maddesi uyarınca; kişinin veya yakınının hayatına, vücut veya cinsel dokunulmazlığına yönelik bir saldırı gerçekleştirileceği ya da malvarlığı bakımından büyük bir zarara uğratılacağından bahisle tehdit ederek veya cebir kullanarak, bir malı teslime veya alınmasına karşı koymamaya mecbur bırakılması yağma suçunu oluşturur. Suç anılan değerlere yönelik bir saldırı gerçekleştireceğinden bahisle tehdit veya cebir kullanılması suretiyle gerçekleşir.
Yağma; başkasının zilyetliğindeki taşınabilir malın, zilyedin rızası olmadan faydalanmak amacıyla cebir veya tehdit kullanmak suretiyle alınması olduğundan “zor yoluyla hırsızlık”, bir kişiye karşı kullanılan icbar araçlarıyla haksız bir menfaat elde etmek şeklinde de tanımlanmıştır.
Yağma suçu amaç ve araç hareketlerden oluşan bir suçtur. İlk önce almayı gerçekleştirmek için araç hareketler olan cebir veya tehdit kullanılır, sonrasında bu cebir ve tehdidin etkisiyle malın alınması veya tesliminin sağlanması ile suç tamamlanır.
Yağma, tehdit veya cebir kullanma ile hırsızlık suçlarının bir araya gelmesiyle oluşmuş bileşik bir suç olduğundan birden çok hukuki değeri korumaktadır.
Yağma suçunun nitelikli halleri arasında yer alan TCK"nın 149. maddesinin 1. fıkrasının (e) bendinde düzenlenen “Beden ve ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı” yağma suçunun işlenmesinin nitelikli hal olarak kabul edilmesi Türkiye Büyük Millet Meclisi"ndeki görüşmeler sırasında verilen bir değişiklik önergesi ile gerçekleşmiştir. Önergenin gerekçesi ""Yağma suçunun, örneğin yaşı veya sakat olması nedeniyle beden veya ruh bakımından kendini savunamayacak durumda bulunan kişilere karşı işlenmesinde daha etkin bir yaptırımla karşılanmasına gerek duyulduğu"" açıklanarak bu nitelikli halin kabul edildiği belirtilmiştir.
Failin, mağdura yönelik gösterdiği cebir ve tehdit ile malın alınmasıyla yağma suçu oluşur. TCK"nın 149/1-e maddesininde nitelikli hal için yağma suçunda aranan cebir ve tehdidinin yanında mağdurun yağma suçuna konu zilyeti olduğu mal ve/veya maddi değeri beden ve ruh bakımından koruyabilecek kadar, beden ve ruh bakımından gelişip gelişmediğinin tespiti ile uygulanması olanaklıdır.
Hal böyle olunca;
26.05.2001 doğumlu olup, suç tarihinde 11 yaşını bitirmiş mağdurun, zilyet olduğu malı koruyabilecek beden ve ruh sağlığı yönünden gelişip gelişmediği uzman tabip raporu ile tespit edilip ve/veya olaya göre mahkeme heyetinin gözlemleri değerlendirilerek sonucuna göre 5237 sayılı TCK"nın 149/1. maddesinin (e) bendi ile uygulama koşullarının takdiri gerekirken eksik inceleme ile yerinde ve yeterli olmayan gerekçeyle, yazılı biçimde uygulama yapılması,
2- Suç tarihinde 15-18 yaş grubunda bulunan sanık hakkında 5395 sayılı Çocuk Koruma Yasası"nın 35/1. maddesi uyarınca sosyal inceleme yaptırılıp raporunun aldırılmaması ve aynı Yasanın 3. fıkrası gereğince sosyal inceleme raporu aldırılmama nedeninin gerekçeli kararda tartışılmaması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ... savunmanının temyiz itirazı bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, sanık hakkında 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK’nın 326/son maddesinin gözetilmesine, 27.02.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.