7. Ceza Dairesi 2019/3880 E. , 2021/11025 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : 5607 sayılı Kanuna muhalefet
HÜKÜM : Sanık ... hakkında beraat, sanık ... hakkında hükümlülük, müsadere
Yerel mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya okunduktan sonra Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;
I-O yer Cumhuriyet Savcısı ile katılan EPDK vekilinin sanık ... hakkında verilen beraat kararına yönelik temyiz taleplerinin incelenmesinde;
Dosya kapsamına göre, ... plakalı tankerin D100 karayolundaki petrol ofisine kaçak yakıt getireceğine dair ihbar üzerine sanık ..."un kullandığı tankerin izlenmeye başlandığı, sanığın Akaryakıt İstasyonundaki pompaya yaklaşarak tankere yakıt almaya başladığı, bir süre sonra sivil polislerin akaryakıt istasyonuna gittiği, bunu gören sanığın yakıt dolumunu durdurarak tankerle yola çıktığı akabinde tankerin bir dinlenme tesisinde park etmiş vaziyette bulunduğu, tankerde yapılan aramada 560lt kaçak yakıtın ele geçirildiği şeklindeki olayda, sanığın dava konusu yakıtı İstasyondaki pompadan aldığını ve yakıtın kaçak olduğunu bilmediği yönünde savunmada bulunmuş ise de, gerek ... plakalı tankerle kaçak yakıt getirileceğine dair ihbarın olması, gerek sanığın yakıt alırken sivil polisleri görünce korkarak tankerle kaçması, gerekse de arama sırasında yakıtın tankerde ele geçmiş olması karşısında, sanığın kaçak eşyayı ticari maksatla bulundurduğu ve atılı suçu işlediği gözetilmeden, mahkumiyeti yerine suçtan kurtulmaya yönelik savunmalara itibar edilmek ve delillerin takdirinde yanılgıya düşülmek suretiyle yazılı şekilde hüküm kurulması,
Yasaya aykırı, O yer Cumhuriyet Savcısı ile katılan EPDK vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK"nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
II- Sanık ... müdafii ile O yer Cumhuriyet Savcısının sanık ... hakkında verilen mahkumiyet kararına yönelik temyiz taleplerinin incelenmesinde;
Suç tarihi ve ele geçen eşyaların niteliğine göre sanığın eylemlerinin 5015 sayılı Yasanın Ek 5/1. maddesi kapsamında kaldığı, ancak suç tarihinden sonra 11/04/2013 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6455 sayılı Yasa ile 5015 sayılı Yasanın Ek 5/1. maddesinin yürürlükten kaldırılarak atılı suça ilişkin düzenlemenin 5607 sayılı Yasanın 3/11. maddesi kapsamı içine alındığı ve halen yürürlükte bulunan 6545 sayılı Yasa ile değişik 3/11. maddesi ile de aynı düzenlemenin korunduğu cihetle,
Hükümden sonra 15.04.2020 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 7242 sayılı Yasanın 61. maddesi ile 5607 sayılı Yasanın 3/22. maddesine eklenen "Eşyanın değerinin hafif olması halinde verilecek cezalar yarısına kadar, pek hafif olması halinde ise üçte birine kadar indirilir." şeklindeki düzenlemenin sanık lehine hükümler içermesi, yine 7242 sayılı Yasanın 62.maddesi ile değiştirilen 5607 sayılı Yasanın 5/2. maddesine eklenen fıkra uyarınca kovuşturma aşamasında etkin pişmanlık uygulamasının olanaklı hale geldiği anlaşılmakla,
Suç tarihinde yürürlükte olan 5015 sayılı Yasa ile 6545 ve 7242 sayılı Yasalar ile değiştirilen 5607 sayılı Yasanın 3/11. maddesinin yollamasıyla 3/5, 3/10, 3/22., 5/2. maddelerinin somut olaya uygulanarak belirlenen sonuç cezalar karşılaştırılmak suretiyle sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri ile 5237 sayılı TCK"nun 7. maddesi ve 7242 sayılı Yasanın 63. maddesi ile 5607 sayılı Yasaya eklenen geçici 12. maddenin 2. fıkrası gözetilerek sonucuna göre uygulama yapma görevinin de yerel mahkemeye ait bulunması zorunluluğu,
Kabule göre de;
1-Dairemizce de kabul gören Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 08.04.2014 tarihli, 2013/7-591 Esas, 2014/171 Karar ve 16.05.2017 tarih, 2015/398 Esas ve 2017/272 Karar sayılı kararlarında ayrıntıları belirtildiği gibi; suçun işleniş biçimi, suçun işlenmesindeki özellikler, fiillerin işleniş yer ve zamanı, fiiller arasında geçen süre, korunan değer ve yarar, hareketin yöneldiği maddi konunun niteliği, olayların oluş ve gelişimi ile dış dünyaya yansıyan diğer tüm özellikler birlikte değerlendirilip, sanığın eylemlerini bir suç işleme kararının icrası kapsamında gerçekleştirip gerçekleştirmediği ve hakkında TCK"nun 43. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağı hususlarının tartışılarak belirlenmesi bakımından;
İncelemeye konu bu dosyaya ilişkin suç tarihinin 29.01.2011, iddianame düzenleme tarihinin 17.06.2011 olduğu,
Yargıtay 4. Ceza Dairesi"nin 2021/17992 Esas numarasında kayıtlı Ankara 1. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 2011/645 Esas, 2015/1819 Karar sayılı dosyasında suç tarihinin 10/02/2009, iddianame düzenleme tarihinin ise 10/06/2011 olduğu,
Bu dosyalardaki eylemlerin benzer suç vasfına yönelik olduğu gözetilerek suç tarihine ve işlenen suçun niteliğine göre sanığın eylemlerinin TCK"nun 43. maddesi kapsamında zincirleme biçimde kaçakçılık suçunu oluşturup oluşturmadığının takdir ve değerlendirilmesi bakımından dosyaların incelenmesi, gerektiğinde birleştirilmesi ve sonucuna göre sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi,
2-TCK"nin 52/4. maddesi gereğince taksitlerden birisinin zamanında ödenmemesi halinde geri kalan kısmın tamamının tahsil edilebileceği ve ödenmeyen adli para cezasının hapis cezasına çevrilebileceğine dair ihtarın yapılmaması,
3-24.11.2015 tarihli 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi"nin 08.10.2015 tarihli ve 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal kararı ile 5237 sayılı TCK"nun 53.maddesinin bazı bölümlerinin iptal edilmesi nedeniyle, anılan maddenin yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
4-Davaya konu akaryakıt hakkında 03.06.2010 tarihinde tasfiye kararı verildiğinin anlaşılması karşısında, eşya tasfiye edilmiş ise tasfiye bedelinin hazine adına irad kaydına, tasfiye edilmemiş ise 5607 sayılı Yasanın 13/1. maddesi yollamasıyla 5237 sayılı TCK"nun 54/4. maddesi uyarınca müsaderesine karar verilmesi yerine yazılı şekilde hüküm tesisi,
5-Suçtan doğrudan zarar görmeyen ve katılma hakkı bulunmayan Gümrük İdaresinin davaya katılan olarak kabul edilmesi,
6-Suçtan doğrudan zarar gören ve katılma hakkı bulunan EPDK lehine karar tarihi itibariyle verilen vekalet ücretinin sanık ..."dan alınarak katılan idareye verileceğinin gözetilmemesi,
7-Gerekçeli karar başlığında suç tarihinin ""29/01/2011"" yerine ""28/01/2011"" olarak gösterilmesi,
Yasaya aykırı, katılan Gümrük İdaresi vekili, sanık müdafii ile o yer Cumhuriyet Savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebepten 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK"nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 23/09/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.