15. Hukuk Dairesi 2017/1585 E. , 2017/4115 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi : Asliye Hukuk Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davacılar ve davalılar ..., ..., ..., ... vekilleri ile davalı ... tarafından istenmiş ve temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış, eksiklik nedeniyle mahalline iade edilen dosya ikmâl edilerek gelmiş olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
- K A R A R -
Asıl ve birleşen dava, kusurlu olarak yapıldığı iddia olunan apartmanın deprem sonucu yıkılması nedeniyle yıkılan davacıların murisine ait daire ve dükkanın bedeli ile ilgili maddi tazminat ve davacıların anne, baba ve kardeşlerinin ölümü nedeniyle manevi tazminat istemlerine ilişkindir. Mahkemece maddi ve manevi tazminat taleplerinin kısmen kabulüne dair verilen karar, davacılar vekili ile davalılar ..., ..., ..., ... ve ... tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacılar ile temyiz eden davalıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2-Dairemizin yerleşik içtihat ve uygulamaları ile Yargıtay Yüksek 13. Hukuk Dairesi"nin uygulamalarında deprem nedeniyle binanın yıkılıp yapan yüklenici ya da sorumlular hakkında maddi tazminata hükmedilmesi gereken hallerde yapının deprem tarihindeki gerçek değerinin hesaplanması ve arsa payı düşülmek suretiyle buunacak miktarın tahsiline karar verilmesi gerektiği kabul edilmektedir (Yargıtay 15. Hukuk Dairesi"nin 16.05.2011 gün 2010/93 Esas 2011/2928 Karar sayılı ilâmı ve depremde yıkılan binanın değeri yönünden Yargıtay 13. Hukuk Dairesi"nin 28.09.2011 gün 2011/4605 Esas 2011/3247 Karar sayılı ilâmı).
Yine 17.08.1999 tarihinde dava konusu taşınmazın bulunduğu yerde ve bölgede meydana gelen depremin şiddeti dikkate alındığında, binanın yapılış tarihi itibariyle yürürlükte bulunan deprem yönetmeliğine uygun yapılmış olsa dahi hasar meydana gelebileceğinden davacıların maddi zararlarının bir kısmına katlanmaları hakkaniyete uygun olacağı gerekçesi ile 818 sayılı BK"nın 43. maddesi gereğince binanın yıkılması sonucu oluşan maddi zarardan hakkaniyet indirimi yapılması gerekir ise de; bu indirimin dosya kapsamına göre zararın niteliği, depremin şiddeti, binanın yapılış tarihi (yaşı) da dikkate alınıp hakkaniyete uygun olarak yapılması gerekir.
Davacılar ve murislerinin maddi zararın oluşmasında herhangi bir etkili davranışlarının bulunduğu ileri sürülüp ispatlanmamıştır. Kusur yönünden inceleme yapan bilirkişiler kurulu verdikleri 27.12.2010 tarihli raporlarında yüklenici, fenni sorumlu ve belediye dışında kalan %35 kusurun gayrimelhuzlara verileceğini kabul etmiş iseler de, bu orandaki kusurdan davacı iş sahibi mirasçılarının sorumlu tutulmaları ve maddi tazminat miktarından adına hakkaniyet indirimi denilmiş olsa dahi bu oranda indirim yapılması kusur paylaşımında en çok kusurun davacılara verildiği sonucunu doğuracağından, hak ve adalete uygun olmayacaktır.
Bu durumda mahkemece maddi tazminat ile ilgili hükme esas rapor ve ek raporu düzenleyen inşaat mühendisi bilirkişi ... ile emlakçı bilirkişi ..."tan davaya konu olan ve deprem sonucu yıkılan 4 adet daire ve 1 adet dükkanın yıkıldığı 17.08.1999 deprem tarihindeki mahalli piyasa rayiçleri ile bedeli, arsa payları düşülmek suretiyle hesaplattırılıp, bundan ek raporda kabul edilen %20 yıpranma payı indirilmek suretiyle rayiç bedel konusunda gerekçeli ve denetime elverişli ek rapor alınıp bulunacak bu miktardan, mahkemece depremin şiddetine göre binanın yapıldığı tarihte yürürlükte bulanan deprem yönetmeliğine uygun yapılmış olsa dahi yine hasar meydana gelebileceğinden davacıların zararın bir kısma katlanmalarının hakkaniyete uygun olacağı gözetilerek 818 sayılı BK"nın 43. maddesi hükmünce depremin şiddeti, binanın yaşı hususları da dikkate alınarak makul bir oranda hakkaniyet indirimi yapılmak suretiyle yıkılan daireler ve dükkanla ilgili maddi tazminat istemi konusunda sonucuna uygun karar verilmesi gerekirken bu hususlar üzerinde durulmadan ve özellikle kusur bilirkişilerinin gayrimelhuzlara verdiği oranın tamamı üzerinden hakkaniyet indirimi yapılmak suretiyle yazılı miktarda maddi tazminata hükmedilmesi doğru olmamış, kararın bozulması uygun görülmüştür.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davacılar ile temyiz eden davalılar ..., ..., ..., ... ve ..."nun diğer temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca kabulü ile hükmün davacılar ile temyiz eden davalılar yararına BOZULMASINA, ödedikleri temyiz peşin harçlarının istek halinde temyiz eden davacılar ile davalılar ..., ..., ..., ... ve ..."na geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 27.11.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.