8. Hukuk Dairesi 2015/15797 E. , 2018/177 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Borca itiraz
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
K A R A R
Borçlu vekili, ... 1. İcra Dairesi’nin 2009/5875 Esas sayılı dosyasında 17/06/2014 tarihinde tarafına gönderilen muhtıranın adreste bulunamama nedeniyle tarafına ulaşmadığını, ödeme emrinde 142.420.59 TL ödenmeyen nafakanın bulunduğunun bildirildiğini, ancak kendisinin böyle bir borcu bulunmadığını belirterek takibin durdurularak borcun yeniden hesaplanmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, davalı tarafın yapılan ödemelerin nafaka amaçlı olmadığını iddia ve ispat etmediği gerekçesi ile borçlunun takipten sonra yapmış olduğu ödemeler de hesaba katılmış, takibe dayanak ilamın gerekçe kısmında her üç nafaka alacaklısı için eşit nafaka taktir edildiği, daha doğrusu bu yöndeki protokolün tasdik edildiği belirtilerek her bir nafaka alacaklısı için 333.33 TL aylık nafakaya hükmedildiği sonucuna varılmış, bilirkişiden müşterek çocukların 18 yaşını doldurduğu tarihten itibaren onlar yönünden nafaka hesap etmemesi talep edilmiş ve bilirkişi raporu doğrultusunda hüküm kurulmuş, kararı alacaklı vekili temyiz etmiştir.
1- Alacaklı vekilinin sair temyiz itirazları, dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından yerinde değildir.
2- Alacaklı vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesinde ise;
a) İİK"nun 33/1. maddesine göre; icra emrinin tebliği üzerine borçlu yedi gün içinde dilekçe ile icra mahkemesine başvurarak borcun zamanaşımına uğradığı veya imhal veya itfa edildiği itirazında bulunabilir. İtfa veya imhal iddiası yetkili mercilerce re"sen yapılmış veya usulüne göre tasdik edilmiş yahut icra dairesinde veya icra mahkemesinde veya mahkeme önünde ikrar olunmuş senetle tevsik edildiği takdirde icranın geri bırakılmasına karar verileceği,
İİK"nun 33/2. maddesinde ise "İcra emrinin tebliğinden sonraki devrede tahakkuk etmiş itfa, imhal veya zamanaşımına dayanan geri bırakma istekleri her zaman yapılabilir. Bunlardan itfa veya imhale dayanan istekler mutlaka noterlikçe re"sen yapılmış veya tasdik olunmuş belgelere veya icra zaptına istinat ettirilmelidir," hükmü düzenlenmiştir.
Somut olayda; 23.12.2009" da icra emri , daha sonra 25.06.2014 tarihinde bakiye borç muhtırası tebliğ edilmiş ve borçlu 29.12.2014 tarihinde nafaka borcu bulunmadığı itirazında bulunmuştur. İcra emri tebliğinden önceki döneme ilişkin ödemeler nedeniyle itfa itirazının İİK"nun 33/1. maddesi gereğince süresinde yapılmadığı anlaşılmaktadır. Anılan ödemelere ilişkin itirazlar bu nedenle yerinde değildir. Bu ödemelere ilişkin istemin reddi gerekir. Ancak icra emrinin tebliğinden sonraki ödemelere dayalı icranın geri bırakılması talebi İİK"nun 33/2. maddesine göre her zaman ileri sürülebileceğinden bu kapsamdaki ödemeler değerlendirilerek icranın geri bırakılmasına karar verilebilir.
b) İlama dayalı takipte borcun ödendiği iddiası, İİK"nun 33. maddesinde belirtilen belgeler ile ispat edilmelidir. Borçlunun itfa itirazının kabul edilebilmesi için ödeme belgelerinde takibe konu alacak için, yapıldığına dair açık atıf bulunması zorunludur. Yargıtay yerleşik içtihatlarıyla, nafaka borcunun ödendiğine ilişkin iddianın ispatı yönünde sunulan ödeme belgelerinin geçerli olabilmesi için açıkça nafaka borcuna atfen yapıldığının yazılı olması gerektiği koşulu yeni uygulamalarla yine objektif kriterlerle yumuşatılmış olup; Dairemizin son içtihatlarında; nafaka borçları yönünden yapılan ödemelerin, aylık nafaka miktarına ve bu miktarın katlarına denk gelecek şekilde düzenli olarak yapılması durumunda, ödeme belgelerinde nafaka borcuna ilişkin olduğuna dair atıf olmasa dahi bu ödemelerin nafaka borcundan mahsubunun hakkaniyet kurallarına uygun düşeceği kabul edilmektedir. Zira işleyen nafaka borcu bulunan bir borçlunun yaptığı ödemelerin bu borç dışında ahlaki bir ödeme olduğunun düşünülmesi hak zayiine ve mükerrer ödemelere neden olacağından kabulü mümkün değildir. Bunun dışında ödemenin okul ücreti vs gibi açıklamalar ile yapılması halinde ise ahlaki bir vecibenin yerine getirilmesi olarak kabul edilmesi gerektiğinden nafakaya mahsup edilemez.
Bir ödeme belgesinde ne için ödendiğine dair bir açıklama var ise, ödemenin o iş için yapıldığının kabulü gerekir. Sipariş fişi açıklaması ile yapılan ödeme, alacaklı tarafından kabul edilmediği takdirde nafaka ödemesi olarak kabul edilemez. O halde; takipten sonra yapılan ödemeler yönünden ise Mahkemece, yukarıda yapılan açıklamalar doğrultusunda , nafakaya mahsuben açıklaması bulunan ve banka aracılığı ile yapılan ödemeler haricinde, diğer ödemeler yönünden alacaklı beyanı alınarak İİK 33/2 kapsamında ödeme kabul edilip edilemeyeceği değerlendirilerek sonuca gidilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle alacaklı vekilinin sair temyiz isteminin reddine, 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle temyiz isteminin kabulü ile mahkeme kararının yukarıda açıklanan nedenle İİK"nun 366 ve HUMK"nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, taraflarca İİK"nun 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine,
10.01.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.