Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/2221
Karar No: 2022/3603
Karar Tarihi: 14.04.2022

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2022/2221 Esas 2022/3603 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2022/2221 E.  ,  2022/3603 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ


    Taraflar arasında görülen menfi tespit davası sonucunda verilen kararın Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 29/03/2018 tarihli, 2015/37282 esas, 2018/3742 karar sayılı ilamı ile bozulması neticesinde mahkemece verilen direnme kararının, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 01/07/2021 tarihli, 2019/(13)3-508 esas, 2021/891 karar sayılı kararı ile direnme kararı usulden bozulması ile mahkemece usulüne uygun verilen direnme kararının davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; 6763 sayılı Kanun'un 43 üncü maddesi ile değişik 6100 sayılı HMK'nın 373 üncü maddesinin beşinci fıkrası uyarınca dosyadaki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı; davalı ile aralarında sağlık hizmeti sunulması konusunda sözleşme bulunduğunu, dava dışı ... isimli şahsın kimlik bilgileri kullanılarak bu kişinin komşusu olan ... isimli kişinin ve yine dava dışı ... isimli şahsın kimlik bilgileri kullanılarak bu kişinin gelini olan ... isimli kişinin sağlık hizmeti aldığının bildirerek sözleşmenin 5.1.4. maddesine aykırı davranıldığı gerekçesi ile Kurumca cezai işlem uygulandığını, gerekli tüm özen ve dikkati gösterdiklerini, ayrıca 5510 sayılı kanun gereği doğum ve doğum muayenesi ile ilgili her türlü sağlık hizmetinin davalı tarafça karşılanacağının belirtildiği halde haksız cezai şart uygulandığını bildirerek işlemin iptaline karar verilmesini istemiştir.
    Davalı, davanın reddini dilemiştir.
    Mahkemece; kurumca yapılan soruşturma sonucu 3. şahısların davacı yanca işletilen ... Hastanesi'ne başkalarının kimliği ile müracaat ederek muayene oldukları, davacı tanıklarının birbiriyle uyumlu beyanlarına göre gerekli özeni göstermelerine rağmen bu durumu engelleyemedikleri sabitse de, hastaneye muayene için gelen kişilerin Acil Sağlık sorunları ( hamile olmaları ) nedeniyle muayene oldukları, bu tür durumlarda gerek 5510 sayılı yasa, gerek Acil Sağlık Hizmeti Yönetmeliği 37. maddesi, Başbakanlığın 2008/13 sayılı genelgesi gereği sosyal güvencesi olmayan hastalara yapılan her türlü sağlık hizmetinin bedelinin alınamayacağı gözetilerek davacı yanın davasının kabulü ile davacı yanın dayanak cezai şarttan dolayı davalı kuruma borçlu olmadığının belirlenmesine dair verilen karar, davalı tarafın temyizi üzerine Yargıtay (kapatılan) 13. Hukuk Dairesi’nin 29/03/2018 tarihli, 2015/37282 esas, 2018/3742 karar sayılı kararla; (taraflar arasındaki sözleşmesinin 5.1.4.
    maddesinde özetle, kurum tarafından sağlık yardımları karşılanmayan kişilere sundukları sağlık hizmetini kurum tarafından sağlık hizmetleri karşılanan kişiler üzerinden kuruma fatura ettiğinin tesbiti halinde hizmet bedelinin 10.000 TL den az olmamak üzere beş katı tutarında cezai şart uygulanacağına ilişkin sözleşme maddesi mevcut olup, davacı tarafça bu sözleşme maddesi hükmüne uyulmadığı hususu açıktır. Sağlık hizmeti verilen kişinin doğumla ilgili sağlık masraflarının davalı tarafından zaten karşılanacak olması davacının sözleşme hükmüne aykırı davrandığı gerçeğini ortadan kaldırmaz. Bahsedilen sözleşme maddesinin uygulanması, bir zararın doğup doğmamasına göre değil, hizmet sunumunda mevzuata uygun davranılması ve hizmetin belirli kriterlere uygun ve düzgün işlemesini sağlamak amacına yöneliktir. Açıklanan nedenle ceza şartın uygulama koşullarının oluştuğunun kabulü ile davanın reddine karar verilmesi gerekir) gerekçesiyle bozulmuştur.
    Mahkemece; aynı gerekçelerle, bozma kararına karşı direnilmesine dava konusu edilen ve davalı kurum tarafından davacı hakkında düzenlenen 30.000 TL'lik ceza uygulamasıyla ilgili olarak davacının şimdilik 10.000 TL'lik kısmı için davalıya borçlu olmadığının tespitine dair karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 01.07.2021 tarihli, 2019/(13)3-508 esas, 2021/891 karar sayılı kararı ile mahkemenin direnme kararı “somut olayın değerlendirilmesine gelince, davacı, davalı Kurum’un kendisi aleyhine uyguladığı 30.000TL lik cezai işlem yönünden kısmi dava açmış ve başlangıçta 10.000TL yönünden borçsuzluğunun tespitine karar verilmesini istemişken sonrasında talep sonucunu ıslah ederek 30.000TL ye yükseltmiştir. Mahkemece ilk kararda ıslah talebiyle birlikte davanın kabulüne ve cezai işlem yönünden davacının borçsuzluğunun tespitine karar verildiği hâlde direnmeye ilişkin hüküm fıkrasında “Dava konusu edilen ve davalı kurum tarafından davacı hakkında düzenlenen 30.000 TL'lik ceza uygulamasıyla ilgili olarak davacının şimdilik 10.000 TL'lik kısmı için davalıya borçlu olmadığının tespitine” şeklinde karar tesis edilerek hem ilk karardan farklı hem de HMK’nın 297. maddesine aykırı şekilde tarafların talepleri hakkında açık hüküm sonucu oluşturulmadığı anlaşılmaktadır. Oysa direnme kararı verildikten sonra mahkemece yapılması gereken, uyulan bozma nedenleri dışında 6100 sayılı HMK'nun 294 ve 297. maddelerine uygun şekilde, verilen ilk karar gibi hüküm fıkrası oluşturmak ve buna uygun gerekçeli karar yazmaktır. Bu nedenle usule uygun bir direnme kararının varlığından bahsedilemez ve bu durum re’sen gözetilmelidir.” gerekçesiyle usulden bozulmuştur.
    Mahkemece Hukuk Genel Kurulunun bozma kararına uyularak yapılan yargılama neticesinde; Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 29/03/2018 tarihli, 2015/37282 esas, 2018/3742 karar sayılı bozma kararına karşı direnilmesine, sözleşmenin 5.1.4 maddesinin işlerlik kazanması için tedavi giderleri Kurum tarafından karşılanmayacak kişilerin masraflarının Kuruma fatura edilmesi gerekmekte olup; somut uyuşmazlıkta dava dışı (...'a ait sağlık karnesini kullanan) ... ve (...'ya ait sağlık karnesini kullanan) ... isimli hastaların olay tarihinde gebe olduğu ve davacıya ait hastanede bu kapsamda tedavi ve muayenesinin yapıldığı çekişmesiz olduğundan gebelerin taraflar arasındaki sözleşmenin 5.1.4. maddesi anlamında "Kurum tarafından sağlık yardımları karşılanmayan kişiler" den sayılmayacağı kanaatiyle davalı kurumca davacı hakkında, 2009 yılı Ocak, Şubat ve Nisan ayları için uygulanan 10.000'er TL'den uygulanan toplam 30.000 TL'lik cezanın sözleşme hükmüne ve yasal mevzuata uygun olmadığı, davacının 30.000 TL lik cezayla ilgili olarak davalıya borçlu olmadığının tespitine dair karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, kurum sigortalısı olmayan gebe hastanın sağlık giderlerini hasta tarafından sunulan sigortalı başka bir kişiye ait kimlik verileri üzerinden kuruma fatura eden davacı ... hizmeti sunucusunun taraflar arasındaki sağlık hizmeti alım sözleşmesinin 5.1.4. maddesi çerçevesinde sorumlu tutulup tutulamayacağı noktasında toplanmaktadır.
    Hemen belirtmek gerekir ki, davaya konu cezai işlemin dayanağı taraflar arasındaki 2009 tarihli "Sağlık Hizmeti Alım Sözleşmesi" dir.
    Sahibi olduğu hastanede bu sözleşme hükümleri çerçevesinde sağlık hizmeti sunan davacıya, Kurum sigortalısı ... isimli şahsın kimlik bilgileri kullanılarak bu kişinin komşusu olan ... isimli kişinin ve yine Kurum sigortalısı ... isimli şahsın kimlik bilgileri kullanılarak bu kişinin gelini olan ... isimli kişinin sağlık hizmeti aldığı ve tedavi giderlerinin Kuruma fatura edildiğinin anlaşılması üzerine anılan sözleşmenin 5.1.4. maddesine aykırı davranıldığı gerekçesi ile cezai işlem uygulanmıştır.
    Anılan maddede Kurum tarafından sağlık yardımları karşılanmayan kişilere sundukları sağlık hizmetinin sağlık yardımları karşılanan kişiler üzerinden Kuruma fatura edildiğinin tespit edilmesi hâlinde; bu hizmet bedelinin, 10.000 TL'den az olmamak şartıyla beş katı tutarında cezai şart uygulanacağı düzenlenmiştir.
    Bu noktada yerel Mahkeme ve Özel Daire arasındaki uyuşmazlığın çözüme kavuşturulabilmesi için bahsi geçen sözleşme hükmündeki "Kurum tarafından sağlık yardımları karşılanan kişiler" anlatımından anlaşılması gerekenin ne olduğunun konu ile ilgili mevzuat hükümleri çerçevesinde tespit edilmesi gerekmektedir.
    Sözleşmenin "Konu" başlıklı 1.2. maddesinde sağlık hizmeti verilecek kişi "Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından sağlık yardımları karşılanan ve bu sözleşmenin (2) numaralı maddesinde sayılan kişiler" olarak tanımlanmıştır.
    Atıf yapılan (2). maddede ise "Sözleşmeye göre hizmet alacak kişiler" Sağlık Uygulama Tebliği'nin 1.2. numaralı maddesinde belirtilen kişiler olarak gösterilmiştir.
    Dava konusu olayın gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan Sağlık Uygulama Tebliği (SUT)'un "Kapsam" başlıklı 1.2. maddesi "5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve diğer kanunlardaki Özel hükümler gereği genel sağlık sigortasından yararlandırılan kişiler" şeklindeki düzenlemeyi haizdir.
    5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun 63'üncü maddesinde finansmanı sağlanan sağlık hizmetleri sıralanmış olup, maddenin (c) bendinde analık sebebiyle yapılacak tıbbi muayene ve tedavi giderlerinin genel sağlık sigortalısının ve bakmakla yükümlü olduğu kişilerin sağlıklı kalmalarını; hastalanmaları hâlinde sağlıklarını kazanmalarını; iş kazası ile meslek hastalığı, hastalık ve analık sonucu tıbben gerekli görülen sağlık hizmetlerinin karşılanmasını, iş göremezlik hâllerinin ortadan kaldırılmasını veya azaltılmasını temin etmek amacıyla Kurumca finanse edileceği açıkca hükme bağlanmıştır.
    Nitekim anılan Kanun'un 67'nci maddesinde de sağlık hizmetlerinden yararlanmak için aranan şartlar yönünden 63'üncü maddenin (c) bendi düzenlemesi de istisna tutulmuş, bu suretle tedavi giderlerinin herhangi bir şart aranmaksızın karşılanacağı açıklığa kavuşturulmuştur.
    Dava konusu sözleşme hükmünde düzenlenen cezai yaptırım gerektirir eylem tümüyle şekli mahiyette olup bu eylem nedeniyle sağlık hizmeti sunucusunun sorumluluğuna gidilmesi için Kurum aleyhine zarar kastı ya da zararın gerçekleşmesi şartı aranmayacaktır.
    Bununla birlikte; açıklanan sözleşme hükmünün işlerlik kazanması için tedavi giderleri Kurum tarafından karşılanmayacak kişilerin masraflarının Kuruma fatura edilmesi gerekmekte olup; somut uyuşmazlıkta dava dışı ...’un olay tarihinde gebe olduğu ve davacıya ait hastanede bu kapsamda tedavi ve muayenesinin yapıldığı çekişmesizdir. Yukarıda yapılan açıklamalar karşısında gebelerin taraflar arasındaki sözleşmenin 5.1.4. maddesi anlamında "Kurum tarafından sağlık yardımları karşılanmayan kişiler" den sayılmayacağı açıktır.
    Hal böyle olunca, mahkemenin aynı gerekçeye dayalı, davanın kabulüne dair direnme kararı usul ve yasaya uygun olup, onanmalıdır.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı tarafın yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA, 6100 sayılı HMK'nın Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'nın 440 ıncı maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 14/04/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.


    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi