1072 Sayılı Kanuna Aykırılık - Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2020/313 Esas 2020/2321 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
19. Ceza Dairesi
Esas No: 2020/313
Karar No: 2020/2321
Karar Tarihi: 03.03.2020

1072 Sayılı Kanuna Aykırılık - Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2020/313 Esas 2020/2321 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Mahkeme, başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosyanın incelendiğini ve temyiz isteğinin reddi nedenlerinin bulunmadığını belirtiyor. Ancak, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararından önce sanığın cezalandırıldığı, hapis cezasının adli para cezasına çevrildiği ve bu kararın sanık tarafından temyiz edildiği belirtiliyor. Yargıtay'ın da benimsediği bir karara göre, sanığın denetim süresi içinde kasıtlı suç işlemesi ile hüküm açıklanırken, hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesinin sanık lehine kazanılmış hak teşkil ettiğine dikkat çekiliyor. Bu nedenle, kanuna aykırı bir şekilde cezanın hapiste bırakılarak hüküm kurulduğu belirtiliyor. Sonuç olarak, hükmün bozulması ve yargılamaya bozma öncesi aşamadan başlayarak devam edilmesi ve kanun maddelerine uygun bir şekilde sonuçlandırılması isteniyor. Kanun maddeleri olarak da 1072 Sayılı Kanun ve 1412 sayılı CMUK'nin 321. maddesi gösteriliyor.
19. Ceza Dairesi         2020/313 E.  ,  2020/2321 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇ : 1072 Sayılı Kanuna Aykırılık
    HÜKÜM : Mahkumiyet

    Yerel Mahkemece bozma üzerine verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
    Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
    Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede, sair nedenler yerinde görülmemiştir.
    Ancak;
    Dairemizin de benimsediği Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 09/02/2016 tarih ve 2014/71 Esas - 2016/42 Karar sayılı kararında açıklandığı üzere, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararından önce, Gaziosmanpaşa 2. Sulh Ceza Mahkemesi"nin 22/03/2007 tarihli kararı ile sanığın 10 ay hapis ve 833 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına ve hapis cezasının TCK’nin 50. maddesi uyarınca adli para cezasına çevrilmesine karar verildiği, bu kararın yalnızca sanık tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay 7. Ceza Dairesinin 30/01/2012 tarihli kararı ile sanık hakkında CMK"nin 231. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağının değerlendirilmesi ve kanun değişikliği nedeniyle davaya bakma görevinin asliye ceza mahkemelerine ait olduğu yönlerinden bozulduğu, bozmadan sonra sanık hakkında yine 10 ay hapis, 833 TL adli para cezasına ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği anlaşılmakla, sanığın denetim süresi içinde kasıtlı suç işlemesi ile hüküm açıklanırken, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararından önce sanığın temyiziyle bozulan hükümdeki hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesinin, CMK"nin 326/son maddesi uyarınca sanık lehine kazanılmış hak teşkil ettiği gözetilmeden cezanın hapiste bırakılarak hüküm kurulması,
    Kanuna aykırı olup, sanığın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, HÜKMÜN, 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca, tebliğnameye aykırı olarak, BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, 03/03/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.






    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.