17. Hukuk Dairesi 2013/3970 E. , 2014/3660 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalılar .... Nak.İnş.Taah.Oto.Pet.Mad.Ür.Paz.San.Tic. Ltd.Şti. ve ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacılar vekili, davalıların maliki/işleteni, sürücüsü ve sigortacıları olduğu aracın sebebiyet verdiği trafik kazasında davacıların eşi/babaları destekleri ...."in vefat ettiğini ileri sürerek, ıslahla birlikte davacı ..., .... ve ... için ıslahla birlikte toplam 16.289,75 TL. destekten yoksun kalma tazminatının tüm davalılardan, her bir davacı için 5.000,00"er TL. manevi tazminatın ise sigorta şirketi dışındaki davalılardan faiziyle tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar vekilleri, ayrı ayrı davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan delillere göre, davalı ... A.Ş hakkındaki davanın husumet yönünden reddine, maddi tazminata yönelik davacıların ıslah edilen taleplerin kabulüne, manevi tazminat taleplerinin davacı eş Müteber için 1.500,00 TL., diğer davacılar için 1.000,00"er TL. olmak üzere toplam 12.500,00 TL. yönünden kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davalılar .... Nak.İnş.Taah.Oto. Pet.Mad.Ür.Paz.San.Tic.Ltd.Şti. ve ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-)Mahkemece toplanıp değerlendirilen delillere, özellikle oluşa ve dosya içeriğine uygun olarak düzenlenen uzman bilirkişi raporunda belirtilen kusur oranının hükme esas alınmasında bir usulsüzlük bulunmamasına göre, davalılar vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-) Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece ıslah edilen maddi tazminat kısımları için (hüküm fıkrasının 2 nolu bendi) davalı ... şirketleri yönünden de dava tarihinden itibaren faiz işletilmesine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde ıslah tarihinden itibaren faize karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
Öte yandan; davalı sigortacılar lehine olan bu hususun davacı tarafından temyiz edilmeyip, temyiz eden davalıların esasen diğer davalı aleyhine olarak hükmü temyiz etme hakkı yok ise de; dava konusu zarara neden olan aracın işleten, sürücü ve sigortacısı olan davalıların sorumluluğu yasadan kaynaklanan müteselsil sorumluluk ve aralarındaki münasebetle ihtiyari dava arkadaşlığı olduğundan, hükmü temyiz etmeyenler hakkında lehe yada aleyhe verilen kararın kesinleştiği düşünülebilirse de, kesinleşme sorumluluk davasına ilişkin olup, ardından görülecek rücu davası yönünden, yani borçlular arasındaki iç ilişki yönünden hüküm ifade etmeyeceğinden, rücu davası dikkate alındığında temyiz eden davalıların diğer davalılar lehine olan hükmü onun aleyhine temyizde hukuki yararı bulunduğu aşikardır.
Zira sorumluluk davasındaki karar kesin hüküm oluşturmaz ise de rücu davası yönünden sorumluluk davasının kararı güçlü delil oluşturmaktadır. Bu nedenle, İhtiyari dava arkadaşlarının sonradan birbirlerine karşı açacakları rücu davasında, esas alınacak mahkeme kararı, ihtilaf henüz önünde iken doğru olarak oluşmalı ve mahkeme davalıların ne oranda sorumlu tutulup tutulmayacaklarını sorumluluk davası sırasında halletmelidir. Bu kabul tarzı rücu davasında haksız yere temyiz edenler aleyhine güçlü delil oluşturmaması yönünden doğru olduğu gibi, usul ekonomisi yönünden de tarafları tatmin edecektir. Temyiz etmeyen tarafların usulü müktesep hakları da mahkemece icrai nitelikte bir hüküm kurulmayacağı, bozma sonrası kararın gerekçesinde, haklarındaki karar temyiz edilmediğinden kesinleşen davalılarında sorumluluk derecesinin tespit edilmesiyle yetinileceği dikkate alındığında ihlal edilmemiş olacaktır. (Yargıtay HGK 2009/16-428-483 sayılı ilamı)
Somut olayda; davacılar maddi tazminatın müteselsil sorumluluk hükümlerine göre davalılardan tahsili istemiyle işbu davayı açmıştır. Mahkemece ıslah edilen kısma ilişkin kurulan hükümde davalı ... şirketleri yönünden faiz başlangıç tarihi davacı yanca temyiz edilmeyip sadece müteselsil sorumlu diğer davalılar tarafından temyiz edilmiş olup, bu itibarla hükmü temyize gelmeyen davacı ile anılan davalılar yönünden hüküm kesinleşmiş ve bu hususta davalı sigortacılar lehine usulü müktesep hak oluşmuş ise de; temyiz eden davalı tarafın davalı sigortacılarla aralarındaki iç ilişkiye göre bunu rücu edebileceği açıktır. Bu nedenle, taraflar arasındaki iç ilişkide geçerli olmak üzere; mahkemece davalı sigortacı için usuli kazanılmış hakkın ihlal edilmemesi gerektiği gözetilip icrai nitelikte bir hüküm kurulmayarak, sadece, sorumlu olunan hususunun tespitine yönelik hüküm kurulması gerektiğinden ve bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, 6100 Sayılı H.M.K.nun geçici 3/2.maddesi delaletiyle, HUMK.nun 438/7.maddesi uyarınca, hükmün düzeltilerek onanması gerekmiştir.
SONUÇ; Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalılar vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, diğer temyiz itirazlarının kabulü ile maddi tazminatın ıslah edilen kısmına ilişkin hüküm fıkrasının (2) nolu bendinin sonuna “bu hüküm yönünden icrai nitelikte olmamak üzere, müteselsil sorumlu davalılar arasındaki rücuya dair iç ilişki yönünden davalı ... şirketlerinin de dava tarihinden itibaren yasal faizle sorumlu oldukları hususunun tespitine” ibaresinin yazılmasına ve hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalılar Biçerler Nak.İnş.Taah.Oto.Pet.Mad.Ür.Paz.San.Tic. Ltd.Şti."ne ve ..."e geri verilmesine 17.3.2014 gününde Üye ..."ın karşı oyu ve oyçokluğuyla karar verildi.
(Karşı Oy)
KARŞI OY
Rücu davasının konusunu oluşturacak hususta temyiz etmeyen davacı lehine sonuç doğuracak şekilde düzeltilerek onama kararı verilemeyeceği, kararın aynen onanması gerektiği görüşünde olduğumdan çoğunluğun 2 numaralı düzeltilerek onama görüşüne katılmıyorum.
...