12. Hukuk Dairesi 2015/33989 E. , 2016/11395 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;
Alacaklı tarafından, borçlu aleyhine kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibine başlandığı, takip sırasında, borçlunun, bir kısım belediyelerdeki hak ve alacakları ile taşınır ve taşınmaz mallarına haciz konulduğu, borçlunun, dosya borcunun ödendiğini ileri sürerek hacizlerin kaldırılması talebinin icra müdürlüğünce reddedilmesi üzerine, memurluk kararının iptali ile belediyelerdeki alacakları üzerine konulan hacizlerin kaldırılması istemiyle icra mahkemesine başvurduğu görülmektedir.
Mahkemece, yapılan yargılama sonucunda, borçlunun, ..... Büyükşehir Belediyesi’ndeki alacakları üzerine konulan haczin kaldırılması dışındaki istemlerinin reddine karar verilmiş, kararın temyizi üzerine, Dairemiz, 16.04.2015 tarih ve 2015/331 E.-10053 K. sayılı ilâmında; borçlunun başvurusunun İİK"nun 71. maddesine dayalı takibin kesinleşmesinden sonraki döneme ilişkin itfa itirazı niteliğinde olduğu, 25.07.2013 tarihli protokolde anılan tarih itibariyle borç miktarının 780.000,00 TL olduğunun tarafların kabulünde olması nedeniyle, 25.07.2013 tarihinden sonra borçlu tarafından yapılan ödemelerin ve varsa tahsilatların Türk Borçlar Kanun"unun 100. maddesi dikkate alınarak mahsup edilmek suretiyle şikayet tarihi itibariyle, Yargıtay denetimine imkan verecek şekilde ve gerektiğinde bilirkişi incelemesi yapılmak üzere hesaplama yapılarak oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle mahkeme kararının bozulduğu anlaşılmaktadır.
Bozma ilamımız üzerine yeniden yapılan yargılamada, 15.07.2015 tarihinde alınan bilirkişi raporunun incelenmesinde; dönemsel olarak yapılan borç ödemelerinin veya tahsilatların toplamının, 25.07.2013 tarihli protokolde belirlenen 780.000 TL"lik alacaktan çıkarıldığı, bulunan bu rakama ise yıllık yasal faiz işletilmesi sonucunda, borçlunun, 400.853,53 TL ana para olmak üzere 434.663,60 TL fazla ödeme yaptığının belirlendiği görülmüştür.
Bilirkişi incelemesinde:
- Şikayet tarihi olan 18.07.2014 tarihine kadar ki, borç ödemelerinin esas alınması gerekirken, bu tarihten sonra yapılan 04.08.2014, 08.08.2014, 01.09.2014 tarihli ödemelerin de hesaplamaya dahil edildiği,
- 25.07.2013 tarihi itibariyle alacaklının alacağının 780.000 TL olduğu, bu tarihten sonra yapılan ilk ödeme tarihine kadar, alacağa işleyecek faizden, TBK"nun 100. maddesi gereği, öncelikle faiz kaynaklı alacağın düşülmesi ve bu hesaplamanın her bir ödeme tarihine göre ayrı ayrı yapılması gerektiği halde, dönemsel ödemeler yapıldığı gözetilmeksizin ve alacaklının alacağı olan 780.000 TL"ye faiz işletilmeden hesaplama yapıldığı, bu durumda hesaplama şeklinin hatalı olması nedeniyle anılan bilirkişi raporunun hükme esas alınamayacağı anlaşılmıştır.
Mahkemece, Dairemizin 16.04.2015 tarih ve 2015/331 E.-10053 K. sayılı ilâmında belirttiği ilkeler doğrultusunda bilirkişi raporu alınarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, Dairemiz ilamına aykırı olarak tanzim edilen hatalı bilirkişi raporuna dayalı olarak şikayetin kabulü yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK"nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 18/04/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.