19. Hukuk Dairesi 2019/3104 E. , 2020/560 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının bozma ilamına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün davalı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacılar vekili Av. ... ile davalı vekili Av. ... gelmiş olduğundan duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili ... Asliye Hukuk Mahkemesi’ne verdiği dava dilekçesinde, ... 2. İcra Müdürlüğü"nün 2008/1780 esas sayılı dosyası ile davacı hakkında icra takibi başlatıldığını, takibin dayanağının bono olduğunu, bonoda borçlunun ..., kefilin de davacı gözüktüğünü, senetteki imzanın davacıya ait olmadığını, imzaya itiraz ettiklerini, davacının okuma-yazma bilmediğini, okuma-yazma bilmeyenlerin bastığı parmak izinin veya attığı imzanın usulünce tasdik edilmesi gerektiğini, ekte sunulan genel vekaletnamedeki imza ile senetteki imza karşılaştırıldığında imzaların davacıya ait olmadığının anlaşılacağını, davacının 1904 doğumlu olup şu an itibariyle 106 yaşında olduğunu, uzun süredir tedavi ile ayakta kaldığını, kendi işlerini yürütmesinin mümkün olmadığını, yaşı sebebiyle akli melekelerinin tam olarak çalışmadığını, akıl hastalığı ve zayıflığı bulunduğunu, her şeyi unuttuğunu, imza davacıya ait olmamakla birlikte, olsa dahi davacının fiil ehliyeti olmadığından geçerli olmadığını, imza davacıya ait olsa ve fiil ehliyeti bulunsa dahi senette borçlu gözüken ... korkutularak ve aldatılarak sahte senetlerin imzalatılmasını istediğini, ..."un bu konudaki dilekçesinin ekte sunulduğunu, ... 2. İcra Müdürlüğü"nün 2008/1780 esas
sayılı dosyasında davacının ... İli, ... İlçesi, ... Köyü 136, 340 ve 342 no"lu parsellerinin satışa çıkarıldığını ve davalı tarafından alacağına mahsuben satın alındığını iddia ederek takibin iptali ile davacının borçlu olmadığının tespitine, haksız ve kötü niyetli takipten dolayı davacıya asgari %40 oranında icra-inkar tazminatı ödenmesine, icra takibi sebebiyle davacının elinden çıkıp davalıya geçen ... İli, ... İlçesi, ... Köyü 136, 340 ve 342 no"lu parsellerin tapu kayıtlarının iptali ile davacı adına tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, gerçeklerden uzak davayı kabul etmediklerini, davanın ve iddiaların zamanaşımına uğradığını, İİK"nın 72/7 maddesinde istirdat davası açılması için ödeme tarihinden itibaren 1 senelik hak düşürücü süre öngörüldüğünü, somut olayda ödeme tarihinden itibaren 1 senelik hak düşürücü sürenin geçtiğini, dava konusu taşınmazların 25.09.2009 tarihinde davacının alacağına mahsuben satın alındığını, davacının ehliyetsizlik, imza inkarı ve hile iddialarının gerçeklikten uzak, zaman kazanmaya yönelik iddialar olduğunu savunarak haksız ve kötü niyetli davanın reddine, aynı gerekçelerle davalı lehine %40 oranında icra-inkar tazminatı ödenmesine karar verilmesini istemiştir.
Davanın açıldığı ... 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2011/46 esas sayılı dava dosyasında kesin yetki nedeniyle davanın reddine, dosyanın talep halinde görevli ve yetkili ... Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine karar verilmiş, işbu karar temyiz edilmeksizin kesinleşmiş, talep üzerine dosya ... 1. Asliye Mahkemesi’ne gönderilmiş, ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce menfi tespit ve tapu iptal ve tescile ilişkin talepler bakımından tefrik kararı verilmiş, menfi tespite ilişkin dava yeni bir esasa kaydedilmiş, mahkemenin 2014/227 esasını almıştır.
... 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2014/227 esas sayılı dava dosyası üzerinde yapılan yargılama neticesinde 28.02.2014 tarihinde davanın yetki yönünden reddine, dosyanın talep halinde ... Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiş, Dairemizin 2015/7118 esas ve 2015/12786 karar sayılı ve 14.10.2015 tarihli kararı ile yetkili mahkemenin ... Asliye Hukuk Mahkemesi olduğundan bahisle bozulmuştur.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde, aynı bonodan dolayı borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkin olarak görülmekte olan ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2017/321 esas sayılı dosyasında, Yargıtay 19. Hukuk Dairesi"nin 2016/12357 esas ve 2017/1117 karar sayılı ilamında; "Dava, icra takibine konu bonolardan dolayı borçlu bulunulmadığının tespiti istemine ilişkindir. Takibe konu bonolardaki imzaların murise ait olmadığı belirtilerek imza inkarında bulunulmuştur. Bu durumda takibe ve davaya konu bonolar üzerindeki imzaların davacıların murisine ait olduğunu ispat yükümlülüğü davalı alacaklıdadır. Mahkemece alınan bilirkişi raporunda bonolardaki imzaların davacılar murisine ait olup olmadığının tespit edilemediği belirtilmiştir. Bu durumda davanın kabulü gerekirken ispat yükümlülüğünde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bozulması gerekmiştir. " gerekçesine yer verildiği, bonodaki kefil imzasının davacı murise ait olduğunun ispat yükünün davalıda olduğu, ancak alacaklının bu yükümlülüğün gereğini yerine getiremediği gerekçesiyle davanın kabulüne, ... 2. İcra Müdürlüğü"nün 2008/1780 esas sayılı dosyasına konu 15.07.2005 vade tarihli, 300.000,00 TL"lik bonodan kaynaklı borçlu kefil ... mirasçıları olan davacıların borçlu olmadıklarının tespitine, ilgili senedin ve takibin kefil yönünden iptaline, davalı taraf aleyhine icra inkar tazminatı şartları oluşmadığından bu yöndeki talebin reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre ve özellikle dava konusu 300.000,00 TL bedelli bonodaki davacılar murisine ait görünen avalist imzasının ona ait olup olmadığına ilişkin raporun yine taraflar arasındaki ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2017/321 esas sayılı dosyası içinde bulunması göz önüne alındığında, iş bu dosyadan yeniden rapor alınmasına gerek olmamasına göre davalı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davacı mirasçıları yararına takdir edilen 2.540,00 TL duruşma vekalet ücretinin (tek) davalıdan alınarak davacı mirasçılarına verilmesine, aşağıda yazılı onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 20.02.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.