Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/5156
Karar No: 2020/2073

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2019/5156 Esas 2020/2073 Karar Sayılı İlamı

(Kapatılan)20. Hukuk Dairesi         2019/5156 E.  ,  2020/2073 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... vekili ile davacılar vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Davacılar vekili 04.02.2013 tarihli dilekçesiyle, Orman Yönetimince açılan 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/405 E. - 2012/291 K. sayılı dosyası ile davacılara ait ... ili, ... ilçesi, ... köyü, 149 ada 1 sayılı parselde kayıtlı taşınmazın tapusunun iptali ile orman vasfı ile Hazine adına tesciline karar verildiğini, davacıların murisi ..."ın bu taşınmazı tapu kayıtlarına güvenerek tapulu olarak 30 yıl önce satın aldığını, ... vefat ettikten sonra mirasçıları tarafından intikal işlemleri yaptırıldığı, bu süreçte de tapuda orman kaydı olduğuna dair herhangi bir şerhin mevcut olmadığını, tapu sicilinin tutulmasından doğan tüm zararlardan Devletin sorumlu olacağının TMK"nın 1007. maddesi ile hüküm altına alındığını belirterek fazlaya dair hakları saklı kalmak üzere 25.000,00.-TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalı Hazineden tahsili ile müvekkillerine verilmesini istemiştir. Birleşen davacılar vekili 13.01.2014 tarihli dilekçesi ile aynı iddialarla talepte bulunmuş, her iki dava birleştirilmiştir. 17.02.2014 tarihli ıslah dilekçesi ile davacılar vekili talebini 316.259,89.-TL"ye arttırmıştır.
    Mahkemece, asıl ve birleştirilen davanın kabulü ile 316.259,89.-TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı Hazineden alınarak davacılara hisseleri nispetinde ödenmesine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiş, Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin 27.01.2015 tarih ve 2014/15626 E. - 2015/892 K. sayılı kararı ile “Bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Alınan rapor hüküm kurmaya elverişli değildir. Şöyle ki; dosyada bulunan kanıt ve belgelere göre; taşınmaz kuru tarım arazisi niteliğinde olup, ekilebilir net ürün gelirine göre değer biçilmesi gerekirken, kapama bağ olarak üzüm geliri esas alınmak suretiyle değer biçilmesi, dava konusu taşınmazın konumu, bilirkişi kurulu raporunda yazılı özellikleri ve mücavir alan içerisinde bulunması dikkate alındığında tespit edilen bedele objektif değer arttırıcı unsur oranı uygulanması gerektiğinin düşünülmemesi doğru görülmemiştir.” gereğine değinilerek bozulmuştur.
    Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda asıl ve birleştirilen davanın kabulü ile 316.259,89.-TL tazminatın dava tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı Hazineden alınarak davacılara hisseleri oranında ödenmesine, davacının fazlaya ilişkin haklarının saklı tutulmasına karar verilmiş, hüküm davalı ... vekilince temyiz edilmekle bu kez Dairenin 01.11.2018 tarih ve 2017/5305 E. - 2018/6990 K. sayılı kararı ile “Somut olayda,
    davacılar vekili birleşen dava dilekçesinde harca esas dava değerini 25.000,00.-TL olarak göstermiş ancak bu değer üzerinden nisbi harç yatırması gerekirken hiç harç yatırmamış, 17.02.2014 tarihli dilekçesiyle tazminat isteğini 291.259,893.-TL arttırmış ise de kendilerine tevzi bürosundan davanın harca tabi olmadığının bildirildiği iddiası ile artırılan kısma ilişkin harç yatırmamıştır.
    Mahkemece, yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler ve ortaya konulan ilkeler gözardı edilerek, birleşen dava için dava ve artırılan değer üzerinden ıslah harcı tamamlanmadan yargılamaya devamla işin esası hakkında hüküm kurulmuştur.
    Bu durumda mahkemece; yürürlükteki harçlar tarifesi uyarınca birleşen dava ve ıslah edilen dava değeri üzerinden ıslah harcını ödemesi konusunda davacıya usulünce süre verilip harcı tamamlanan değer üzerinden hüküm kurulması gerekirken, harcı tamamlanmayan birleşen dava ve ıslah dilekçesine değer verilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.” gereğine değinilerek bozulmuştur.
    Mahkemece bozma kararına uyulmasının ardından eksik dava ve ıslah harcı davacı tarafça ödenmiş, bu sırada davacılar vekili 20/06/2019 tarihinde açtığı ek dava ile bozma öncesi bilirkişi raporuyla belirlenen değerden ıslah edilmeyen kısma ilişkin olarak fazlaya ilişkin hakları saklı tutulmak suretiyle 661.190,00.-TL tazminatın tapunun iptal edildiği tarihten itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacılara ödenmesini talep ve dava etmiş, açılan bu ek dava eldeki kısmi davayla birleştirilmiş ve yapılan yargılama sonunda davanın kabulü ile 316.259,89.-TL tazminatın dava tarihi olan 04/02/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı Hazineden alınarak davacılara ödenmesine, birleşen 2019/262 Esas sayılı ek dava yönünden ise davanın kabulü ile 661.190,00.-TL"nin tapu iptal davasının kesinleştiği 11.09.2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacılara ödenmesine karar verilmiş, hüküm davalı ... vekili ile davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, tapu kaydının mahkeme kararıyla iptal edilmesi sebebiyle uğranılan zararın, 4721 sayılı TMK"nın 1007. maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkindir.
    Tazminat istemine dayanak ... ili, ... ilçesi, ... mahallesi 149 ada 1 parsel sayılı taşınmaz, 1958 yılında yapılan tapulama sırasında 765 parsel numarası altında 16.750 m2 yüzölçümü ve tarla niteliği ile dava dışı kişi adına tespit ve tescil edilmiş iken asıl ve birleşen dosya davacıları murisi tarafından 05.05.1961 tarihinde satın alınmış, 02.08.1996 tarihinde ise taşınmaz 149 ada 1 parsel numarası ve 17.043,57 m2 yüzölçümü ile asıl ve birleşen dosya davacıları ve murisleri adına intikal ettirilmiş olup Orman Yönetimi tarafından açılan dava sonucu ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/405 E. - 2012/291 K. sayılı kararı ile taşınmazın tamamının 1947 yılında 3116 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılan orman kadastrosu sırasında orman sınırları içerisinde bırakıldığı gerekçesiyle tapu kaydının iptaline ve orman olarak tesciline karar verilmiş, verilen karar temyiz edilmeksizin 11.09.2012 tarihinde kesinleşmiştir. Eldeki asıl dosyada 04.02.2013 tarihinde, birleşen 2014/34 Esas sayılı dosyada 13.01.2014 tarihinde, birleşen 2019/262 Esas sayılı dosyada ise 20.06.2019 tarihinde davacılar tarafından tazminat davası açılmıştır.
    İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, davacıların adlarına kayıtlı bulunan taşınmazının tapu kaydının iptaline ilişkin mahkeme kararının kesinleşmesinden itibaren 10 yıllık zamanaşımı süresi içerisinde eldeki davayı açmasında ve arazi niteliğindeki taşınmaza net gelir yöntemiyle, tapu iptal kararının kesinleştiği tarih esas alınarak değer biçilmesinde ve taşınmazın gerçek bedelinin TMK"nın 1007. maddesi gereğince davalı Hazineden tahsiline karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak 492 sayılı Harçlar Kanununun 31. maddesine göre “Peşin alınan Karar ve İlam Harcı işin hitamında ödenmesi gerekenden fazla olduğu anlaşılırsa fazlalık istek üzerine geri verilir.” hükmü düzenlenmiş olup fazla yatırılan kısmın iadesi için kararın kesinleşmesinin gerektiği yönünde bir düzenleme getirilmemiş sadece ilgili tarafın talebini aramıştır. Somut olayda ise mahkemece asıl
    ve birleşen davalar yönünden fazla alınan peşin harçların karar kesinleştiğinde talep halinde davacılara iadesi kararlaştırılmış olup, anılan yasal düzenleme karşısında yazılı şekilde karar verilmesi doğru değil ise bu husus hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür. Bu nedenle 1 ve 2 nolu hüküm fıkrasının ikinci bentlerinde yer alan “…fazla alınan peşin harçların karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine” ibarelerinin cümleden çıkartılarak yerine “…fazla alınan peşin harçların talep halinde davacıya iadesine” ibaresinin yazılması suretiyle düzeltilmesine ve hükmün 6100 sayılı Kanunun geçici 3. maddesi atfıyla HUMK’nın 438/7. maddesine göre düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 24/06/2020 günü oy birliğiyle karar verildi.




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi