21. Hukuk Dairesi 2019/3592 E. , 2020/2223 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ: ... Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi
TÜRK MİLLETİ ADINA
K A R A R
A)Davacı İstemi:
Dava, 01/09/1985 tarihinden itibaren 1985/3 ile 1988/2 dönemleri arasında 800 sigortalı gününün ... sigorta sicil numarası ile davacıya ait olduğunun tespitine karar verilmesi istemine ilişkindir.
B)Davalı Cevabı:
Davalı ... vekili davanın reddini istemiştir.
C)İlk Derece Mahkemesi Gerekçesi ve Kararı:
İlk derece mahkemesince ; “ Davacının çalışıp çalışmadığı ile ilgili esasen itilaf bulunmamaktadır. Primler de ödenmiş olup sicil numarası yanlış bildirildiğinden ve işe giriş bildirgesine ulaşılamadığından kurum hizmetleri davacı adına mal etmemektedir. Davalı kurumun sigortasız çalışanları tespit edip sosyal güvenlik şemsiyesi altına alma yükümlülüğü dışında işverenlerce yapılan bildirimlerdeki eksiklerin takibi ve kayıtların doğru tutulması gibi yükümlülükleri de vardır. Davacı için yatırılan primleri kurum tahsil etmiş, açıkça ... e ait olmadığı anlaşılan hizmetleri zamanında işverene başvurarak hatalı sicil numarası düzeltme , giriş bildirgesi isteme yolu ile düzeltmemiştir. Bu tip yükümlülükleri olan kurumun elinde 506 SY döneminde de 5510 Sy döneminde de işverenleri bu tip işlemleri tamamlamaya zorlamak için pek çok ve sonuçları ağır yetkisi vardır. İşverenden giriş bildirgesini belli sürelerde istemek , verilmemesi halinde para cezası vermek ve resen bunları düzenlemek gibi yetkileri olan kurum bunların hiç birisini yapmayıp davacıyı mağdur etmiştir. 1986 , 1987 ve 1988 yılı bildirimleri dönem bordrosu ile sabit olup bildirgenin bulunup bulunmaması sonucu değiştirmez . Bu itibarla bu hizmetlerin davacıya ait olduğunun ve davacının hizmet cetveline işlenmesi gerektiğinin kabulü zorunludur. ... ya da ölü olması sebebiyle mirasçıların davaya dahil edilmesine gerek bulunmamaktadır. Dava konusu hizmetler bu şahsın dosyasına işlenmişse de emeklilik aylığı hesabında dikkate alınmamış olup, ... yönünden hak alanını ilgilendiren bir durum söz konusu değildir. 1985 yılı 3. Dönemden 80 günlük iddia bakımından ise davacının işvereni tarafından ssk sicili hatalı da olsa yapılmış bir bildirim yoktur. Bu bildirimin yine ... dosyasında başka bir iş yerinden ... adına yapıldığı görülmüş , davacı ıslah ettiği dava dilekçesinde bu dönemle ilgili talepleri olmadığını ve bu kişiyi de davaya dahil etmeyeceklerini bildirdiğinden davaya dahil işlemi yapılmamıştır. Ancak dava açılırken bu dönemin de davacıya ait hizmetler arasında olduğu belirtilmiştir. Davanın tam ıslahı söz konusu olmadığından dava dilekçesindeki taleplerden daha az talepleri içerecek şekildeki ıslah geçerli sayılmamış, bu dönem bakımından isteğin reddi gerekmiş , diğer dönemler bakımından ise davanın kabulüne dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur. ” gerekçesiyle “Davacının davasının KISMEN KABULÜ ile, Davacının adına kuruma bildirilen ancak ... ssk sicil numaralı ... hizmet cetveline aktarılan ... sicilli iş yerinde geçmiş 1986 yılı 3 .dönemden 120 gün , 1987 yılı 1,2 ve 3. Dönemlerinden 120 şer gün , 1988 yılının 1. Ve 2. Döneminden 120 şer gün toplam 720 gün hizmetin davacıya ait olduğunun ve ... sicil sayılı davacı dosyasına eklenmesi gerektiğinin tespitine Artan kısma ilişkin isteğin reddine” karar verilmiştir.İstinaf Başvurusu; Davacı vekili, dava dilekçesinde sehven yazılan kısmın ıslah ile çıkarıldığını,verilen kararda davanın kısmen kabulüne şeklindeki hükmün davanın kabulüne, artan kısma ilişkin isteğin reddine ve davalı yararına takdir olunan 2.180,00 TL vekalet ücretin hükümden çıkarılmasına karar verilmesi gerektiğini; Davalı Kurum vekili ise; Müvekkil kurumun kendisine sigorta girişi esnasında verilen bilgilerin veyahut sigorta sicil numarasının yanlış verildiğine ilişkin eksikliğin düzeltilmesine ilişkin işlem yapma yükümlülüğü bulunmadığını, Yargıtayın yerleşik içtihatları gereği dönem bordo tanıklarının mahkeme tarafından tespiti ve onlarında işbu dosya kapsamında dinlenmeleri ve davacının söz konusu iş yerinde çalıştığına dair kuşkuya yer vermeyecek şeklide inceleme yapması gerekirken sadece davacı tanıklarının dinlemesi ile hüküm kurulması yasaya aykırı olduğunu ileri sürmektedirler.
D)Bölge Adliye Mahkemesi Gerekçesi ve Kararı: Bölge Adliye Mahkemesince "" İlk derece mahkemesince yapılan yargılama ve dosya kapsamından, hükme konu hizmetlere ilişkin işe giriş bildirgesinin bulunmadığı, bildirimlerde dava dışı ... "e ait olan sicil numarasının kullanıldığı, ancak bu hizmetlerin ... "e yaşlılık aylığı bağlanırken kullanılmadığı, zaten 1971"den sonra yurtdışında çalıştığının anlaşıldığı ve adı geçen şahsın vefat etmiş olması sebebiyle de mirasçılarının davaya dahil edilmesine gerek görülmemesinin bir eksiklik olarak görülmediği, davacı tarafın 28.12.2017 tarihli dilekçesine konu işlemin aslında ıslaha konu olabilecek usuli bir işlem değil, talebin daraltılması niteliğinde görüldüğü, böylece, davanın kısmen kabulüne dair mahkeme kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından, taraflar vekillerinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK"nın 353/1-b.1 bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.” gerekçesiyle
“ Taraf vekillerinin istinaf istemlerinin 6100 sayılı HMK"nın 353/1-b.1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,” karar verilmiştir.E)Temyiz:Davalı Kurum vekili; Kurumun kendisine sigorta girişi esnasında verilen bilgilerin veyahut sigorta sicil numarasının yanlış verildiğine ilişkin eksikliğin düzeltilmesine ilişkin işlem yapma yükümlülüğü bulunmadığını, Yargıtayın yerleşik içtihatları gereği dönem bordo tanıklarının mahkeme tarafından tespiti ve onlarında işbu dosya kapsamında dinlenmeleri ve davacının söz konusu iş yerinde çalıştığına dair kuşkuya yer vermeyecek şeklide inceleme yapması gerekirken sadece davacı tanıklarının dinlemesi ile hüküm kurulması yasaya aykırı olduğunu,belirterek hükmün bozulmasını talep etmiştir.Davacı vekili; Dava dilekçesinde sehven yazılan kısmın ıslah ile çıkarıldığını,verilen kararda davanın kısmen kabulüne şeklindeki hükmün davanın kabulüne, artan kısma ilişkin isteğin reddine ve davalı yararına takdir olunan 2.180,00 TL vekalet ücretin hükümden çıkarılmasına karar verilmesi gerektiğini; belirterek temyiz yoluna başvurmuştur.
F) Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe:
Dava, 01/09/1985 tarihinden itibaren 1985/3 ile 1988/2 dönemleri arasında 800 sigortalı gününün ... sigorta sicil numarası ile davacıya ait olduğunun tespitine karar verilmesi istemine ilişkindir. Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa"nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa"nın 86/8. maddeleri bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay"ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir. Öte yandan aidiyet davaları da kamu düzeni ile ilgili olduğundan çalışmaların başka bir sigortalıya ait olup olmadığı noktasında titizlikle inceleme yapılması ve toplanan delilerle hiçbir kuşku ve duraksamaya yol açmayacak şekilde hizmetin gerçekte kime ait olduğunun saptanması gerekir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 19.09.2007 gün ve 2007/21-600E,2007/604K. Sayılı kararı da aynı yöndedir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; 10/03/1953 doğumlu davacının şoför olarak çalıştığı, davacıya verilen sicil numarasının 2004 yılında verilen serilerden olduğu, dava konusu 156081 sicil numaralı iş yerinin ... "ya ait olduğu, iş yerinin yasa kapsamına alınma tarihinin 01/08/1986 olduğu, 1986 yılı 3 .dönem , 1987 yılı 1,2,3. Dönem ve 1988 yılı 1. ve 2 .dönemi dönem bordroları , davacıya ait hizmet döküm cetvelinin bulunduğu, dava konusu edilen diğer dönemlere ait işverence verilmiş dönem bordrosu olmadığı, davacı adına dava konusu iş yerinden dava dışı ... dosyasına aktarılan hizmetlerin emekli aylığı aldığı anlaşılan dava dışı ... "in aylık hesabında dikkate alınmadığını bildirildiği, ... ... "in 1938 doğumlu olduğu , 1990 da öldüğü, 1971-1981 dönemini yurt dışı çalışmaları sebebiyle borçlandığı, ... sicilli ... "e ait hizmet cetvelinde; çalışmalarının tamamının 1971’ e kadar ... "te geçtiği , 1991 de de ... "da 15 günlük ssklı çalışmasının bulunduğu , ... adına ... sicilli iş yeri üzerinden 01/09/1986 dan itibaren 120 gün , 1987 de 360 gün , 1988 de 240 günlük bildirimin de bu dosyaya işlendiği, iş yerinin dönem bordroları incelendiğinde ise 156081 sicilli Meliha Sarı"ya ait iş yerinden kuruma verilen bildirgelerde davacının isminin yazılı olmasına rağmen sicil numarasının ... olarak bildirildiği, ... ’in talep döneminde yurtdışında olup olmadığının araştırılmadığı, iki tane davacı tanığının beyanının kabul için yeterli olmadığı, şoför olan davacının çalışmasını ispatlayacak trafik ceza tutanağı, ehliyet gibi resmi belgelerin araştırılmadığı, (bordrolarda davacı dışında kimse bildirilmediğinden) komşu işyeri tanığı dinlenmediği, eylemli çalışma olgusunun yeterli ve gerekli bir araştırmayla sağlıklı bir biçimde belirlenmeden davanın kabulüne karar verildiği anlaşılmaktadır.Mahkemece yapılacak iş; ... ’in talep döneminde yurtdışında olup olmadığını araştırmak, talep döneminde davacıya ait trafik ceza tutanağı, ehliyet gibi resmi belgelerin varlığını araştırmak, SGK , zabıta, vergi dairesi veya meslek odası aracılığıyla işyerine o tarihte komşu olan işyerlerinde uyuşmazlık konusu dönemde çalıştığı tespit edilen kayıtlı komşu iş yeri çalışanları araştırıp tanık olarak beyanlarına başvurmak, ve gerçek çalışma olgusunu somut ve inandırıcı bilgilere dayalı şekilde 506 sayılı Yasanın 2,6,9 ve 79/10 maddeleri gereğince kanıtladıktan sonra sonucuna göre karar vermekten ibarettir. O halde, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, Bölge adliye Mahkemesince davalı SGK vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile yeniden hüküm kurulması gerekirken, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebepten dolayı kaldırılmasına ve ilk derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar vermek gerekmiştir. G)SONUÇ:Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı 6100 sayılı HMK"nun 373/1. maddeleri uyarınca KALDIRILMASINA, ilk derece mahkemesi kararının BOZULMASINA, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 11/06/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.