21. Hukuk Dairesi Esas No: 2019/2619 Karar No: 2019/7284 Karar Tarihi: 28.11.2019
Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2019/2619 Esas 2019/7284 Karar Sayılı İlamı
21. Hukuk Dairesi 2019/2619 E. , 2019/7284 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
TÜRK MİLLETİ ADINA
Davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme, bozmaya uyarak ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir. Hükmün, taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi. K A R A R 1- Dosyadaki temyiz kapsam ve nedenlerine göre, davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki sair temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir. 2- Dava, sigortalının iş kazasında sürekli iş göremezliği nedeniyle maddi ve manevi zararların giderilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece, 37399,54 TL maddi tazminat ile 6000 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 18/10/2012 tarihinden itibaren itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya dair taleplerin ise reddine yönelik hüküm kurulduğu anlaşılmaktadır. Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 10/4.maddesine göre manevi tazminat davasının, maddi tazminat veya parayla değerlendirilmesi mümkün diğer taleplerle birlikte açılması durumunda; manevi tazminat açısından avukatlık ücreti ayrı bir kalem olarak hükmedilir. O halde, davacının maddi ve manevi tazminat istemleri nedeniyle kabul edilen ve reddedilen miktarlar gözetilerek ayrı ayrı vekalet ücreti takdir edilmesi gerekirken, maddi ve manevi tazminat olarak hükmedilen ve reddedilen miktarların toplamı üzerinden taraflar lehine vekalet ücreti takdir edilmesi hatalı olmuştur. Mahkemece, yukarıda belirtilen maddi ve hukuksal olgular gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. O halde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesinin yeniden yargılamayı gerektirmediği anlaşıldığından hüküm bozulmamalı, yürürlükteki HMK 370/2. maddesi uyarınca karar düzeltilerek onanmalıdır. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle; Hükmün 6, 7 ve 8. fıkraları tamamen silinerek yerlerine; “Maddi tazminat yönünden karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 4463,95 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Kabul edilen manevi tazminat yönünden karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan AAÜT’nin 13/1.maddesi uyarınca 2725 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Reddedilen manevi tazminat yönünden karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan AAÜT’nin 10/2.maddesi uyarınca 2725 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, Varsa davacı ve davalı tarafından yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine, ” miktar ve sözcüklerinin yazılmasına ve hükmün bu düzeltilmiş şekli ile ONANMASINA,temyiz harcının istek halinde temyiz eden davacıya iadesine aşağıda yazılı temyiz harcının temyiz eden davalıya yükletilmesine 28/11/2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.