15. Hukuk Dairesi 2017/2209 E. , 2017/4100 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki asıl ve birleşen dosyalar davalıları vekili tarafından istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen günde davacı vekili gelmedi. Davalılar vekili Avukat ... geldi. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan davalılar avukatı dinlendikten sonra eksiklik nedeniyle mahalline iade edilen dosya ikmâl edilerek gelmiş olmakla dosyadaki kağıtlar okundu işin gereği konuşulup düşünüldü:
- K A R A R -
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanmakta olup taraflar arasında sözlü olarak tadilat sözleşmesi yapılmış, davacı asıl davada bakiye iş bedelinin tahsilini, birleşen davalarda ise bakiye iş bedelinin tahsili için başlatılan takibe yapılan itirazın iptâlini talep etmiş, mahkemece asıl ve birleşen davaların kısmen kabulüne dair verilen karar davalılar vekilince temyiz edilmiştir.
Sözleşmeler Hukuku"nun en temel ilkelerinden birisi olan sözleşmelerin nispiliği kuralı gereği sözleşme, kural olarak o sözleşmede taraf olanları bağlar. Bu nedenle, sözleşmeden kaynaklanan uyuşmazlıklarda davanın tarafları aynı zamanda sözleşmenin taraflarıdır. Yargıtay içtihatları ve öğretide bu durum taraf sıfatı olarak adlandırılmaktadır. Taraf sıfatı, bir başka deyişle husumet ehliyeti, dava konusu hak ile kişiler arasındaki ilişkiyi ifade eder. Sıfat, bir maddi hukuk ilişkisinde tarafların o hak ile ilişkisinin bulunup bulunmadığının belirlenmesi anlamına gelir. Davacılık sıfatı, dava konusu hakkın sahibini; davalılık sıfatı ise, dava konusu hakkın yükümlüsünü ifade eder. Uygulamada davacı sıfatı, aktif husumeti; davalı sıfatı ise, pasif husumeti karşılayacak şekilde kullanılmaktadır. Dava konusu değer üzerinde kim ya da kimler hak sahibi ise, davayı bu kişi veya kişilerin açması ve kime karşı hukuki koruma isteniyor ise davanın o kişi veya kişilere karşı açılması gerekir. Bir kimsenin davacı veya davalı sıfatına sahip olup olmadığı tıpkı hakkın mevcut olup olmadığının tayininde olduğu gibi maddi hukuka göre belirlenir. Taraf sıfatının önemli özelliği, def"i niteliğinde olmayıp itiraz niteliğinde olması nedeniyle taraflarca süreye ve davanın aşamasına bakılmaksızın her zaman ileri sürülebilmesi ve
taraflar ileri sürmemiş olsalar bile bu hususun mahkemece re"sen nazara alınmasıdır. Dairemizin 12.06.2014 tarih, 2013/6679 Esas ve 2014/4107 Karar sayılı ilâmında da bu hususlar açıkça vurgulanmıştır.
Alacağın devri (temliki) ise 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun 183 ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olup 183. maddenin birinci fıkrasında kanun, sözleşme veya işin niteliği engel olmadıkça alacaklının borçlunun rızasını aramaksızın alacağını üçüncü bir kişiye devredebileceği kabul edilmiştir. Borcun kaynağı ne olursa olsun, alacaklının, alacağını bir başkasına (üçüncü kişiye) temlik etmesi bir ihtiyaç olarak ortaya çıkabilir. Alacaklı, alacağının tamamını bir üçüncü kişiye devrettiğinde, borç ilişkisinde alacaklı tarafın bir hukuksal işleme dayanan değişimi söz konusu olacaktır. Bu suretle borç münasebetinde alacaklının şahsında bir değişiklik vuku bulmakta, eski alacaklının (temlik edenin) yerini yeni alacaklı (temellük eden) almaktadır.
Somut olayda, 2. bozma ilâmımızdan sonra yapılan yargılamada davalı icra dosyalarındaki alacağın temlik edildiğini ileri sürmüştür. İcra dosyalarında yapılan incelemede her iki takip dosyasındaki alacak da temlik edilmiştir. Temlik olmasına rağmen mahkemece itirazın iptâli davasında ıslahla dahi taraf değiştirilemeyeceği ve dava açıldığındaki koşullara bakılması gerekçesi ile temlik değerlendirilmemiş ve temlik eden ve alacak ile ilgisi kalmayan davacı adına hüküm kurulmuştur. Temlik alan ise fer"i müdahil olarak davaya dahil edilmiştir. Dava konusu olayda takip alacaklı tarafından başlatılmış, dava da alacaklı tarafından açılmıştır. Dava devam ederken alacak temlik edildiğine göre ve davaya da temlik alacaklısı fer"i müdahil olarak katılıp davayı takip iradesini ortaya koyduğuna göre birleşen dosyalarda temlik edilen borç ile ilişkisi kalmayan ve taraf sıfatı olmayan davacı hakkında hüküm kurulması hatalı olmuş, kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün temyiz eden davalılar yararına BOZULMASINA, bozma sebebine göre diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, 1.480,00 TL duruşma vekâlet ücretinin birleşen ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2005/449 Esas sayılı dosya davacısı ... Turz. İnş. San. ve Tic. Ltd. Şti"den alınarak Yargıtay"daki duruşmada vekille temsil olunan ... Tur. Tic. San. ve A.Ş"ye 1.480,00 TL duruşma vekâlet ücretinin birleşen ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2005/540 Esas sayılı dosya davacısı ... Turz. İnş. San. ve Tic. Ltd. Şti"den alınarak Yargıtay"daki duruşmada vekille temsil olunan ... Deri Konfeksiyon San. ve Tic. A.Ş"ye verilmesine, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden asıl ve birleşen dosyalar davalılarına geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 23.11.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.