Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2018/1114 Esas 2019/4748 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
23. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/1114
Karar No: 2019/4748
Karar Tarihi: 14.11.2019

Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2018/1114 Esas 2019/4748 Karar Sayılı İlamı

23. Hukuk Dairesi         2018/1114 E.  ,  2019/4748 K.

    "İçtihat Metni"



    MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi
    İLK DERECE MAHKEMESİ: Milas 2. Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

    - K A R A R -

    Davacı vekili, Türkiye Kömür İşletmeleri Kurumu ile davalı şirket arasında sözleşme imzalandığını, davalı şirketin işçisi Mustafa Deveci"nin iş kazasında ölümü üzerine yasal mirasçıları tarafından açılan maddi ve manevi tazminat davalarının mahkemece kabulü ile hükmedilen meblağın müvekkilince ödendiğini, müvekkili ile davalı şirket arasında alt ve üst işveren ilişkisi bulunmadığını, davalının haksız zenginleştiğini ileri sürerek yapılan ödemelerin faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, müvekkilinin yerleşim yeri Ankara mahkemelerinin bu davada yetkili olduğunu, İş Mahkemesi kararına ve bu dosyada alınan bilirkişi raporuna göre davacı kurumun asıl işveren olarak değerlendirildiğini savunarak ,davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece, dosya kapsamına göre, rücuan tazminat davası olarak açılan bu davada davalının yerleşim yeri olan Ankara mahkemelerinin genel yetki kuralı gereği yetkili olduğu, yetki sözleşmesine göre de mahkemenin yetkisinin bulunmadığı gerekçesiyle, mahkemenin yetkisizliğine dair verilen karar, davalı vekilinin istinaf başvurusu üzerine İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesince, mahkemenin görevi ve hüküm kurma şekli yönünden kabulüne, diğer istinaf sebeplerinin reddine, sonucu itibarıyla doğru olan hüküm fıkrasının 2. bendindeki yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, HMK"nın 353/1-b-2. maddesi uyarınca düzeltilerek yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
    Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davalı vekilince temyiz edilmiştir.
    HMK"nın 353/1- a/3. maddesinde; "Mahkemenin görevli ve yetkili olmasına rağmen görevsizlik veya yetkisizlik kararı vermiş olması veya mahkemenin görevli ya da yetkili olmamasına rağmen davaya bakmış bulunması halinde bölge adliye mahkemesinin esası incelemeden kararın kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye veya kendi yargı çevresinde uygun göreceği başka bir yer mahkemesine ya da görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesine duruşma yapmadan kesin olarak karar vereceği", 362/1-c maddede ise; "Yargı çevresi içinde bulunan ilk derece mahkemeleri arasındaki yetki ve görev uyuşmazlıklarını çözmek için verilen kararlar ile merci tayinine ilişkin kararların temyiz edilemeyeceği" düzenlenmiştir.
    Anılan yasal düzenlemeler birlikte değerlendirildiğinde, Bölge Adliye Mahkemesine kendi yargı çevresinde bulunan mahkemeler arasındaki görev ve yetkiye ilişkin uyuşmazlıklarını kesin olarak giderme yetkisi tanındığı, bu uyuşmazlıkların en geç Bölge Adliye Mahkemesi kararıyla çözümlenmesi sisteminin benimsendiği anlaşılmaktadır. Bu itibarla, ilk derece mahkemesinin görev ve yetkiye ilişkin kararını istinaf başvurusu üzerine inceleyen Bölge Adliye Mahkemesi kararı kesin nitelikte olup bu karara karşı temyiz yoluna başvurulmasının mümkün olmadığı anlaşılmakla, davalı vekilinin temyiz isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle, davalı vekilinin temyiz isteminin REDDİNE, peşin alınan harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 14.11.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.







    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.