19. Ceza Dairesi 2019/16426 E. , 2020/2311 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : 5607 Sayılı Kanuna Aykırılık
HÜKÜM : Mahkumiyet
Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
Hapis cezası ile adli para cezasının birlikte öngörüldüğü hallerde hükmün cezalar bakımından bölünemeyeceği ve adli para cezasının miktarına bakılmaksızın temyizinin mümkün olması nedeniyle sanık hakkında hükmedilen adli para cezasına ilişkin kesinleştirme şerhleri hukuken geçersiz sayılarak hükmün tamamına yönelik yapılan incelemede;
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Anayasa Mahkemesi"nin, TCK"nin 53. maddesindeki hak yoksunluklarına ilişkin 24/11/2015 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanan 08/10/2015 tarihli ve 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı iptal kararının infaz aşamasında gözetilebileceği değerlendirilmiştir.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
Yükletilen suçun sanık tarafından işlendiğinin Kanun"a uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı,
Eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanun’da öngörülen suç tipine uyduğu,
Anlaşılmış ve ileri sürülen başkaca temyiz nedenleri yerinde görülmediği gibi hükmü etkileyecek oranda hukuka aykırılığa da rastlanmamıştır.
Ancak,
1- Sanık hakkında verilen hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesi sırasında adli para cezasının bir gün karşılığı belirlenirken 5237 sayılı TCK"nin 52/2. maddesinin gösterilmemesi suretiyle 5271 sayılı CMK"nin 232/6. maddesine aykırı davranılması,
2- Atılı suçun tarihi ve niteliğine göre suçtan zarar görmeyen Maliye Hazinesi’nin davaya katılmasına karar verilerek lehine vekalet ücretine hükmedilmesi,
3- TCK’nin 53/3. maddesi uyarınca, sanığın yalnızca kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından koşullu salıverilmesine kadar kısıtlama uygulanabilecek iken, kendi altsoyu dışındakiler üzerindeki yetkilerini de kapsayacak şekilde uygulama yapılması,
Kanuna aykırı ve sanığın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün BOZULMASINA, bu aykırılıklar yeniden yargılama yapılmasına gerek olmaksızın düzeltilebilir nitelikte olduğundan, 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 322. maddesi uyarınca, hükümden TCK’nin 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin bölümün çıkartılıp yerine ""24/11/2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarih ve 2014/140 E., 2015/85 K. sayılı iptal kararı da gözetilerek, TCK’nin 53/1. maddesinde sayılan hakları kullanmaktan yoksun bırakılmasına, bu yoksunluğunun kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından koşullu salıverilmesine kadar, diğer hakları yönünden ise hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar sürmesine" ibaresi yazılmak, hükmün “2. bendindeki "20 TL"den" ibaresinden önce gelmek üzere "TCK"nin 52/2. maddesi uyarınca" ibaresi yazılmak, hükmün vekalet ücretine ilişkin kısmının çıkarılması suretiyle, başkaca yönleri kanuna uygun bulunan hükmün tebliğnameye aykırı olarak DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 03/03/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.