11. Ceza Dairesi 2016/6605 E. , 2019/799 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Vergi Usul Kanununa muhalefet
HÜKÜM : Mahkumiyet
1-Sanık hakkında defter ve belgelerinin istenmesine ilişkin tebligatın, 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun “Tebliğ imkansızlığı ve tebellüğden imtina” başlıklı 21. maddesi ile muhatabın adreste bulunmaması halinde tebliğ memurunun ne şekilde davranması gerektiğini düzenleyen Tebligat Tüzüğü"nün 28. maddesinin birinci fıkrasındaki; “Muhatap veya adına tebliğ yapılabilecek olanlardan hiçbiri gösterilen adreste bulunmazsa, tebliğ memurunun adreste bulunmama sebebini bilmesi muhtemel komşu, yönetici, kapıcı, muhtar, ihtiyar kurulu veya meclisi üyeleri, zabıta amir ve memurlarından tahkik ederek beyanlarını tebliğ tutanağına yazıp altını imzalatması, imzadan çekinmeleri halinde de bu durumu yazarak kendisinin imzalaması gerekir.” düzenleme gereğince; Tüzüğün 28. maddesinde belirtilen kişilere sorularak imzaları da alınmak suretiyle, imzadan çekinmeleri halinde bu husus da belirtilerek, muhatabın adreste geçici olarak bulunmama sebebi ve tevziat saatlerinden sonra geleceği tevsik edilmeden ve en yakın komşusuna haber verilmeden Tebligat Kanunu’nun 21. maddesine göre muhtara yapılan tebligat işleminin geçersiz olduğu; buna bağlı olarak sanığa yüklenen suçun unsurlarının oluşmadığı gözetilmeden, sanık hakkında beraat yerine mahkumiyet hükmü kurulması,
2-Kabule göre;
a)213 sayılı VUK"nin 139. maddesine göre kural olarak vergi incelemesinin mükellefin iş yerinde yapılması gerektiği, dikkate alınarak; hesapların dairede incelenmesine imkan veren VUK"nin 139/2. maddesindeki istisnalardan birinin varlığının önceden belirlenip belirlenmediğinin, bağlı bulunduğu vergi dairesinden sorulması, iş yeri dışında inceleme yapılmasına ilişkin bir tespit varsa belgesinin istenmesi, böyle bir tespit yoksa yapılan tebligat usulüne uygun yapılmış olsa da suçun unsurunun oluşmayacağı gözetilmeden, eksik araştırma ile hüküm kurulması,
b)Zarar değil tehlike suçu olan defter ve belge ibraz etmeme suçunda CMK’nin 231. maddesinin 6. fıkrası anlamında somut bir zarardan söz edilemeyeceği gözetilmeden; suç tarihinde engel adli sicil kaydı bulunmayan, hakkında TCK"nin 51. maddesi gereğince erteleme kararı verilen sanık hakkında, Kanunun aradığı objektif ve subjektif şartlar tartışılmadan, "katılanın zararı giderilmediğinden" şeklinde gerekçe ile hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi,
c)Yargılama gideri olarak hesaplanan 14.00 TL"nin, 5271 sayılı CMK"nin 324/4. maddesine 02.07.2012 tarih ve 6352 sayılı Kanunun 100. maddesiyle eklenen “Devlete ait yargılama giderlerinin 21/7/1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 106. maddesindeki terkin edilmesi gereken tutarlardan az olması halinde, bu giderin Devlet Hazinesine yüklenmesine karar verilir.” hükmü gereğince, terkin edilecek miktar olan 20,00 TL"nin altında kalması nedeniyle, hazine yerine sanığa yükletilmesi,
d)Uzun süreli hapis cezası ertelenen sanık hakkında 5237 sayılı TCK"nin 53/1-c maddesindeki hak yoksunluklarının alt soy bakımından uygulanamayacağının gözetilmemesi isabetsizliğinin, Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli 2014/140 esas ve 2015/85 sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, 23.01.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.