
Esas No: 2022/838
Karar No: 2022/3768
Karar Tarihi: 19.04.2022
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2022/838 Esas 2022/3768 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davanın konusu, kiracısı olduğu bir taşınmazın, davalı tarafından başkasına devredilmesi sonucu tahliye edilmesi ve bu durumun kira sözleşmesine aykırılık teşkil etmesi sebebiyle, davacının 40.000 Euro değer artışı bedelini ve 12.000 TL depozito iadesini talep etmesidir. İlk derece mahkemesi kararında, davanın kısmen kabulüne hükmedilmiştir. Ancak, davalı tarafın istinaf başvurusu sonrasında bölge adliye mahkemesi kararı kısmen kabul etmiş ve davacının fazla taleplerini reddetmiştir. Yargıtay kararında, davalının temyiz talebinin miktar itibariyle reddedilmesi gerektiği, ancak sözleşmedeki el yazısı ile eklenen madde konusunda eksik inceleme yapıldığı ve sözleşmenin tamamlanmış kabul edilmesi gerektiği vurgulanmıştır. Bu nedenle, bölge adliye mahkemesi kararı davacı yararına bozulmuştur. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 362, 366 ve 352 maddeleri, temyiz incelemesinde uygulanabilen hükümlerdir.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ADANA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 5. HUKUK DAİRESİ
VEK. AV. ...
Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen itirazın iptali davasının kısmen kabulüne dair verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda; davalı tarafın istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen kararın, süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; davalı ile imzaladığı 01/01/2013 başlangıç tarihli kira sözleşmesi ile dava konusu iki katlı market ve depo niteliğindeki binayı on yıl süre ile kiralandığını, davalının dava konusu taşınmazı 16/08/2016 tarihinde ... isimli akrabasına devrettiğini, taşınmazı devralan ... tarafından da aleyhine ihtiyaç sebebi ile tahliye davası açıldığını, bu durumun sözleşmeye aykırılık oluşturduğunu ve sözleşme hükmü gereği 40.000 Euro bedele hak kazandığını, ayrıca davalıya ödenen 12.000 TL depozitonun da iadesi gerektiğini ileri sürerek; davalının itirazının iptali ile takibin kaldığı yerden devamına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı; davacı şirketin sahibi olan İlker ile kardeş olduklarını, güven ilişkisine dayalı olarak boş kira kontratını imzalamak suretiyle kardeşine verdiğini, dava konusu cezai şarta ilişkin düzenlenen sözleşme maddelerinin bilgisi dışında doldurulduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
İlk derece mahkemesince; sözleşmenin açık hükmü gereği kiracının yapmış olduğu masraflar nedeniyle taşınmazda ortaya çıkan değer artışını talep hakkı bulunduğu, yine davacının üç aylık süre içerisinde iadesi gerçekleştirilmeyen güvence bedelini davalıdan talep etmesinin mümkün olduğu gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiş; karara karşı, davalı vekilince istinaf yoluna başvurulmuştur.
Bölge adliye mahkemesince; davalı vekilinin ... bedeline ilişkin itirazının, matbu sözleşmedeki boş kısımların rıza dışında doldurulduğunun yazılı belge ile ispatlaması gerektiğinden yerinde olmadığı, taşınmazdaki değer artışına ilişkin itirazının ise; el yazısı ile sözleşmeye eklenen ibarenin ayrıca imza edilmeyip, davalı tarafça da inkar edildiği, bu nedenle davalı açısından sorumluluk doğurmayacağından bu miktar yönünden davanın reddi gerektiği gerekçesiyle; davalı vekilinin istinaf talebinin kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması ile yeniden davanın kısmen kabulü ile davalının itirazının ... bedeli olan 12.000 TL yönünden iptali ile takibin bu miktar üzerinden devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş; karar, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
1-Davalının temyiz talebi yönünden;
Miktar veya değeri kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 362 nci maddesi uyarınca temyiz edilemez. Temyize konu edilen miktarın kesinlik sınırının altında kalması hâlinde HMK’nın 366 ncı maddesi atfıyla aynı Kanun’un 352 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.
Dosya içeriğine göre, hüküm altına alınan ve temyize konu edilen toplam miktar 12.000 TL olup bölge adliye mahkemesinin karar tarihi itibari ile kesinlik sınırı olan 78.630 TL’nin altında kalmaktadır.
Bu itibarla davalı tarafın temyiz dilekçesinin reddi gerekir.
2-Davacının temyiz talebi yönünden yapılan incelemede;
Taraflar arasında imzalanan 01/01/2013 başlangıç tarihli ve on yıl süreli kira sözleşmesi matbu evrak şeklinde düzenlenmiş, mahkemenin de kabulünde olduğu üzere belli kısımları nokta şeklinde boşluk bırakılarak sonradan el yazısı ile doldurulmak suretiyle tamamlanmış, yine sözleşmenin boşluk bırakılan alt kısmı elle devam madde numaraları yazılmak suretiyle tamamlanmış, en son olarak da yine boşluk doldurmak suretiyle sözleşmenin yirmi üç maddeden oluştuğu kararlaştırılmış olup birer suretin taraflara verildiği sözleşme metnine eklenmiştir. Dava konusu olan ve sözleşmeye el yazısı ile eklenen 22. madde ile kiraya verenin on yıldan önce kiracıyı çıkartmak istemesi, binayı başkasına satması veya devretmesi halinde kiracı tarafından kira sözleşmesinden önce taşınmazda yapılan inşaat ve sair masraflar için kiraya verenin kiracıya taşınmazın değer artışı olarak 40.000 Euro ödemeyi kabul ettiğine dair ifade yazılmıştır.
Her ne kadar bölge adliye mahkemesince el yazısı ile sözleşmeye eklenen ibarenin ayrıca imza edilmeyip, davalı tarafça da inkar edildiği gerekçesiyle sorumluluk doğurmayacağı kabul edilmiş ise de; sözleşme metnine bakıldığında ne bir çıkıntı, ne bir kazıntı ne de bir silinti mevcut değildir. Matbu sözleşmedeki bu madde, HMK’nın 207. maddesinde belirtilen çıkıntı, kazıntı veya silinti olarak kabul edilemeyeceğinden, taraf iradeleriyle boş bırakılan sözleşme metni doldurulmak suretiyle sözleşmenin tamamlandığının kabulü gerekir. Kaldı ki davalı tarafça aksi yazılı belge ile ispatlanamamıştır.
Hal böyle olunca bölge adliye mahkemesince; davacının talebi yönünden işin esasının incelenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ve eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalının temyiz dilekçesinin miktar itibariyle REDDİNE, ikinci bentte açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK'nın 371. maddesi uyarınca temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararının davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edenlere iadesine, dosyanın aynı Kanun'un 373/2 maddesi uyarınca kararı veren bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, 19/04/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.