
Esas No: 2020/11430
Karar No: 2022/2386
Karar Tarihi: 28.03.2022
Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2020/11430 Esas 2022/2386 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davalı hazineye karşı açılan tazminat davasının kısmen kabulüne ilişkin karar temyiz edilmiştir. Davacı, silahla yağma suçundan beraat etmekle birlikte 83 gün gözaltında ve tutuklu kalmıştır. Yerel mahkemece, davacı lehine 2.541,49 TL maddi, 2.500,00 TL manevi tazminatın gözaltına alınma tarihinden itibaren yasal faizi ile ödenmesine hükmedilmiştir. Ancak, mahsup işlemi yapılmayan diğer mahkumiyeti olan kişilerle tutukluluğu başka mahkumiyetinden mahsup edilenler arasındaki dengenin sağlanması gerektiği belirtilerek, davacı lehine makul bir miktar maddi ve manevi tazminata hükmedilmesi gerektiği ifade edilmiştir. Ayrıca, davacı lehine hükmedilecek manevi tazminatın davacının sosyal ve ekonomik durumu, üzerine atılı suçun niteliği, tutuklanmasına neden olan olayın cereyan tarzı, tutuklu kaldığı süre ve benzeri hususlar ile tazminat davasının kesinleşeceği tarihe kadar faizi ile birlikte elde edeceği parasal değer dikkate alınarak, hak ve nesafet ilkelerine uygun, makul bir miktar olarak tayin edilmesi gerektiği belirtilmiştir. Kararda bahsi geçen kanun maddeleri ise şu şekildedir: CMK'nın 142. ve 144/1-a maddeleri.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi
Dava : Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat
Hüküm : Davacının tazminat talebinin kısmen kabulü ile 2.541,49 TL maddi, 2.500,00 TL manevi tazminatın davalı hazineden alınarak davacıya verilmesine,
Davacının tazminat talebinin kısmen kabulüne ilişkin hüküm, davalı vekili ve davacı vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Tazminat talebinin dayanağı olan Bakırköy 2. Çocuk Ağır Ceza Mahkemesinin 2014/275 Esas – 2015/170 Karar sayılı ceza dosyası kapsamında, davacının silahla yağma suçundan 22.07.2014 - 13.10.2014 tarihleri arasında 83 gün gözaltında ve tutuklu kaldığı, yapılan yargılama sonunda beraatine hükmedildiği, beraat hükmünün 07.07.2015 tarihinde kesinleştiği, tutuklama tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 5271 sayılı CMK'nın 142. maddesinde öngörülen süre içinde yetkili ve görevli mahkemeye davanın açıldığı ve kanunda öngörülen yasal şartların oluştuğu anlaşılmakla;
Davacının 5.000,00 TL maddi, 5.000,00 TL manevi tazminatın gözaltına alınma tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile ödenmesi talebine ilişkin söz konusu davada, yerel mahkemece 2.541,49 TL maddi, 2.500,00 TL manevi tazminatın gözaltına alınma tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacılara ödenmesine hükmedildiği anlaşılmakla;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre davalı vekilinin ve davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1- Dairemizce UYAP sistemi üzerinden yapılan incelemede, hükümden sonra davacının birden fazla mahkumiyet hükmünün olduğu da nazara alınarak CMK'nın 144/1-a maddesinin yürürlükten kaldırılması nedeniyle mahsup tazminata engel oluşturmayacak ise de, haklarında mahsup işlemi yapılmayan kişilerle tutukluluğu başka mahkumiyetinden mahsup edilenler arasındaki dengenin, hak ve nesafetin sağlanması gerektiği göz önünde bulundurularak, davacı lehine makul bir miktar maddi ve manevi tazminata hükmedilmesi gerektiği nazara alındığında, davacının gözaltında ve tutuklu kaldığı sürelerin diğer bir hükümlülüğünden mahsup edilip edilmediğinin araştırılmasında zorunluluk bulunması,
Kabule ve uygulamaya göre de;
a- Nesnel bir ölçüt olmamakla birlikte, davacı lehine hükmedilecek manevi tazminatın davacının sosyal ve ekonomik durumu, üzerine atılı suçun niteliği, tutuklanmasına neden olan olayın cereyan tarzı, tutuklu kaldığı süre ve benzeri hususlar ile tazminat davasının kesinleşeceği tarihe kadar faizi ile birlikte elde edeceği parasal değer dikkate alınıp, hak ve nesafet ilkelerine uygun, makul bir miktar olarak tayin ve tespiti gerekirken, belirlenen ölçütlere uymayacak miktarda eksik manevi tazminata hükmolunması,
Bozmayı gerektirmiş olup, davalı vekilinin ve davacı vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi gereğince isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 28.03.2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.