Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/3897
Karar No: 2019/1577
Karar Tarihi: 18.02.2019

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2018/3897 Esas 2019/1577 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2018/3897 E.  ,  2019/1577 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi


    Taraflar arasındaki, ölümlü trafik kazası nedeniyle maddi tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda, kararda yazılı nedenlerle, davanın kabulüne ilişkin verilen hüküm, davalı vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    -K A R A R-
    Davacılar vekili, davalının trafik sigortacısı olduğu aracı sevk ve idare eden davacıların eşi/ babası Hikmet"in yaptığı kazada öldüğünü, davacıların ölenin desteğinden yoksun kaldığını, davaya konu kazada davacılar murisinin tali kusurlu bulunduğunu, davalıya başvuru yapıldığı halde talebin reddedildiğini, zarar gören 3. kişi konumunda olan davacıların zararından davalının sorumlu olduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 60.000,00 TL tazminatın davalıya başvuru tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsilini talep etmiştir.
    Davalı vekili, kabul anlamına gelmemek kaydıyla poliçe limitiyle sınırlı biçimde zarardan sorumlu olduklarını, araç sürücüsü olan davacılar desteği kazada tam kusurlu olduğundan davacıların tazminat talep hakkının olmadığını, davacılar desteği aracı hatır için işletenden aldığından bu nedenle tazminattan indirim yapılması gerektiğini, ayrıca destek emniyet kemeri takmadığı için müterafik kusurlu olduğundan tazminattan indirim yapılması gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, iddia, savunma, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; davanın kabulü ile davacı ... için 40.000,00 TL, ... için 4.500,00 TL, ... için 5.500,00 TL ve ... için 10.000,00 TL olmak üzere toplam 60.000,00 TL. maddi tazminatın 18.11.2013 tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına; davacıların talebinin doğrudan kendileri üzerinde doğan destekten yoksunluk zararına ilişkin olması, bu zararın oluşumundaki desteğin kusurunun davacılara yansıtılamayacağı, sürücü desteğin kusurlu olmasının, onun desteğinden yoksun kalan davacıları etkilemeyeceğine ilişkin HGK"nun 15.6.2011 gün ve 2011/17-142 Esas-411 Karar, HGK"nun 22.2.2012 gün 2011/17-787 Esas- 2012/92 Karar, HGK"nun 16.1.2013 gün ve 2012/17-1491 Esas- 2013/74 Karar sayılı ilamları uyarınca, davalının tazminattan sorumluluğuna hükmedilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına; desteğin emniyet kemeri takmadığına dair tespit içeren bir delilin dosya kapsamında bulunmadığı dikkate alındığında, tazminatlardan müterafik kusur indirimi yapılmayışında bir usulsüzlük bulunmamasına göre; davalı vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
    2-Dava, trafik kazası sonucu oluşan ölüm nedeniyle, ölenin yakınlarının, 818 sayılı Borçlar Kanunu"nun 45/2. maddesi gereği, destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.
    Pasif devre zararının hesaplanması sırasında esas alınan ücretin, bir çalışmanın karşılığı değil, ekonomik bir değer taşıyan yaşamsal faaliyetlerin sürdürülmesinin karşılığı olduğu, ücretle fiilen çalışanlara uygulanmak için getirilen asgari geçim indiriminin, ücretli bir çalışmanın söz konusu olmadığı pasif dönem (devre) zararının hesaplanmasında dikkate alınamayacağı açıktır. Zira, asgari geçim indirimi (AGİ), ücretin eki olmadığından, tazminat alacaklarının hesaplanmasına esas ücrete dahil edilemez.
    Hükme esas alınan 30.11.2014 tarihli aktüer raporunda; desteğin pasif devresi doğru biçimde tespit edilmiş olmakla birlikte; 06.10.2030 ile 08.10.2039 arasındaki bu devrede, aktif dönmede elde edeceği gelirin % 70"ini elde edeceği kabul edilmek suretiyle, asgari ücretin 1,98 katı gelirin hesaplamaya esas alındığı görülmektedir ki rapor bu yönden hatalı hesaplama içermektedir.
    Diğer taraftan; hükme esas alınan raporda, davacı eş ..."ın rapor tarihindeki yaşı ve küçük çocuk sayısı dikkate alınarak evlenme ihtimalinin bulunmadığı kabul edilmek suretiyle hesaplama yapılmıştır. Dairemiz"in yerleşmiş içtihatları gereği; evlenme ihtimali oranları belirlenirken, destek gören eşin kaza tarihindeki yaşına göre, AYİM Evlenme İhtimali Tablosu"ndaki belirlemelerin esas alınması gerekmektedir. Davacının kaza tarihindeki yaşı gözetilerek, evlenme ihtimali oranının belirlenmesi gerekirken, rapor tarihindeki yaşı esas alınmak suretiyle bu belirlemenin yapılması da doğru değildir.
    Benimsenen bilirkişi raporunda, davacıların hak kazanacağı toplam tazminat miktarı 388.920,64 TL. olarak hesaplanmış olup, davalının düzenlediği trafik sigorta poliçesindeki limitin 60.000,00 TL. olduğu dikkate alındığında, garame hesabı ile davacıların talep edebileceği tazminatların belirlenmeyişi de hatalıdır.
    Açıklanan vakıalar karşısında mahkemece; davacılar desteğinin pasif devresi olarak tespit edilen dönem için, AGİ dahil edilmemiş asgari ücret üzerinden hesaplama yapılması; davacı eş ..."ın evlenme ihtimalinin kaza tarihindeki yaşına göre saptanması ile tazminatın hesaplanması hususlarında, konusunda uzman başka bir aktüerya bilirkişisinden rapor alınıp oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle, yazılı şekilde hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir.
    3-Davaya konu kazanın gerçekleştiği tarih itibariyle yürürlükte bulunan mülga 1479 sayılı sayılı Bağ-kur Kanunu"nun 63/1. maddesinde "Üçüncü bir kimsenin suç sayılır hareketi ile bu Kanunda sayılan yardımların yapılmasını gerektiren bir halin doğmasında, Kurum, sigortalı veya hak sahiplerine gerekli bütün yardımları yapar" düzenlemesine; aynı maddenin 2. fıkrasında ise "Ancak, Kurum, yapılan bu yardımların ilk peşin değeri için üçüncü kişilere, istihdam edenlere, (...) ve diğer sorumlulara rücu eder. Bu kimselerin hak sahiplerine yaptıkları ödemeler dolayısıyla Kurumun zarara uğraması halinde, hak sahiplerine rücu hakkı saklıdır" düzenlemesine yer verilmiştir. Anılan bu düzenlemeler ile, kurumun bağladığı gelirlerin peşin sermaye değeri, haksız fiil ilgililerinden rücuen talep edilecektir.
    Dava dışı SGK Başkanlığı tarafından, davaya konu kaza nedeniyle davacılara ödeme yapılıp yapılmadığının tespiti bakımından yazılan yazı üzerine, Bağ-kur ... İl Müdürlüğü tarafından gönderilen cevapta; 1479 sayılı Bağ-kur Kanunu"nun 82. maddesi uyarınca ve kanunun 63. maddesine göre işlem yapılmak kaydıyla, davaya konu kaza iş kazası olarak kabul edilip ölenin hak sahibi olan davacılara 93.082,68 TL. peşin sermaye değerli aylık bağlandığının bildirildiği ve PSD tablosunun gönderildiği görülmektedir. Ne var ki, SGK tarafından yapılan bu ödemenin rücuya tabi olup olmadığı mahkeme tarafından araştırılmamış; hükme esas alınan aktüer raporunda ise, bu ödemeler rücuya tabi olmadığı için tazminattan düşülemeyeceği gerekçesiyle, SGK ödemeleri dikkate alınmadan hesaplama yapılmıştır.
    Açıklanan hukuki ve maddi vakıalar karşısında mahkemece; davacılara SGK (Bağ-kur) tarafından bağlanan gelirin rücuya tabi olup olmadığı ve rücuya tabi ise sorumlulara karşı rücu davası açılıp açılmadığının SGK Başkanlığı"ndan sorulması; alınacak cevaba göre, SGK"nın yaptığı rücuya tabi ödeme bulunması halinde, peşin sermaye değerli gelir ödemesinin tazminat hesabında dikkate alınması ve bu gelirin tazminattan mahsubu suretiyle tazminat hesaplaması yaptırılması gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirmeyle, yazılı biçimde hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir.
    4-Davalı tarafça, sigortalı aracın davacılar desteğine hatır için verildiği yargılamada savunulmuş olmasına rağmen, bu konuda herhangi bir araştırma yapılmadan ve bu savunma gerekçede tartışılmadan hüküm tesis edilmiştir.
    2918 sayılı KTK"nun 87/1. maddesinde "Yaralanan veya ölen kişi, hatır için karşılıksız taşınmakta ise veya motorlu araç, yaralanan veya ölen kişiye hatır için karşılıksız verilmiş bulunuyorsa, işletenin veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibinin sorumluluğu ve motorlu aracın maliki ile işleteni arasındaki ilişkide araca gelen zararlardan dolayı sorumluluk, genel hükümlere tabidir" düzenlemesine yer verilmiş; aracın hatır için verildiği ya da hatır için taşıma yapılan durumda oluşacak zararlarla ilgili değerlendirmenin genel hükümlere tabi olduğu belirtilmiştir. Anılan kanun hükmünün atıf yaptığı genel hükümler, Türk Borçlar Kanunu"nun sorumluluğa ilişkin hükümleri olup, böylesi durumda 818 sayılı BK"nun 43. (6098 sayılı TBK"nun 51.) maddesi uygulama alanı bulacaktır.
    Bu durum karşısında mahkemece; davacılar desteğinin, sigortalı araç malikinin yakını olduğu anlaşılan ...ile düğünden dönerken davaya konu kazayı yaptığı dikkate alınmak suretiyle, desteğin aracı malikinden hatır için alıp almadığının, ceza dava dosyasındaki beyan ve deliller de dikkate alınarak saptanması; aracın hatır için desteğin idaresine verildiğinin anlaşılması halinde, 818 sayılı BK"nun 43. maddesi (6098 sayılı TBK md. 51.) gereği tazminattan, hakkaniyete uygun bir indirim (Dairemiz yerleşik uygulamalarına göre indirim oranı % 20) yapılması gerekirken, eksik incelemeyle hüküm tesisi doğru görülmemiştir.
    SONUÇ : Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE; (2), (3) ve (4) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 18/02/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.







    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi