7. Hukuk Dairesi 2015/815 E. , 2016/7270 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava Türü : Alacak
YARGITAY İLAMI
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
1-Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davacının tüm, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
2-Davacı, hırdavat üzerine faaliyet gösteren davalı şirkette pazarlama elemanı ve servis görevlisi olarak çalışırken iş akdinin davalı tarafından kötüniyetli olarak kıdem tazminatına hak kazanmasına 1 gün kala feshedildiğini iddia ederek bazı işçilik alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı; pazarlama elemanı olarak çalışan davacının, kendileri ile aynı sektörde faaliyet gösteren işyerini eşi üzerinden açarak faaliyete geçirdiğini ve böylelikle şirketlerine ait iş portföyünü kendi çıkarları doğrultusunda kullanmayı amaçlayarak kendisine duyulan güveni kötüye kullandığını, bu nedenle haklı nedenle iş akdinin feshedildiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece; davacının davalı işyerinde çalışırken, eşi adına dahi olsa işverenle aynı sektörde faaliyet gösteren işyeri açmasının doğruluğa-bağlılığa uygun olmayan davranış olduğu, bu nedenle de davacının iş akdinin davalı tarafından haklı nedenle feshedildiği gerekçesiyle davacının kıdem, ihbar ve kötüniyet tazminatı talepleri reddedilmiş, sair talepleri ise kısmen kabul edilmiştir.
Taraflar arasında, davacının yıllık ücretli izin alacağına hak kazanıp kazanmadığı konusunda çekişme bulunmaktadır.
4857 sayılı İş Kanununun 59. maddesinde, iş sözleşmesinin herhangi bir nedenle sona ermesi halinde, işçiye kullandırılmayan yıllık izin sürelerine ait ücretlerin son ücret üzerinden ödeneceği hükme bağlanmıştır. Yıllık izin hakkının ücrete dönüşmesi için iş sözleşmesinin feshi şarttır. Bu noktada ilişkinin sona erme şeklinin ve haklı olup olmadığının önemi bulunmamaktadır.
4857 sayılı İş Kanununun 53. maddesinde, işyerinde işe başladığı günden itibaren, deneme süresi de içinde olmak üzere, en az bir yıl çalışmış olan işçilere yıllık ücretli izin verileceği ve 54. maddesinde de, yıllık ücretli izine hak kazanmak için gerekli sürenin hesabında işçilerin, aynı işverenin bir veya çeşitli işyerlerinde çalıştıkları sürelerin birleştirilerek göz önüne alınacağı hükme bağlanmıştır. Bu durumda işçinin daha önce aynı işverenin bir ya da değişik işyerlerinde geçen hizmetlerinin yıllık izne hak kazanma ve izin süreleri hesabı yönlerinden dikkate alınması gerekir. Kamu kurum ve kuruluşlarında geçen hizmetlerin de aynı gerekçeyle izin hesabı yönünden birleştirilmesi gerekir. Bununla birlikte, işçiye önceki feshe bağlı olarak kullanmadığı izin ücretleri tam olarak ödenmişse, bu dönemin sonraki çalışma sürelerine eklenerek izin hesabı mümkün olmaz. Ancak, önceki çalışma döneminde izin kullandırılmak veya fesihte karşılığı ödenmek suretiyle tasfiye edilmeyen çalışma süreleri de aynı işverenin bir ya da değişik işyerlerindeki çalışmalara eklenir. İşçinin aralıklı olarak aynı işverene ait işyerinde çalışması halinde önceki dönemin kıdem tazminatı ödenerek feshedilmiş olması, izin yönünden sürelerin birleştirilmesine engel oluşturmaz. Yine, önceki çalışılan sürede bir yılı doldurmadığı için izne hak kazanılmayan arta kalan süreler de, işçinin aynı işverene ait işyeri ya da işyerlerindeki sonraki çalışmalarına eklenerek yıllık izin hakkı belirlenir. Yıllık izin, özde bir dinlenme hakkı olup, aralıklı çalışmalarda önceki dönem zamanaşımına uğramaz.
Somut olayda, davacının çalışma süresi 1 yılı doldurmadığı için yıllık izin ücreti talebinin reddine karar verilmesi gerekirken kabulü hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı nedenle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, aşağıda yazılı temyiz harcının davacıya yükletilmesine, 28.03.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.