Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/999
Karar No: 2020/770
Karar Tarihi: 11.02.2020

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2017/999 Esas 2020/770 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2017/999 E.  ,  2020/770 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    DAVA TÜRÜ : BEDEL

    Taraflar arasında görülen bedel davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacı vekili tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 11.02.2020 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı vekili Avukat ... ile temyiz edilen davalı vekili Avukat ... geldiler, duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
    -KARAR-
    Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı bedel istemine ilişkindir.
    Davacı, mirasbırakanı ..."nün paydaşı olduğu ... ada ... parsel sayılı taşınmazdaki payının tamamını mirasçıdan mal kaçırmak amacıyla muvazaalı olarak davalıya devrettiğini, davalının da taşınmazı 3. kişilere temlik ettiğini, mirasbırakanın vasiyetname ile kendisini mirastan ıskat ettiğini ileri sürerek satış fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla taşınmazın dava tarihindeki miras payına isabet eden değerinin yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiş, aşamada talebini ıslah ederek 101.000-TL bedele hükmedilmesini talep etmiştir.
    Davalı, temlikin muvazaalı ve mal kaçırmak amaçlı olmadığını, bedeli karşılığında devrin yapıldığını, mirasbırakanın ekonomik sıkıntıları olup tüm işleri ile kendisinin ilgilendiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, iddianın kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
    Dosya içeriği ve toplanan delillerden; mirasbırakanın 23.05.2006 tarihinde öldüğü, geride davacı kızı ... ile davalı oğlu ... ve dava dışı kızı ...’in mirasçı olarak kaldığı; mirasbırakanın, dava konusu taşınmazdaki 12/36 payının tamamını davalıya 17.06.1996 tarihinde satış suretiyle devrettiği, ... 2. Noterliğinin 02.10.2002 tarih ve ... yevmiye nolu vasiyetnamesi ile davacıyı mirasından ıskat ettiği, ... 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2006/231 Esas, 2007/442 Karar sayılı dosyasında davacının anılan vasiyetnamenin iptalini, davalı ile dava dışı ... ve tarafların annesi ...’ın vasiyetnamenin tenfizini talep ettiği, mahkemece vasiyatnamenin tenfizi isteminin reddine, vasiyetnamenin iptali isteminin de kabulüne dair verilen kararın Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 2009/18027 Esas, 2009/19236 Karar sayılı kararı ile mirasçılıktan çıkartılma sebebinin kanıtlanamadığı; mirasçılıktan çıkartma tasarrufunun, mirasbırakanın çıkarma sebebi hakkında düştüğü "açık bir yanılma" yüzünden yaptığını gösteren bir delilin de bulunmadığı, bu durumda mirasçılıktan çıkartma tasarrufunun mirasçılıktan çıkartılan ..."in "saklı payı" dışında geçerli olduğu gerekçesi ile bozulduğu, bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde anılan vasiyetnamenin tenfizine, davacının 1/8 saklı payı yönünden ise vasiyetnamenin iptaline karar verildiği, kararın Yargıtay 3. Hukuk Dairesi tarafından onanarak kesinleştiği anlaşılmaktadır.
    Bilindiği üzere; uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa, niteliği itibariyle nisbi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türüdür. Söz konusu muvazaada miras bırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir.
    Bu durumda, yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 01.04.1974 tarihli 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu"nun (TMK) 706., Türk Borçlar Kanunu"nun (TBK) 237. (Borçlar Kanunu"nun (BK) 213.) ve Tapu Kanunu"nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.
    Hemen belirtmek gerekir ki; bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bunun için de ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, mirasbırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alım gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile miras bırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.
    Somut olaya gelince, mirasbırakanın davacıyı vasiyetname düzenlemek suretiyle mirasından ıskat ettiği ve malvarlığının önemli bir kısmını davalı oğlu ile dava dışı kızı ...’e temlik ettiği açık olup, dinlenen tanıkların beyanları ile anılan bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde temlikin mal kaçırmak amacıyla muvazaalı olarak yapıldığı sonucuna varılmaktadır.
    Hâl böyle olunca, kesinleşen vasiyetnamenin iptali ve tenfizi kararı da gözetilerek davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile reddine karar verilmiş olması doğru değildir.
    Davacının yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 02.01.2020 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz eden davacı vekili için 2.540.00. TL. duruşma vekâlet ücretinin temyiz edilen davalıdan alınmasına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine 11/02/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi