Esas No: 2020/2342
Karar No: 2021/789
Karar Tarihi: 19.04.2021
Danıştay İdare Dava Daireleri Kurulu 2020/2342 Esas 2021/789 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2020/2342
Karar No : 2021/789
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : ... Bakanlığı
VEKİLİ : ...
KARŞI TARAF (DAVACI) : ... Odası
VEKİLİ : Av. ...
İSTEMİN KONUSU : Danıştay Altıncı Dairesinin kısmen davanın reddine, kısmen de işlemin iptaline yönelik 24/10/2019 tarih ve E:2014/1779, K:2019/9978 sayılı kararının iptale ilişkin kısmının temyizen incelenerek bozulması davalı idare tarafından istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: 16/09/2013 tarihli Çevre ve Şehircilik Bakanlığı oluru ile onaylanan 1/100.000 ölçekli Mersin Adana Çevre Düzeni Planının iptali istenilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay Altıncı Dairesinin 24/10/2019 tarih ve E:2014/1779, K:2019/9978 sayılı kararıyla; Dairelerince yerinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen rapor ile dosyadaki bilgi ve belgelerin değerlendirilmesinden;
Dava konusu Çevre Düzeni Planının "Seka Limanı gerisinde getirilen turizm tesis alanı kullanım kararı" yönünden;
Dava konusu alana ilişkin olarak Dairelerinin 19/06/2013 tarih ve E:2009/10322, K:2013/4316 sayılı kararında:
"Sulak Alanların Korunması Yönetmeliğinin "Tampon bölge uygulama esasları" başlıklı 21. maddesinde: "Bu bölgede:
a) Katı atık düzenli depolama alanına, katı atık bertaraf tesislerine bu Yönetmelikle izin verilenlerin dışında kalan maden ocaklarının açılmasına ve işletilmesine, endüstri bölgesi ilan edilmesine, organize sanayi bölgesi ve serbest bölge sanayi alanı kurulmasına ve Ek-1'de belirtilen faaliyetlerinin yapımına izin verilemez.
b) Ek-2 de belirtilen faaliyetlerin yapımı, Genel Müdürlüğün iznine tabidir. Bu listede yer alan faaliyetler için Bakanlıkça belirlenecek başvuru formu çerçevesinde Bakanlığa müracaat edilir, müracaatın uygun görülmesi halinde başvuru sahibine izin belgesi verilir." hükmü yer almıştır.
Yönetmeliğin 26.08.2010 günlü Resmi Gazete'de yayımlanan Sulak Alanların Korunması Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelikle değişik, tampon bölgede yapılması yasak olan faaliyetleri içeren Ek-1 listesinin 9.10.1 maddesinde, ticari amaçlı liman, iskele ve rıhtımlar (güneşlenme ve sportif amaçlı iskeleler hariç) yat limanları sayılmış, tampon bölgede yapılması Bakanlık iznine tabi olan faaliyetleri düzenleyen Ek-2 listesinin 10.13. maddesindeki golf tesisleri, 10.14 maddesinde turizm konaklama tesisleri (100 oda ve üzeri oteller, tatil köyleri, turizm kompleksleri ve benzeri) düzenlenmiştir.
Belirtilen mevzuat hükümlerine göre tampon bölgede yat limanı veya ticari liman yapılması yasaklandığı gibi, 100 oda ve üzeri turizm tesisleri Bakanlık iznine tabi olan faaliyetler arasında sayılmaktadır.
Bu durumda, Göksu bölgesinin tampon bölgesinde yer alan taşınmaza söz konusu Yönetmelik hükümlerine aykırı olarak getirilen yat limanı ve turizm tesis alanına yönelik kullanım kararlarında mevzuata uyarlık görülmemiştir.
Diğer taraftan, davalı idarece, Ulusal Sulak Alan Komisyonunun 24.7.2012 tarihli 21-2012/21 sayılı kararının 10 maddesi ile, planlama alanını oluşturan Taşucu Seka Liman Bölgesi ve Liman Geri Bölgesinin Sulak Alanların Korunması Yönetmeliğinin 21.maddesinin (c) bendine uygun olarak " Özel hüküm bölgesi" ilan edildiği, alanda, yönetmeliğin özel hüküm bölgeleri ile ilgili hükümlerinin geçerli olduğu belirtilmiş ise de, Orman ve Su İşleri Bakanlığı Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğünün 17.12.2012 tarihli yazısında, bölgenin özel hüküm bölgesi olarak belirlendiği belirtildikten sonra, bu bölge içerisinde yapılacak başvurular için öncelikle yerel sulak alan komisyonunun uygun görüşü ile genel müdürlüğüne iletilmesinin gerektiği, gerekli görülmesi halinde özel hüküm bölgesi içinde yapımı planlanan faaliyetleri için Ulusal Sulak Alan Komisyonunun görüşünün alınacağının belirtildiği, bu bağlamda özel hüküm bölgesine yönelik olarak herhangi bir kullanım ve plan kararının belirlenmediği gibi daha sonra getirilen özel hüküm bölgesi kararının yargılama esnasında, hukuka aykırılığı saptanan işlemin hukuki durumunu etkilemeyeceği sonucuna ulaşılmıştır." gerekçesiyle dava konusu edilen 1/1000 ve 1/5000 ölçekli imar planlarının iptaline karar verildiği,
Uyuşmazlık konusu alanın Göksu Deltası Sulak Alanı Tampon bölge sınırları içerisinde kaldığı,
Dairelerinin yukarıdaki kararında da belirtildiği üzere, mevzuat hükümlerine göre tampon bölgede yat limanı veya ticari liman yapılması yasaklandığı gibi, 100 oda ve üzeri turizm tesislerinin Bakanlık iznine tabi olan faaliyetler arasında sayıldığı,
Bu durumda, Göksu bölgesinin tampon bölgesinde yer alan taşınmaza söz konusu Yönetmelik hükümlerine aykırı olarak getirilen turizm tesis alanına yönelik kullanım kararlarında mevzuata uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu Çevre Düzeni Planının Seka Limanı gerisinde getirilen turizm tesis alanı kullanım kararına ilişkin kısmı yönünden iptaline,
Planın dava konusu diğer kısımlarında şehircilik ilkelerine ve planlama esaslarına aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle, bu hususlar yönünden davanın reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Davalı idare tarafından, dava konusu plandan sonra 19/07/2017 tarihinde onaylanan Mersin-Adana Çevre Düzeni Planı Revizyonu ile söz konusu alandaki "turizm alanı" fonksiyonunun kaldırılarak, bölgenin "lojistik bölge ve sanayi depolama alanı" olarak belirlendiği, bu doğrultuda planın söz konusu kısmının iptaline yönelik Daire kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacı tarafından, savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ ...'NUN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile Daire kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan;
"a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
c)Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması" sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen kararın iptale ilişkin kısmı usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar kararın bu kısmının bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalı idarenin temyiz isteminin reddine,
2.Yukarıda özetlenen gerekçeyle kısmen davanın reddine, kısmen iptale ilişkin Danıştay Altıncı Dairesinin 24/10/2019 tarih ve E:2014/1779, K:2019/9978 sayılı kararının temyize konu iptale ilişkin kısmının ONANMASINA,
4. Kesin olarak, 19/04/2021 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.
KARŞI OY
X- 3194 sayılı İmar Kanununun ek-3. maddesinde, "Özelleştirme programındaki kuruluşlara ait veya kuruluş lehine irtifak ve/veya kullanım hakkı alınmış arsa ve araziler ile özel kanunları uyarınca özelleştirilmek üzere özelleştirme programına alınan arsa ve arazilerin, 3621 sayılı Kıyı Kanunu veya 2634 sayılı Turizmi Teşvik Kanunu kapsamında kalan yerler dahil olmak üzere genel ve özel kanun hükümleri kapsamında yer alan tüm alanlarda imar planlarını yapmaya ve onaylamaya yetkili olan kurum veya kuruluşlardan görüş alınarak çevre imar bütünlüğünü bozmayacak her tür ve ölçekte plan, imar planı ile değişiklik ve revizyonları müellifi şehir plancısı olmak üzere Başbakanlık Özelleştirme İdaresi Başkanlığınca yapılarak veya yaptırılarak Özelleştirme Yüksek Kurulunca onaylanmak ve Resmi Gazetede yayımlanmak suretiyle kesinleşir(...) yürürlüğe girer. İlgili kuruluşlar bu madde kapsamında yapılan planları devir tarihinden itibaren beş yıl süreyle değiştiremezler. Bu süre içerisinde imar planlarına ilişkin olarak, verilecek mahkeme kararlarının gereklerinin yerine getirilmesini teminen yapılacak imar planı değişikliğine ilişkin iş ve işlemler Özelleştirme İdaresi Başkanlığınca bu maddede belirtilen usul ve esaslara göre gerçekleştirilir. İlgili kuruluşlar görüşlerini onbeş gün içinde bildirirler. Bu madde kapsamında yapılan her ölçekteki plan ve imar planlarında 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanununun 17 nci maddesinin (a) bendinin ikinci ve sekizinci paragrafındaki hükümler uygulanmaz. Özelleştirme sürecinde ihtiyaç duyulması halinde, bu planlara göre yapılacak imar uygulamasına ilişkin parselasyon planları Özelleştirme İdaresi Başkanlığı tarafından yapılır veya yaptırılır. Bu parselasyon planları Özelleştirme İdaresi Başkanlığınca onaylanır, Bu planlara göre yapılacak yapılarda her türlü ruhsat ve diğer belgeler ile izinler, ilgili mevzuat çerçevesinde yetkili kurum ve kuruluşlarca verilir." kuralı yer almıştır.
Yukarıda yer verilen Kanun hükmü uyarınca, özelleştirme programındaki kuruluşlara ait veya özelleştirilmek üzere özelleştirme programına alınan arsa ve arazilerde ilgili kuruluşlardan gerekli görüş alınmak suretiyle her ölçekteki imar planı değişiklikleri yapmak Başbakanlık Özelleştirme İdaresi Başkanlığının yetkisinde olup, bu yetki kapsamında alınan kararların plana veri/girdi olarak işlenmesinin zorunlu olduğu, planda da Seka Limanı gerisinde kalan bölge için Özelleştirme Yüksek Kurulunca yapılan plan kararlarının esas alındığı anlaşıldığından, planın anılan bölgeye ilişkin kısmında hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin kabulü ile, Daire kararının dava konusu Çevre Düzeni Planının Seka Limanı gerisinde getirilen turizm tesis alanı kullanım kararının iptaline ilişkin kısmının bozulması gerektiği oyuyla, karara katılmıyoruz.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.