Esas No: 2020/12022
Karar No: 2022/2432
Karar Tarihi: 29.03.2022
Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2020/12022 Esas 2022/2432 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davacı, yasa dışı bir örgütün faaliyetleri nedeniyle tutuklu kaldığı sürelere ilişkin maddi ve manevi tazminat talebinde bulundu. Ancak, davacının açtığı dava reddedildi ve kararı temyiz edildi. Temyiz incelemesi sonucunda, tazminat davası için açılması gereken dava açma süresinin geçtiği gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği belirtildi. Kararın düzeltme yoluna gitmesi sonucunda, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davalı lehine 3.600 TL vekalet ücreti alınarak hazineye verilmesine karar verildi.
Detaylı kanun maddeleri:
- 466 sayılı Kanuna tabi olan tazminat davalarında dava açma süresinin kesinleşmiş kararın davacıya tebliğ edilmediği ve davacının haberdar olduğuna ilişkin bir belgeye rastlanılmadığı durumlarda, davacının yokluğunda verilmiş kararın karar tarihinden itibaren 3 ay, 10 yıllık sürenin geçmesi sonucu dava açma hakkının kaybedileceği
- CMK’nın 142/1. maddesi gereğince 1 yıllık süre geçtikten sonra davanın açıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi.
- 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi uyarınca hükme bir paragraf eklenmek suretiyle düzeltme
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi
Dava : Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat
Hüküm : Davanın reddine
Davacının tazminat talebinin kısmen kabulüne ilişkin hüküm, davalı vekili ve davacı vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Tazminat talebinin dayanağı olan Adana 1. nolu Sıkıyönetim Mahkemesinin 1982/540 Esas – 1983/232 Karar sayılı ceza dosyası kapsamında, davacının yasa dışı örgütün faaliyetlerini sevk ve idare etmek ile bu örgüte girmek suçundan 02.02.1981-01.09.1982 tarihleri arasında 576 gün tutuklu kaldığı, yapılan yargılama sonunda beraatine hükmedildiği, beraat hükmünün 30.05.1984 tarihinde kesinleştiği,
Davacının tutuklu kaldığı sürelere ilişkin hesaplanacak maddi ve manevi tazminatın ödenmesi talebine ilişkin söz konusu davada, yerel mahkemece, davacı hakkında 17.06.1983 tarihinde verilen hükmün 30.05.1984 tarihinde kesinleştiği, CMK’nın 142/1. maddesinde 1 yıllık süre geçtikten sonra dava açıldığı gerekçesi ile davanın reddine karar verildiği görülmekle;
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 14.05.2019 tarih, 2017/12-535 Esas, 2019/422 ve 2017/12-536 Esas, 2019/423 Karar sayılı kararlarında vurgulandığı üzere 466 sayılı Kanuna tabi olan tazminat davalarında dava açma süresinin kesinleşmiş kararın davacıya tebliğ edilmediği ve davacının haberdar olduğuna ilişkin bir belgeye rastlanılmadığı durumlarda, davacının yokluğunda verilmiş kararın karar tarihinden itibaren 3 ay, 10 yıllık sürenin geçmesi sonucu dava açma hakkının kaybedileceğinin belirtilmesi karşısında, 17.06.1983 tarihinde davacının yokluğunda verilen beraat hükmüne karşı 17.09.1993 tarihine karar açılması gereken tazminat davasının 07.04.2016 tarihinde açılması nedeniyle, 466 sayılı Kanun gereğince 3 ay, 10 yıllık süre geçtiği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmesi gerekirken, CMK’nın 142/1. maddesi gereğince 1 yıllık süre geçtikten sonra davanın açıldığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmesi sonucu itibariyle doğru olduğundan bozma nedeni yapılmamıştır.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre davacı vekilinin dava açma sürenin dolmadığına yönelik temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Davanın tümüyle reddedilmesi karşısında, yargılama sırasında kendisini vekil ile temsil ettiren davalı kurum lehine, yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca vekalet ücreti takdir edilmesi gerekirken, vekalet ücretine hükmedilmemesi,
Kanuna aykırı olup, davalı vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu nedenle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu konuda, aynı Kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden, hükme bir paragraf eklenerek “Yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 3.600 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak, hazineye verilmesine” ibaresinin eklenmek suretiyle, sair yönleri usul ve Kanuna uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 29.03.2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.