12. Ceza Dairesi 2021/1506 E. , 2021/6143 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Alkol veya uyuşturucu maddenin etkisi altındayken araç kullanmak ve taksirle yaralama suçlarından sanık ..."un, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 89/1, 179/2, 62 (iki kez) ve 52/2. (iki kez) maddeleri gereğince iki kez 2.500,00 Türk Lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına dair Adana 19. Asliye Ceza Mahkemesinin 01/12/2015 tarihli ve 2015/664 esas, 2015/1465 sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
Yargıtay 12. Ceza Dairesinin 01/03/2016 tarihli ve 2015/4097 esas, 2016/3289 karar sayılı ilâmında “…..Türk Ceza Kanunu"nun "Trafik güvenliğini tehlikeye sokma" başlıklı 179/3. maddesinde alkol veya uyuşturucu madde etkisiyle emniyetli bir şekilde araç sevk ve idare edemeyecek olan kişinin araç kullanma hâlinin suç olarak düzenlendiği, maddede belirtilen suçun tehlike suçu olduğu, somut olayda ise bir kişinin yaralanmış olması sebebiyle zarar suçunun oluştuğu, Dairemizin yerleşik uygulamasına göre; tehlikeli eylemin zarara yol açması halinde Kanunda öngörülen cezaların ağırlığının değil, zarar suçu- tehlike suçu ölçütünün esas alınması suretiyle, taksirle yaralama suçundan cezalandırılmasının mümkün olduğu ahvalde, taksirle yaralama suçundan cezalandırılması, ancak kovuşturma şartı olan şikâyetin gerçekleşmemesi ya da şikâyetten vazgeçme nedeni ile taksirle yaralama suçundan cezalandırmanın mümkün olmadığı ahvalde ise, sanığın Türk Ceza Kanununun 179. maddesinde düzenlenen trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan cezalandırılmasının gerektiği…” şeklinde belirtildiği üzere, sanığın 1.58 promil alkollü iken araç kullandığı sırada bir araca çarpması sonucu oluşan etkiyle zincirleme trafik kazalarının meydana gelmesine ve araçlardaki iki kişinin basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek şekilde yaralanmasına sebep olması şeklinde gelişen somut olaya ilişkin yapılan yargılama sonucunda yaralanan kişilerden birinin şikayetçi olmaması üzerine bu kişiye yönelik yaralama suçundan kamu davasının düşürülmesine, diğer kişiye yönelik taksirle yaralama suçundan sanığın yazılı şekilde cezalandırılmasına karar verildiğinin anlaşılması karşısında, aynı eylem nedeniyle ayrıca trafik güvenliğini tehlikeye sokmak suçundan mahkûmiyet kararı verilemeyeceğinin gözetilmemesinde isabet görülmediğinden bahisle, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca, anılan kararın bozulması lüzumu, Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü ifadeli 18/11/2020 gün ve 94660652-105-01-8939-2020-Kyb sayılı kanun yararına bozma talebine atfen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 05/01/2021 gün ve 2020/107868 sayılı ihbarnamesi ile daireye ihbar ve dava evrakı tevdi kılınmakla;
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Olay günü saat 22:10 sıralarında, sanığın alkolmetre ile yapılan ölçüm sonucuna göre 1,58 promil alkollü vaziyette sevk ve idaresindeki araç ile meskun mahalde, gece vakti, bölünmüş iki şeritli asfalt kaplama yolda seyir halindeyken, olay mahalline geldiğinde hızın ve alkolün etkisiyle aracın hakimiyetini kaybettiği ve önünde seyreden müşteki Veysel"in kullandığı 01 AU 388 plakalı araca çarptığı, çarpma sonucu Veysel"in kullandığı aracın önünde bulunan mağdur Necati"nin kullandığı 01 PA 305 plakalı araca çarptığı, aynı şekilde mağdur İsmail Hakkı"nın kullandığı 01 UF 042 plakalı araç ile Serdar"ın kullandığı 01 BDV 17 plakalı araçlara çarptığı, olay nedeniyle müşteki Selçuk Solunay ile 01 ST 662 plakalı araçta bulunan mağdur Ömer Faruk Can"ın basit tıbbi müdahale ile giderilir derecede yaralandıkları, mağdur Ömer Faruk Can’ın soruşturma aşamasından itibaren şikayetçi olmadığı, müşteki Selçuk Solunay’ın ise şikayetinin devam ettiği olayda; mahkemece trafik güvenliğini tehlikeye sokma ve taksirle yaralama suçlarından açılan kamu davasında yapılan yargılama sonunda her iki suçtan sanığın mahkumiyetine karar verilmiş ise de, TCK"nın "Trafik güvenliğini tehlikeye sokma" başlıklı 179/3. maddesinde alkol veya uyuşturucu madde etkisiyle emniyetli bir şekilde araç sevk ve idare edemeyecek olan kişinin araç kullanma hâlinin suç olarak düzenlendiği, maddede belirtilen suçun tehlike suçu olduğu, somut olayda ise bir kişinin yaralanmış olması sebebiyle zarar suçunun oluştuğu, Dairemizin yerleşik uygulamasına göre; tehlikeli eylemin zarara yol açması ve her iki suçun birlikte işlenmesi halinde sanığın hangi suç nedeniyle cezalandırılacağı belirlenirken, suçlar için Kanunda öngörülen cezaların ağırlığının değil, zarar suçu-tehlike suçu ölçütünün esas alınması suretiyle, sanığın taksirle yaralama suçundan cezalandırılmasının mümkün olduğu ahvalde sadece taksirle yaralama suçundan cezalandırılması, ancak kovuşturma şartı olan şikayetin gerçekleşmemesi, şikayetten vazgeçilmesi veya uzlaşma nedeni ile taksirle yaralama suçundan cezalandırmanın mümkün olmadığı ahvalde ise, sanığın TCK"nın 179. maddesinde düzenlenen trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan cezalandırılması gerektiği, somut olayda sanığın taksirle yaralama suçundan cezalandırıldığı gözetildiğinde, trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan ""hüküm verilmesine yer olmadığına"" kararı verilmesi yerine bu suçtan da mahkumiyetine karar verilmesi,
Kanun yararına bozma talebine dayanılarak düzenlenen ihbarnamedeki bozma isteği incelenen dosya kapsamına nazaran yerinde görüldüğünden, Adana 19. Asliye Ceza Mahkemesinin 01/12/2015 tarihli ve 2015/664 esas, 2015/1465 sayılı kararının 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca isteme uygun olarak BOZULMASINA, aynı Kanunun 309/4-d. maddesindeki “Hükümlünün cezasının kaldırılmasını gerektiriyorsa cezanın kaldırılmasına, daha hafif bir cezanın verilmesini gerektiriyorsa bu hafif cezaya Yargıtay ceza dairesi doğrudan hükmeder.” şeklindeki düzenleme gereği bozma nedenine göre uygulama yapılarak, hükmün sanığın trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan cezalandırılmasına ilişkin 2. bendinin hükümden çıkarılmasına, yerine "sanık hakkında trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan hüküm verilmesine yer olmadığına" ilişkin fıkranın ilave edilmesine, hüküm fıkrasındaki diğer hususların aynen bırakılmasına, infazın ve müteakip işlemlerin mahallinde buna göre yapılmasına, dosyanın mahalline gönderilmesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE; 22/09/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.