Hırsızlık - Yargıtay 22. Ceza Dairesi 2015/961 Esas 2015/1517 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
22. Ceza Dairesi
Esas No: 2015/961
Karar No: 2015/1517
Karar Tarihi: 03.06.2015

Hırsızlık - Yargıtay 22. Ceza Dairesi 2015/961 Esas 2015/1517 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Sanık, katılanın satılık arabasını test sürüşü için almak bahanesiyle yanında katılanla birlikte arabayı denemiştir. Sanık daha sonra katılanı arabadan indirmiş ve araçla birlikte kaçmıştır. Katılan arabayı satmak için verdiği anahtarı geri istemiş olsa da, sanık anahtarı iade etmemiştir. Mahkeme, sanığın anahtarı sahibinin rızası olmaksızın elinde bulundurması olarak hırsızlık suçu işlediğine hükmetmiştir. Kararda belirtilen kanun maddeleri, TCK'nın 51. ve 58. maddeleridir. TCK'nın 51. maddesi, bir hüküm verirken geçmiş cezaların dikkate alınmasını, 58. madde ise tekrar suç işlenmesi durumunda ceza süresinin artırılmasını düzenlemektedir.
22. Ceza Dairesi         2015/961 E.  ,  2015/1517 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Hırsızlık
    HÜKÜM : Mahkumiyet

    Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, kararın nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:
    Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 2012/13-194 E. ve 2012/243 K. sayılı kararında belirtildiği üzere, haksız yere elde bulundurulan anahtar, sahibi ya da anahtarı elinde bulunduranın rıza ve haberi olmadan herhangi bir şekilde ele geçirilen anahtardır. Haksız olarak anahtarı elinde bulundurmak, sahibini hataya düşürmek veya zorla ya da hile, hatta mal sahibinin emniyetini suiistimal etmek suretiyle elde etmektir. Geri verilmek üzere alındığı halde iade etmeyerek elde bulundurulan ya da çalınarak ele geçirilen anahtar buna örnek gösterilebilir. Anahtarı haksız yere elde bulundurma unsuru, sahibini hataya düşürerek veya hile ile veya güveni kötüye kullanmak suretiyle anahtarın ele geçirilmesi hallerini de kapsamaktadır.
    Somut olayda da; sanığın, katılanın satılık olan aracını denedikten sonra alabileceğini söyleyerek yanında katılan da olduğu halde ve katılanın verdiği anahtarı kullanmak suretiyle deneme sürüşüne çıktığı, aracı katılanın sürmesi için katılana geri vereceği bahanesi ile katılanı araçtan indirdiği ve ardından araçla birlikle olay mahallinden uzaklaştığı şeklinde gerçekleştiğinde bir duraksama ve uyuşmazlık bulunmayan olayda, her ne kadar katılan suça konu anahtarı, başlangıçta özgür iradesi ile sanığa teslim etmiş ise de, bu iradenin, sanığın katılanı araçtan indirdiği ana kadar geçerli olacağı, sanığın katılanı araçtan indirdiği andan itibaren, benzer suçları işlemeyi alışkanlık haline getiren ve başlangıçtan itibaren söz konusu aracı çalma düşüncesi içerisinde olduğu anlaşılan sanık ile katılan arasında suça konu aracın ve anahtarın zilyetliğinin devrine ilişkin tarafların aldatılmamış özgür iradeleri ile kurulan ve hukuken geçerli bir sözleşmeden, dolayısıyla hukuksal anlamda bir zilyetliğin devrinden söz edilemeyeceğinden, sanığın bu aşamadan itibaren aracın anahtarını haksız olarak elinde bulundurduğunun kabulü gerekmekte olduğundan,
    Tüm sanıklar hakkında iddianamede 58. maddenin uygulanmasının istendiği ve sevk maddelerinde 58. maddenin yazılmış olduğu, tüm sanıklara da iddianame ve eklerinin okunmuş olduğu görüldüğünden,
    Sanık ... hakkında tekerrüre esas alınan...Asliye Ceza Mahkemesinin 2007/39 E 2007/465 K sayılı kararındaki resmi belgede sahteçilik suçu ile 1 yıl 8 ay hapis cezası verildiği, 28.06.2007 tarihinde kesinleştiği 5237 sayılı TCK"nın 51.maddesi gereğince cezanın ertelendiği ve bir yıllık denetim süresinin belirlendiği, sanığın kararın kesinleşmesi ve denetim süresinin dolmasından sonra 3 yıl içinde dosyamıza konu suçu işlediği anlaşıldığından 5237 sayılı TCK.nun 58.maddesinin uygulanmasında mahkemenin kabul ve takdirinde bir isabetsizlik bulunmadığından tebliğnamede bu hususlarda yer alan bozma düşüncelerine iştirak edilmemiştir.
    Yapılan duruşmaya, toplanan delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine göre diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
    Ancak;
    Yargılama giderinin sanıklardan eşit olarak tahsili gerekirken yazılı şekilde müteselsilen tahsiline karar verilmesi,
    Bozmayı gerektirmiş, sanıklar ..., ... ve o yer Cumhuriyet Savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 1412 sayılı CMUK.nun 321.maddesi gereğince istem gibi BOZULMASINA, ancak bu aykırılığın aynı Kanunun 322.maddesine göre düzeltilmesi mümkün olduğundan, yargılama giderinin sanıklardan eşit olarak tahsiline karar verilmek suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 03.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.





    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.