Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/3042
Karar No: 2014/3444

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2013/3042 Esas 2014/3444 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2013/3042 E.  ,  2014/3444 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Kayseri 3. Asliye Hukuk Mahkemesi
    TARİHİ : 27/12/2012
    NUMARASI : 2011/319-2012/753

    Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davacılar ve davalı I. Sigorta A.Ş. vekillerince istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen 11.3.2014 Salı günü taraflardan gelen olmadı. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü.
    -K A R A R-

    Davacılar vekili, davalı tarafa ait araç sürücüsünün kusurlu hareketi ile meydana gelen kazada davacı Muammerin yaralandığını açıklayıp, fazlaya dair haklarını saklı tutarak davacı Muammer için 40.000 TL manevi, 5.000 TL maddi (iş göremezlik, karşılanmayan tedavi ve bakıcı gideri), davacı eş çocuklar içinde 10.000"er TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davacılar vekili ıslah ile maddi tazminat talebi miktarı toplamını bilirkişi raporu doğrultusunda 85.138,70 TL ye yükseltmiştir.
    Davalılar vekilleri, davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan kanıtlara göre; davacı Muammer için 85.138,70 TL maddi (iş göremezlik) tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline (sigorta limit dahilinde ve dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizden sorumlu olarak), davacı Muammer için 20.000 TL, eşi Fitnat için 7.500 TL, çocukları olan diğer davacılar için 5.000"er TL"den toplam 42.500 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı Mustafa"dan tahsiline karar verilmiş, hüküm davacılar vekili ile davalı sigorta şirketi vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Mahkemece toplanıp değerlendirilen delillere, özellikle oluşa ve dosya içeriğine uygun olarak düzenlenen uzman bilirkişi raporunda belirtilen kusur oranının hükme esas alınmasında bir usulsüzlük bulunmamasına göre davalı sigorta şirketi vekilinin tüm, davacılar vekilinin ise aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
    2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece manevi tazminat isteminin kısmen kabulüne karar verilmiştir. Borçlar Kanunu’nun 47. maddesi hükmüne göre hakimin özel halleri göz önüne alarak manevi tazminat adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği para tutarının adalete uygun olması gerekir. Tazminatın amacı zarara uğrayanda bir huzur duygusu doğurmaktır. Somut olayda, tarafların kusur oranı, davacının yaralanma derecesi, tarafların ekonomik ve sosyal durumu, duyulan acı gibi nedenler dikkate alındığında, davacılar için hükmedilen manevi tazminat miktarı, duyulan acıyı, çekilen sıkıntıyı hafifletebilecek düzeyde değildir. Hükmedilen manevi tazminat miktarları az olup daha üst düzeyde manevi tazminat takdiri gerekir.
    3-Davacılar vekili dava dilekçesi ile karşılanmayan özel tedavi giderleri ve felç nedeni ile bakıcı gideri tazminatı da istemiş ve bu konuda faturalarda ibraz etmiş olmasına rağmen mahkemece sadece iş göremezlik tazminatına hükmedilmiş olup diğer istek kalemleri hakkında değerlendirme yapmaması isabetli değildir.
    4-2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunun 99/1 maddesi ile Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortasının Genel Şartlarının B-2 maddelerinde sigortacının zarar giderim yükümlülüğü, zararın ihbarı ve gerekli belgelerin sigortacıya bildirildiği tarihten itibaren 8 iş günü içinde zorunlu mali sorumluluk sigortasının poliçe limiti dahilinde tazminatı ödemekle yükümlü olup, bu sürenin sonunda ödeme yapılmadığı takdirde temerrüt gerçekleşeceği öngörülmüştür. O halde, davalı sigorta şirketine davacılar tarafından dava tarihinden önce yapılmış bir ihbar bulunup bulunmadığının tespiti ile yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda temerrüt tarihinin belirlenmesi, ihbar bulunmadığı taktirde dava tarihinde temerrüde düşürülmüş olduğunun kabulü gerekirken, yazılı olduğu şekilde araştırma yapılmadan davalı sigorta şirketinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizden sorumlu tutulması doğru değildir.
    SONUÇ: Yukarıda 1 numaralı bentte açıklanan nedenle davalı I. Sigorta A.Ş. vekilinin tüm, davacılar vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, 2,3 ve 4 numaralı bentte açıklanan nedenle davacılar vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 1.100,00 TL vekalet ücretinin davalı I. Sigorta A.Ş"den alınarak duruşmada vekille temsil olunan davacılara verilmesine, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine, aşağıda dökümü yazılı 5.794,67 TL kalan harcın temyiz eden davalı I. Sigorta A.Ş."den alınmasına 11.3.2014 günü E.S.Baydar"ın karşı oyu ve oyçokluğuyla karar verildi.

    KARŞI OY

    Somut uyuşmazlıkla ilgili;
    1-Davacının daimi işgücü kaybına ilişkin olarak adli tıp uzmanı Hasan Din tarafından düzenlenen ve hükme esas alınan 12.4.2012 günlü raporda davacının maluliyet oranının %56 olduğu mütalaa edilmiş,
    Davadan önce düzenlenen Kayseri Eğitim ve Araştırma Hastanesinin 12.4.2011 günlü özürlü sağlık kurulu raporunda tüm vücut fonsiyon kaybı oranının %79 olduğu belirtilmiş,
    Ceza yargılamasında alınan Erciyes Üniversitesi Dahili Tıp Bilimleri Bölümü Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığının, Dr.S. K., Dr.H. K., Doç.Dr.Ç. Ö. tarafından düzenlenen 24.2.2011 günlü raporunda da "trafik kazasının duyu ve organlarından birinin işlevinin sürekli zayıflaması ve yitirilmesi niteliğinde olmadığı" bildirilmiştir.
    Dosya içeriğinde raporlar arasındaki çelişki nedeniyle tek hekim tarafından düzenlenen ve davacının %56 oranında malul kaldığını bildirilen 12.4.2012 günlü rapora dayanılarak hüküm kurulamaz.
    Bu halde davacının 2659 sayılı Adli Tıp Yasasının 16/2 maddesi gereğince meslekte kazanma gücü kaybı konusunda bilimsel ve teknik görüşlerini bildirmekle görevli Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kuruluna sevki ile alınacak rapora göre hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir.
    2-Davacı dava dilekçesinde 38 DF 349 plakalı aracın sürücü ve işleteni davalı M.Ç."ün olayda kusurlu olduğunu iddia ederek tüm tazminatın adı geçen davalı ve ZMSS"inden tahsilini istemiş,
    Ceza Mahkemesince davalı Mustafa Çağlıöz asli kusurlu bulunarak cezalandırılmış,
    Mahkemece kusur yönünden yapılan bilirkişi incelemesi ile de, bilirkişi A. D. tarafından düzenlenlen 3.2.2012 günlü raporla davalının %75, dava dışı C. K."ın ise %25 oranında kusurlu oldukları mütaala edilmiş, mahkemece kusur yönünden bilirkişi raporları arasında ortaya çıkan çelişkiler giderilmeden hüküm kurulmuştur.
    Bu halde davalı Mustafa"nın olaydaki kusur ve oranı yönünden Karayolları Fen Heyeti veya Adli Tıp Kurumu trafik ihtisas dairesinden rapor alınarak davalının kusuru net bir şekilde belirlendikten sonra hüküm kurulmalıdır.
    3-Davacının, dava dilekçesinde davalı Mustafa"nın kusuruna dayanarak tüm tazminatı adı geçen davalı ve ZMSS"inden talep etmesine, kusur bilirkişisi Abdulvahap Duran tarafından düzenlenen 3.2.2012 günlü raporda kusurun %75"inin davalı Mustafa, %25"ninde C.K."ta olduğunun mütaala edilmesine, davacının dava dışı C. K."ın da kusurlu olduğunu kabul ederek tüm zararın mülga BK 141 ve 142. maddesine göre müteselsilen tazmini talebinin bulunmamasına göre, davalının %75 kusur oranında sorumlu tutulması gerekirken yazılı şekilde davalıların tüm zarardan sorumlu tutulması da doğru değildir.
    4-Davacının daimi iş göremezlik oranına ilişkin 1 nolu, kusura ilişkin 2 nolu bentlerde belirtilen eksiklikler tamamlanmadan davacının maluliyet oranının %56, davalının kusur oranın da %100 kabulü ile davacıların hükmolunan manevi tazminatın az olduğuna ilişkin temyiz itirazlarının kabulüne karar verilmesi de doğru olmayıp davacıların bu yöne ilişkin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmemelidir.
    Açıklanan nedenlerle davalı sigorta şirketinin 1, 2 ve 3 nolu bentlerde belirtilen itirazlarının kabulü, davacının 4 nolu temyiz itirazının da şimdilik incelenmemesi gerekirken davalı sigorta şirketinin temyiz itirazlarının reddi, davacıların manevi tazminatın az olduğuna ilişkin temyiz itirazlarının kabulüne ilişkin sayın çoğunluk görüşüne karşıyım.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi