Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/2862
Karar No: 2014/3439

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2013/2862 Esas 2014/3439 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2013/2862 E.  ,  2014/3439 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi
    TARİHİ : 12/07/2012
    NUMARASI : 2008/784-2012/154

    Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiş, davacı vekilince de duruşma talep edilmiş, olmakla duruşma için tayin edilen 11.03.2014 Salı günü davacı vekili Av. T.. E.. geldi. Davalılar tarafından gelen olmadı. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan davacı vekili dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü.

    -K A R A R-
    Davacı vekili, davalı taraflara zorunlu mali sorumluluk sigortası ile sigortalı araç sürücülerinin kusurlu hareketi ile meydana gelen kazada davacının yaralandığını açıklayıp, fazlaya dair haklarını saklı tutarak 125.000 TL iş göremezlik tazminatının kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı sigorta şirketleri vekilleri, davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan kanıtlara göre; davanın kabulü ile, davacı için 125.000 TL maddi tazminatın (10.000 TL için dava tarihinden itibaren, 115.000 TL için ıslah tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte) davalılardan tahsiline karar verilmiş; hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
    1-Mahkemece toplanıp değerlendirilen delillere, özellikle oluşa ve dosya içeriğine uygun olarak düzenlenen ve ceza mahkemesince adli tıp kurumu trafik ihtisas dairesinden alınan kusur oranının hükme esas alınmasında bir usulsüzlük bulunmamasına göre, davacı vekili ile davalılar vekillerinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
    2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir. Oluşa uygun bulunan adli tıp kurumu trafik ihtisas dairesinin 18.6.2009 tarihli bilirkişi raporuna göre davalı HDİ sigortaya zorunlu mali sorumluluk sigortası ile sigortalı olan 54 FH 249 plakalı araç sürücüsü kusursuz bulunduğuna göre bu araç yönünden illiyet bağı kesilmiş olup bu davalı yönünden davanın reddine karar vermek gerekirken aksi düşünce yazılı şekilde karar verilmesi isabetli değildir.
    3-Davalılar davacının gerçek zararını ödemekten sorumludur. Tazminat hesaplaması yapılırken davacının düzenli ve sürekli nitelik kazanmış aylık gelirinin somut delillerle ispat edilmiş olması gerekir. İnşaat kalıp ustası olan davacının aylık gelirinin yol iş sendikasının hiçbir somut delil ile desteklenmeyen cevabi yazısına göre aylık 1.366 TL olarak kabulü isabetli değildir.
    4-Davalılar vekilleri hatır taşıması savunmasın da bulunmuştur. Hatır taşımaları bir menfaat karşılığı olmadığından, bu gibi taşımalarda BK.nun 43. maddesi uyarınca tazminattan uygun bir indirim yapılması, gerek öğretide gerekse Yargıtay İçtihatlarında benimsenmiş ve yerleşmiş bulunmaktadır. Bu itibarla, öncelikle bu savunma üzerinde durularak, mahkemece taşımanın hatır için olup olmadığı, tarafların yakınlığı, varsa hatır için taşımanın kimin arzusu ve ne amaçla yapıldığı, yani olayın özel şartları gözönüne alınarak araştırılmalı, hatır taşıması olduğunun anlaşılması halinde bilirkişi tarafından hesaplanan maddi tazminattan uygun oranda indirim yapıldıktan sonra karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde bu savunma üzerinde durulmadan karar tesisi doğru görülmemiştir.
    5-Olayda tam kusurlu bulunan davalı A. Sigorta AŞ"ye ZMSS poliçesi ile sigortalı araç özel araç olduğundan hükmolunan tazminata yasal faiz işletilmesi gerekirken yazılı şekilde avans faizine hükmedilmesi de doğru bulunmamıştır.
    6-Kabule göre de; Somut olayda uyuşmazlık, haksız eylemden kaynaklanmaktadır. Haksız eylem faili, ihtar ve ihbara gerek olmaksızın, zararın doğduğu anda, başka bir anlatımla haksız eylem tarihinden itibaren zararın tamamı için temerrüde düşmüş sayılır. Dolayısıyla, zarar gören, gerek kısmi davaya, gerekse sonradan açtığı ek davaya veya ıslaha konu ettiği kısma ilişkin olarak haksız eylem tarihinden itibaren temerrüt faizi isteme hakkına sahiptir.
    Ancak, trafik kazaları esas itibariyle haksız eylem sayılan hallerden olmakla birlikte ZMSS"nı yapan sigortacı bakımından temerrüdün bu tarihte oluştuğunun kabulü mümkün değildir.
    Zira, sigortacının tazminat giderim yükümlülüğünü düzenleyen KTK.nun 98/1 nci maddesi hükmü uyarınca sigortacı maddede belirtilen belgelerin iletildiği tarihten itibaren 8 iş günü sonrasında temerrüde düşer. Davadan önce böyle bir başvurunun bulunmaması halinde ise dava tarihinde temerrüde düşmüş sayılır. Dava konusu olayda davadan önce sigorta şirketine başvuru yapılmadığı anlaşılmaktadır. Bu itibarla, mahkemece davalının ıslah edilen bölüm bakımından da dava tarihinde temerrüde düştüğü kabul edilerek, ıslah edilen miktar bakımından da dava tarihiden itibaren temerrüt faizine hükmedilmek gerekirken, davalı sigorta şirketi yönünden ıslah edilen bölüm bakımından ıslah tarihinden itibaren temerrüt faizine hükmedilmesi doğru olmamıştır.
    SONUÇ: Yukarıda 1 numaralı bentte açıklanan nedenle davacı vekili ile davalılar vekillerinin sair temyiz itirazlarının reddine, 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı HDI Sigorta AŞ vekilinin, 3, 4 ve 5 nolu bentlerde açıklanan nedenlerle davalı Anadolu Sigorta AŞ vekilinin, 6 numaralı bentte açıklanan nedenle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 1.100,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak duruşmada vekille temsil olunan davacıya verilmesine, duruşmada vekille temsil olunmayan davalılar yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacı ve davalılara geri verilmesine 11.3.2014 günü oybirliği ile karar verildi.




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi