Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/10900
Karar No: 2020/269
Karar Tarihi: 16.01.2020

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2016/10900 Esas 2020/269 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2016/10900 E.  ,  2020/269 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Ölüm Ve Bilinmeme Nedenlerine Dayalı Tapu İptal Ve Tescil

    Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalılar kayyımı ile Hazine vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
    KARAR
    Davacı, paydaşı olduğu 278 ada 8 parsel sayılı taşınmazın diğer kayıt maliklerinin kim olduğunun tapu kaydından anlaşılamadığını, kimlik bilgilerinin yetersiz olduğunu, kimlik bilgilerine ulaşılsa dahi uzun süre önce öldüklerini ve taşınmazın 20 yıldan fazla süredir zilyetliğinde olduğunu ileri sürerek payların iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
    Davalı Hazine, tapuya kayıtlı taşınmazın zilyetlikle kazanımının mümkün olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, taşınmazın, uzun süredir davacı ve mirasbırakanı tarafından nizasız ve fasılasız kullanıldığı gerekçesiyle davanın kabulüne dair verilen karar, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava; TMK"nin 713/2. fıkrasında düzenlenen “...Maliki tapu kütüğünden anlaşılamayan...” ve "ölüm" hukuksal nedenlerine dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir.
    Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişme konusu, bahçe nitelikli 278 ada 8 parsel sayılı taşınmazın 32/320 pay ile davacı, 49/320"şer paylarla ... kızı ... ve İfakat, 98/320 pay ile İsmail, 28/320 pay ile Melek, 32/320"şer paylarla Emine ve Sabri adına kayıtlı olduğu, taşınmazın kadastro tespitinin Haziran 1926 tarih 47 ve 15.10.1955 tarih 20 numaralı eski tapu kayıtlarına istinaden davalılar ile dava dışı ... adına yapılarak 14.12.1981 tarihinde kesinleştiği sabittir.
    Dava, 6100 sayılı HMK"nin yürürlükte olduğu 27.11.2013 havale tarihli dava dilekçesi ile açılmış olup, davacı, TMK"nin 713/2 fıkrasında yer alan maliki tapu kaydından anlaşılmayan ve ölüm hukusal nedenlerine dayanmıştır. Her ne kadar 18.03.2014 tarihli 1. oturumda davacı vekilince " açtığımız davada tapu kaydında malik olarak gözükenlerin açık kimliklerine ulaşılması halinde TMK"nin 713/1 maddesine dayanıyoruz, ulaşılmaması halinde de TMK"nin 713/2 maddesindeki (maliki tapu kütüğünden anlaşılmayan) hükümlerine dayanıyoruz ..." denmişse de HMK"nin 141. maddesi uyarınca davalı tarafın açık muvafakati olmadıkça dayanılan hukuki sebebin değiştirilemeyeceği açıktır.
    Öncelikle, eldeki dava gibi tapu iptal ve tescil davalarının kayyım aracılığıyla görülemeyeceği kuşkusuzdur. Davacı, dava dilekçesi ile TMK"nin 713/2 maddesindeki maliki tapu kaydından anlaşılamama hukuki sebebine de dayanmış ve Hazine de davalı sıfatı ile davaya katılmış olmasına göre kayyım aracılığı ile yargılamanın sürdürülmesi ayrıca bozma nedeni yapılmamıştır.
    Kural olarak, tapulu bir taşınmazın veya tapuda kayıtlı bir payın olağanüstü zamanaşımı yoluyla iktisabı mümkün değildir. Ancak kanunun açıkça izin verdiği ayrık durumlarda tapulu bir yerin veya bir payın koşulları oluştuğu takdirde olağanüstü zamanaşımı yoluyla kazanılması mümkün olabilir. Kanunda düzenlenen ayrık hallerden biri de, TMK"nin 713/2.maddesindeki düzenlemedir. Anılan maddede “aynı koşullar altında, maliki tapu kütüğünden anlaşılmayan veya 20 yıl önce hakkında gaiplik kararı verilmiş bir kimse adına kayıtlı bulunan taşınmazın tamamının veya bölünmesinde sakınca olmayan bir parçasının zilyedi de o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir” denilmiştir.
    Kanundaki “…Maliki tapu kütüğünden anlaşılamayan…” düzenlemesinden; tapu kaydının hukuki durumunun açık olmaması, Yargıtay İçtihatlarına göre, tapu kütüğündeki bilgi ve belgelerden genel olarak gerekli dikkati gösteren kişilerin malikin kim olduğunu anlayamayacağı haller amaçlanmıştır. Tapu kütüğündeki malik sütununun boş ve açık bırakılması, malik adının müphem ve yetersiz gösterilmesi, böyle bir kişinin hiç yaşamamış ve kaydının herhangi bir yerde bulunmaması, malik adının silinmiş ve yenisinin yazılmamış olması gibi hallerde malikin tapu kütüğünden anlaşılamadığı sonucuna varılabilir (Yargıtay HGK"nin 10.4.1991 tarihli ve 1991/8-51 Esas, 194 Karar, 15.04.2011 tarihli ve 2011/8-111 Esas, 2011/180 Karar sayılı ilamları). Soyut ve nam-ı mevhum(sanal, mevcut olmayan hayali kişi) bir kişi adına sicil oluşturulmuş olması halinde de, maliki tapu sicilinden anlaşılamayan kişiden söz edilebilir.
    Kayıt malikinin, tanınmıyor, hatırlanmıyor olması, adresinin tespit edilememesi, tebligat yapılamaması, uzun yıllar önce taşınmış ya da ölmüş olması, mirasçılarının belirlenememesi gibi hususlar o kişinin tapu kütüğünde maliki bilinmeyen kişi olarak nitelendirilmesini gerektirmez. Yine, tapu sicili ekindeki kadastro tutanağı, tedavül(el değiştirme) ve bunlara esas kayıt ve belgelerden tapu malikine ilişkin bilginin mevcut olması durumunda da bilinmeyen kişi olarak kabul edilmez.
    Mahkemece yazılı şekilde karar verilmiş ise de; yapılan inceleme ve araştırmanın karar vermeye yeterli olduğu söylenemez.
    Şöyle ki, kadastro tutanağında yer alan eski tapu kayıtları getirtilerek irdelenmediği gibi davacının terditli isteklerinden malikinin 20 yıl önce ölmüş olması hukuki sebebine dayalı bir araştırma da yapılmış değildir.
    Hal böyle olunca; Haziran 1926 tarih 47 ve 15.10.1955 tarih 20 numaralı dayanak tapu kayıtlarının getirtilmesi, pay maliklerinin kim olduklarının bilinen kişi olup olmadıklarının araştırılması, bilinebilir bir kişi olduğunun saptanması halinde terditli isteklerden TMK"nin 713/2 maddesinde yer alan ölüm hukuksal nedenine dayalı araştırmanın yapılması, davalı pay maliklerinin () hasımlı mirasçılık belgelerinin temini için davacı tarafa önel verilmesi, tespit edilmesi halinde davanın mirasçılara yöneltilmesi, aksi takdirde TMK"nin 501. maddesi gözönünde tutularak sonucuna göre bir karar verilmesi gererkirken eksik araştırma ile yetinilerek yazılı gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmesi doğru değildir.
    SONUÇ: Yukarıda yazılı nedenlerle davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden, kabulüyle, hükmün 6100 sayılı HMK"nin geçici 3. maddesi yollaması ile HUMK"un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK"un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 16.01.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi