17. Hukuk Dairesi 2014/2792 E. , 2014/3415 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Kütahya 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 26/09/2013
NUMARASI : 2011/108-2013/312
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkiline ait olup davalı tarafından kasko sigortalı aracın 08/09/2010 tarihinde kaza yaptığını, davalının kasko bedelini ödemediğini, ileri sürerek, 15.000 TL hasar bedelinin olaydan itibaren işleyecek reeskont faizi ile davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, sigorta poliçesi priminin hasardan sonra ödenmesi nedeniyle hasarın ödenmediğini,sigorta şirketinin sorumluluğunun başlaması için prim peşinatının ödenmesi gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davacının kasko sigorta poliçesi bedelini taksitler halinde ödemeyi kabulettiği ve kredi kartına borçlandığı poliçe başlangıcı 03.09.2010 kaza tarihi ise 08.09.2010 olup poliçe düzenlenme tarihinde davacının kredi bedelini ödediğinden davalının hasardan sorumlu olacağı ve Ekspertiz tarafından hesaplanan hasar bedelinin dosya kapsamına uygun olduğundan 15.000,00 TL nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1) Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere göre, davalı vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2) Dava, kasko sigorta poliçesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir.
Kasko Sigorta Sözleşmesi Genel Şartlarının B.3.3.1.2.1.maddesi hükmü uyarınca "onarım masrafları, sigortalı taşıtın rizikonun gerçekleştiği tarihteki değerini aşar ya da taşıt onarım kabul etmez ise taşıt tam hasara uğramış sayılır. Bu durumda değeri tamamen ödenen araç ve aksamı talep ettiği takdirde sigortacının malı olur." hükmü öngörülmüştür.
Bu hükümden anlaşılacağı üzere, davalı sigorta şirketi meydana gelen hasar bedelinin tamamını poliçe limitleri içerisinde ödeme yükümlülüğü altında olup sigortalı araç hurdasının sigorta ettiren tarafından kendisine verilmesi istenmedikçe, sigortacı tarafından davacı sigorta ettirenin uhdesinde bırakıp hurda bedelini tazminattan düşmesi olanaklı değildir. Zira kasko sigortasında aslolan amaç, zarar bedelinin tamemen karşılanmasıdır.
Mahkemece Sigorta Uzmanından alınan bilirkişi raporunda Ekspertiz raporunda belirlenen perte ilişkin tesbitlerin mahkemenin takdirinde olduğunu belirtmiş bu konuda gerekli tesbitleri yapmamıştır. Sigortalı araçta meydana gelen gerçek hasar miktarının belirlenmesi teknik ve özel bilgiyi gerektiren konulardan olup, mahkemece sigortalı araçta oluşan gerçek zararın belirlenmesi için dosyanın hasar uzmanı bilirkişiye tevdii ile kaza tespit tutanağı, fotoğraflar, hasar dosyası, ekspertiz raporu vs. belgeler ile aracın markası, modeli, yaşı ve hasarın boyutu gibi hususlar birlikte irdelenmek suretiyle, tamirinin ekonomik olup olmadığı, tamiri ekonomikse toplam onarım bedeli, değilse; kazadan önceki 2.el piyasa rayiç bedeli ile kazadan sonraki sovtaj (hurda) değerinin ve buna göre araçta meydana gelen gerçek zarar miktarının belirlenmesi yönünden ayrıntılı, gerekçeli, denetime açık bir rapor alınması,hurda aracın kimde olduğu tesbit edilerek ondan sonra dosyadaki tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 11.3.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verilmiştir.