21. Hukuk Dairesi 2014/15971 E. , 2014/19307 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Bolu İş Mahkemesi
TARİHİ : 29/05/2014
NUMARASI : 2014/299-2014/290
Davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davacı ve davalı R.. E.. vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
Dava 06.07.2002 tarihinde meydana gelen iş kazası sonucu % 6 oranında sürekli iş göremezliğe uğrayan sigortalının maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece davalı M.. E.. hakkında açılan davanın reddine, davalı R.. E.. yönünden maddi tazminat davasının kabülüne, manevi tazminat davasının kısmen kabulüne dair 25.06.2013 günlü kararın davalı Reyhan vekilince temyizi üzerine Dairemizce sair temyiz itirazları reddolunarak, maddi tazminat talep miktarının artırılması yanında ayrıca manevi tazminat talebini de içeren ıslah dilekçesinin ıslah harcı yatırılmak suretiyle Mahkemeye verildiği ancak ayrıca başvuru harcının yatırılmadığı anlaşıldığından manevi tazminata ilişkin ıslah isteminin reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece Bozma İlamına uyularak yapılan yargılama sonunda davalı M.. E.. hakkında açılan davanın reddine, davalı R.. E.. yönünden maddi tazminat davasının kabülüne, davacının ayrıca manevi tazminat davası açma hakkı saklı kalmak üzere manevi tazminata ilişkin ıslah isteminin reddine karar verilmiş ve bu karar davacı vekili ile davalı Reyhan vekilince temyiz edilmiştir.
Manevi tazminat talebi ile ilgili hüküm kurulurken, davacıların manevi tazminat istemleriyle ilgili dilekçelerinin hukuki değerlendirmesinde yanılgıya düşüldüğü görülmektedir.
Gerçekten ıslahla dava konusu olmayan bir istemin dava kapsamına alınmasının mümkün olmadığı, yargılaması devam eden bir dava içinde ıslah ile ikinci bir davanın açılması olanağı bulunmadığı, bu yöndeki istemlerin davacının ayrıca dava açma hakkı saklı kalmak üzere reddinin gerektiği dairemizin yerleşmiş görüşlerindendir. Öte yandan harca tabi davalarda her dava açılırken davalıdan başvurma harcı ile nispi harca tabi davalarda nispi karar ve ilam harcının dörtte biri peşin olarak alınır. Ancak ölüm ve cismani zarar sebebiyle açılan maddi ve manevi tazminat davalarında peşin alınan harcın oranı yirmide bir olarak uygulanır. Gerekli harçlar alındıktan sonra dava dilekçesi esas defterine kaydedilir ve dava, dava dilekçesinin esas defterine kayıt edildiği tarihte açılmış sayılır.
Davacının maddi tazminat davasının fazlayı talep hakkını saklı tutarak 2.000,00-TL istemli olarak açıldığı ve yargılama sırasında 21.11.2008 tarihli dilekçe ile maddi tazminat isteminin artırıldığı ve ayrıca manevi tazminat talep edildiği uyuşmazlık konusu değildir. Uyuşmazlık bu dilekçe ile talep edilen manevi tazminat talebinin ek dava niteliğinde kabul edilip edilemeyeceği noktasında ve ""21.11.2008 tarihli manevi tazminat istemine ilişkin dilekçenin verilmesini takiben başvuru harcının yatırılmamış olması nedeniyle ek dava dilekçesi olarak kabulünün mümkün olmadığından ıslah ile dava konusu edilmeyen bir istemin dava kapsamına alınması mümkün olmayıp bu nedenle davacının ayrıca manevi tazminat davası açma hakkı saklı kalmak üzere manevi tazminata ilişkin ıslah isteminin reddine şeklinde karar verilmesi gerektiği""ne ilişkin bozma kararına uyulmakla bunun davalı yararına usuli kazanılmış hak oluşturup oluşturmayacağına ilişkindir.
Davacı vekilinin 21.11.2008 tarihli maddi tazminat talebinin 10.245,35 TL tutarında artırılmasını ve 15.000 TL tutarında manevi tazminat talebini içerir dilekçesini takiben ıslah harcını başvuru harcını da kapsar şekilde yatırdığı, başvuru harcının ayrı bir kalem olarak harcın yatırıldığına ilişkin evrakta ayrıca belirtilmediği, bu durumun sonucunun davacıya yükletilemeyeceği ve Dairemiz değerlendirmesinin maddi hataya dayalı olduğu ortadadır. Öte yandan maddi hataya dayalı bozma kararlarına uyulmasının usuli kazanılmış hak oluşturmayacağı bunun usuli kazanılmış hakkın istisnaları arasında bulunduğu, Dairemizin giderek Yargıtay’ın yerleşmiş görüşlerindendir. Hal böyle olunca davacının ek dava niteliğinde olan manevi tazminat talebi ile ilgili olumlu ya da olumsuz bir karar verilmesi gerekirken, hukuki değerlendirmede yanılgıya düşülerek, ek dava dilekçesinin ıslah dilekçesi kabul edilmek suretiyle manevi tazminat hakkındaki istemlerin reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenle BOZULMASINA, tarafların diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 02/10/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.