Abaküs Yazılım
6. Daire
Esas No: 2019/17705
Karar No: 2021/5797
Karar Tarihi: 20.04.2021

Danıştay 6. Daire 2019/17705 Esas 2021/5797 Karar Sayılı İlamı

T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2019/17705
Karar No : 2021/5797


DAVACILAR : … mirasçıları
1- … 2- …
VEKİLİ : Av. …

DAVALILAR : 1- … - …
2- … Bakanlığı - …
VEKİLLERİ : Av. …
3- … Belediye Başkanlığı - …
VEKİLİ : Av. …

DAVANIN KONUSU :13.06.2016 tarihli, 2016/8950 sayılı Bakanlar Kurulu kararı ile ilan edilen riskli alan sınırları içerisinde kalan davacının hissedarı olduğu İstanbul İli, Gaziosmanpaşa İlçesi … Mahallesi, … parsel sayılı taşınmazın acele kamulaştırılmasına ilişkin 20.07.2019 tarih ve 30837 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 19.07.2019 tarihli, 1333 karar sayılı Cumhurbaşkanlığı kararının iptali istenilmektedir.

DAVACININ İDDİALARI :Uyuşmazlığa konu taşınmazın arsa niteliğinde olduğu ve üzerinde yapı bulunmadığı, arazi itibariyle hiçbir riskinin olmadığı, bir taşınmazın riskli alan sınırları içinde kalmasının tek başına acele kamulaştırma işlemi tesis edilmesini gerektirmeyeceği, uyuşmazlıkta acele kamulaştırmayı gerektirecek somut bir neden bulunmadığı iddialarıyla dava konusu işlemin iptali istenilmiştir.

DAVALILARIN SAVUNMASI :
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile Cumhurbaşkanlığı tarafından, uyuşmazlığa konu taşınmazın 13.06.2016 tarih, 2016/8950 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile ilan edilen riskli alan sınırları içerisinde kaldığı, riskli alan içerisinde bulunan hak sahipleri ile görüşmelerin tamamlandığı, davacı ile yapılan görüşmelerde uzlaşma sağlanamadığı, İstanbul İli, Gaziosmanpaşa İlçesi, … Mahallesi ... Kısımda (… Bölgesi) bulunan uyuşmazlığa konu parselde kamulaştırmaya ilişkin gerekli işlemlerin başlatıldığı, ancak görüşmeler sonucunda sürecin tıkandığı bu sebeple kentsel dönüşüm projesi kapsamında rezerv alan olarak öngörülen, hali hazırda üzerinde yapı bulunmayan ve uygulamaya hazır olan, … ve uyuşmazlığa konu … parsel sayılı taşınmazların bulunduğu kısımda çalışmalara başlanamaması nedeniyle acele kamulaştırma kararının gerekliliğinin ortaya çıktığı, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Yerel Yönetimler Genel Müdürlüğü yazısı ile belirtilen; alanda kamu mülkiyetinde olan parsellerde sosyal donatı alan ihtiyaçlarının karşılanması, şahıs mülkiyetinin bulunduğu parsellerde ise hak sahiplerine yönelik yaklaşık 900 adet konut imalatına olanak sağlanmasının planlandığı, alanın diğer alanların dönüşümüne de imkan sağlayacağı, dönüşüm alanında rezerv alan olarak kullanılması hedeflenen alanda yine kamu eli ile yapılacak projelendirme ve imalat ile anlaşma sağlanan diğer hak sahiplerinin mağduriyetlerinin önüne geçilebileceği, kira yardımı ve benzer sair giderler de göz önüne alındığında kamu üzerinde oluşan ciddi mali yükün kaldırılmasının sağlanacağı gibi gerekçelerle uyuşmazlığa konu taşınmazın acele kamulaştırılmasına karar verildiği iddialarıyla haklı, yeterli ve gerektirici sebeplere dayanılarak yapılan işlemin hukuka ve usule uygun olduğu ileri sürülerek davanın reddi gerektiği savunulmuştur.
Gaziosmanpaşa Belediye Başkanlığı tarafından, usule ilişkin olarak davanın süresinde açılmadığı, sadece parsel bazında inceleme yapılabileceği, Cumhurbaşkanlığı kararının tamamının iptalinin istenemeyeceği, tapu iptali ve tescili yönünde Asliye Hukuk Mahkemesinde açılmış bir dava olmadan bu safhada açılan davanın reddi gerektiği, dava konusu olan bölgede acele kamulaştırmaya ilişkin karar alınmış ise de acele kamulaştırma yönünde henüz herhangi bir işlem tesis edilmediği, riskli alan sınırları içerinde kalan ve uzlaşmazlık tutanakları ile uzlaşma sağlanamadığı tespit edilen taşınmazlara ilişkin; sürecin uzamaması, plan ve proje bütünlüğünün korunması ve bu süreç içerisinde kira yardımları vs. giderler göz önünde bulundurulduğunda kamu üzerinde maddi bir yük oluşmaması, projenin hayata geçirilememesi sebebi ile anlaşma sağlanan hak sahiplerinin mağduriyete uğramaması adına acele kamulaştırma kararının tesis edildiği, bu sebeple sürecin başlatıldığı, taşınmaz ile ilgili olarak Gaziosmanpaşa Belediye Encümeninin … tarih ve … sayılı kararıyla 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 6. maddesine göre kamu yararı kararının alındığı, sonuç olarak riskli alan ilan edilirken 6306 sayılı Yasanın 5. maddesinin 1. fıkrasında belirtilen tüm hususların yerine getirildiği, acele kamulaştırma işlemleri için taşınmaza ilişkin Cumhurbaşkanlığı kararı alınması hususunda gerekli olan uzlaşmazlık tutanakları, gerekçe raporu, kamu yararı kararı ve değerleme raporları gibi tüm belgerin hazırlanarak Çevre ve Şehiricilik Bakanlığına sunulduğu iddialarıyla dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ …'ÜN DÜŞÜNCESİ : Uyuşmazlıkta, davalı idareler tarafından, kentsel dönüşüm işlemleri kapsamında yapılacak uygulamalarda 2942 sayılı Kanun'un 27. maddesi uyarınca acele kamulaştırma usulünün uygulanmasına ihtiyaç duyulduğu belirtilmekte ise de; hangi gerekçelerle acele kamulaştırma usulünün uygulanmasının istenildiği konusunda yeterince açıklamaya yer verilmediği, alanın riskli alan ilan edilmesinin tek başına acele kamulaştırma yapılması için yeterli olmadığı; öte yandan, Bakanlar Kurulu kararında 2942 sayılı Kanun'un 27. maddesinde öngörülen acele kamulaştırma prosedürünün uygulanması için gerekli olan olağanüstü durumların ve bu yönteme başvurulması ile amaçlanan kamu yararının somut olarak ortaya konulmadığı, nitekim; Gaziosmanpaşa Belediye Başkanlığınca da, listede yer alan taşınmazların tamamının kamulaştırılmasının Belediye bütçesi açısından mümkün olmadığı ve ihtiyaç duyulduğunda acele kamulaştırma prosedürünün uygulanacağının belirtildiği görülmekte olup, bu itibarla acele kamulaştırmaya yönelik dava konusu Bakanlar Kurulu Kararında hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Bu durumda, yukarıda belirtilen gerekçelerle hukuka aykırı bulunan dava konusu işlemin iptaline karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.

DANIŞTAY SAVCISI …'IN DÜŞÜNCESİ : Dava, 13.06.2016 günlü, 2016/8950 sayılı Bakanlar Kurulu kararı ile ilan edilen riskli alan sınırları içerisinde kalan davacının paydaşı olduğu İstanbul İli, Gaziosmanpaşa İlçesi … Mahallesi, … parsel sayılı taşınmazın acele kamulaştırılmasına ilişkin 20.07.2019 günlü, 30837 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 19.07.2019 günlü, 1333 sayılı Cumhurbaşkanlığı kararının iptali istemiyle açılmıştır.
Davalı idarelerin usule ilişkin itirazları yerinde görülmemiştir.
6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun hükümleri ile riskli alan olarak ilan edilen bölgelerde taşınmaz malikleriyle anlaşma sağlanamayan durumlarda acele kamulaştırma yoluna da gidilebileceği öngörülmüştür.
Anayasa'nın 13. ve 35. madde hükümleri uyarınca mülkiyet hakkının kamu yararı amacıyla Anayasa'ya uygun olarak yasayla sınırlandırılması mümkündür. Ancak buna ilişkin düzenlemeler öncelikle kamu yararına dayanmalıdır.Ülkemizin taraf olduğu Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin Ek 1 Nolu Protokolüyle de mülkiyet hakkı bir insan hakkı olarak kabul edilmiş ve bu hakkın orantılılık ilkesi çerçevesinde kamu yararı gözetilerek sınırlandırılabileceği ifade edilmiştir. Buna göre, bir taşınmaz üzerindeki mülkiyet hakkının kamulaştırma yolu ile kaldırılması (mülkiyetin el değiştirmesi) kamu yararının karşılanması zorunluluğunun özel mülkiyet hakkının korunmasından üstün tutulması şartına bağlıdır. Bu çerçevede, 2942 sayılı Yasanın 27. maddesi incelendiğinde, kamulaştırma işlemlerinde öngörülen yöntemlerin bir kısmının uygulanmayarak taşınmaza acele el konulabilmesi yolu istisnai olarak başvurulabilecek bir yöntem olarak düzenlendiğinden, madde hükmü ile üç durumda acele kamulaştırma yolu ile taşınmaza el konulmasına olanak tanınmıştır. Bu koşullardan ikisi Milli Müdafaa Mükellefiyeti Kanununun uygulanmasında yurt savunması ihtiyacına veya özel kanunlarda öngörülen olağanüstü durumlarda gerekli olması halleri şeklinde açıkça sayılmak suretiyle üstün kamu yararının ve kamu düzeninin korunmasının gerçekleştirilmesi amacıyla acele kamulaştırma yoluna gidilebileceği belirtilmiştir. Bu kapsamda üçüncü koşul olan aceleliğine Bakanlar Kurulunca karar verilebilmesi için de kamu yararı ve kamu düzenine ilişkin olma halinin maddede yer alan diğer iki koşula paralel nitelik taşıması gerekmektedir.
Dosyanın incelenmesinden, uyuşmazlığa konu taşınmazın, 07.08.2006 onay tarihli 1/1000 ölçekli TEM Güneyi Revizyon Uygulama İmar Planında kısmen yönetim merkezi (BHA), kısmen park, kısmen de yol alanında kaldığı, 24.12.2012 günlü, 2012/4099 sayılı Bakanlar Kurulu kararı ile bölgenin riskli alan ilan edildiği, bu karara karşı açılan davalarda, Danıştay Ondördüncü Dairesinin 17.02.2016 günlü, E:2015/5053, K:2016/974, E:2016/5079, K:2016/976, E:2015/5082, K:2016/977, E:2015/5170, K:2016/975 vb. sayılı kararlarıyla riskli alan kararının iptaline karar verildiği ve kararların Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 20.10.2016 günlü, E:2016/2102, K:2016/2713; 20.09.2016 günlü, E:2016/2106, K:2016/2616; E:2016/2613, K:2016/2618; E:2016/2105, K:2016/2615 sayılı kararlarıyla, "sadece davacılara ait taşınmazlar yönünden hüküm ifade edeceği tabiidir" açıklamasıyla onandığı, anılan iptal kararları sonrasında,13.06.2016 günlü, 2016/8950 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile Karayolları Mahallesi 1. Kısım, (10C Bölgesinin) yeniden "Riskli Alan" ilan edildiği, riskli alan sınırı içerisinde gerçekleştirilecek proje ve çalışmalarla ilgili olarak 04.08.2016 günlü, 9609 Bakanlık oluru ile Gaziosmanpaşa Belediye Başkanlığının geçici olarak yetkilendirilmesi üzerine riskli alan sınırı içerisinde yer alan hak sahipleri ile yeni görüşmeler yapıldığı, uyuşmazlığa konu taşınmaz malikleri ile yapılan görüşmelerde uzlaşmaya varılamadığı, Gaziosmanpaşa Belediye encümeninin … günlü, … sayılı kararıyla, kentsel dönüşümde anlaşma sağlanan hak sahiplerinin mağduriyete uğramaması için uyuşmazlığa konu … sayılı parselde acele kamulaştırma yapılmak için karar alınmak üzere kamu yararı kararı alınmasına karar verildiği, üzerinde yapı bulunmayan … ve … sayılı parsellerin kentsel dönüşüm projesi kapsamında rezerv alan olarak öngörülmesi, ancak uzlaşamama nedeniyle çalışmalara başlanılamadığından, sürecin uzamaması, plan ve proje bütünlüğünün korunması ve bu süre içerisinde kira yardımları vs. giderler göz önünde bulundurulduğunda kamu üzerinde maddi bir yük oluşmaması, projelerin hayata geçirilememesi sebebi ile anlaşma sağlanan hak sahiplerinin mağduriyete uğramaması gerekçeleriyle dava konusu acele kamulaştırma kararının tesis edildiği, ancak kamulaştırmayla ilgili bedel tespiti, tapu iptali ve tescil amacıyla dava açılmadığı, işlemin dayanağı olan riskli alan ilanına ilişkin 13.06.2016 günlü, 2016/8950 sayılı Bakanlar Kurulu Kararına karara karşı dava dışı bazı parsel malikleri tarafından açılan davada Danıştay Ondördüncü Dairesinin 21.03.2018 günlü, E:2016/7960, K:2018/1745 sayılı kararıyla davanın reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.
Bu durumda, olayda, uyuşmazlığa konu taşınmazın yer aldığı bölgenin riskli alan olarak ilan edilmesi ve kentsel dönüşüm projesi kapsamında rezerv alan olarak öngörülmesinin tek başına acele kamulaştırma yapılabilmesi için yeterli olmaması nedeniyle, öncelikle taşınmaz malikiyle anlaşma yoluna gidilmesi, anlaşma sağlanamayan durumlarda da yine önce olağan kamulaştırma prosedürünün uygulanması, kamulaştırmanın 2942 sayılı Yasanın 27. maddesi uyarınca gerçekleştirilebilmesi için ise acele kamulaştırmanın koşullarının gerçekleşmiş olduğunun açıkça ortaya konulmasının gerekmesine karşın, bu gereğe uyulmaksızın tesis edilen dava konusu Cumhurbaşkanlığı kararında 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 27. maddesinde öngörülen acele kamulaştırma prosedürünün uygulanması için gerekli olan olağanüstü durumların ve bu yönteme başvurulması ile amaçlanan kamu yararının somut olarak ortaya konulmadığı sonucuna varılmıştır.
Açıklanan nedenlerle, 19.07.2019 günlü, 1333 sayılı Cumhurbaşkanlığı kararının … parsel sayılı taşınmaza ilişkin kısmının iptaline karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, davayı takip hakkı kendisine geçenlerin (davacının mirasçıları … ve … ) davayı takip istemleri 2577 sayılı Kanunun 26. maddesine uygun bulunarak Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :

MADDİ OLAY :13.06.2016 tarihli, 2016/8950 sayılı Bakanlar Kurulu kararı ile ilan edilen riskli alan sınırları içerisinde kalan davacının hissedarı olduğu İstanbul İli, Gaziosmanpaşa İlçesi … Mahallesi, … parsel sayılı taşınmazın acele kamulaştırılmasına ilişkin 20.07.2019 tarih ve 30837 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 19.07.2019 tarihli, 1333 karar sayılı Cumhurbaşkanlığı kararının iptali istenilmektedir.

İLGİLİ MEVZUAT:
Anayasanın 35. maddesinde: "Herkes, mülkiyet ve miras haklarına sahiptir. Bu haklar, ancak kamu yararı amacıyla, kanunla sınırlanabilir. Mülkiyet hakkının kullanılması toplum yararına aykırı olamaz." hükmü yer almaktadır.
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin Ek 1 No'lu Protokolünün "Mülkiyetin korunması" başlıklı 1. maddesinde: "Her gerçek ve tüzel kişinin mal ve mülk dokunulmazlığına saygı gösterilmesini isteme hakkı vardır. Herhangi bir kimse, ancak kamu yararı sebebiyle ve yasada öngörülen koşullara ve uluslararası hukukun genel ilkelerine uygun olarak mal ve mülkünden yoksun bırakılabilir. Yukarıdaki hükümler, devletlerin, mülkiyetin kamu yararına uygun olarak kullanılmasını düzenlemek veya vergilerin ya da başka katkıların veya para cezalarının ödenmesini sağlamak için gerekli gördükleri yasaları uygulama konusunda sahip oldukları hakka halel getirmez." hükmüne yer verilmiştir.
2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 3. maddesinin birinci fıkrasında, idarelerin kanunlarla yapmak yükümlülüğünde bulundukları kamu hizmetlerinin veya teşebbüslerinin yürütülmesi için gerekli olan taşınmaz malları, kaynakları ve irtifak haklarını; bedellerini ödemek suretiyle kamulaştırma yapabilecekleri düzenlenmiş; aynı Kanunun 6. maddesinin son fıkrasında da, onaylı imar planına veya ilgili bakanlıklarca onaylı özel plan ve projesine göre yapılacak hizmetler için kamu yararı kararı alınmasına gerek olmaksızın yetkili icra organınca kamulaştırma işlemine başlanıldığını gösteren bir kararın alınması yeterli görülmüştür.
2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 27. maddesinin birinci fıkrasında, "3634 sayılı Milli Müdafaa Mükellefiyeti Kanununun uygulanmasında yurt savunması ihtiyacına veya aceleliğine Cumhurbaşkanınca karar alınacak hallerde veya özel kanunlarla öngörülen olağanüstü durumlarda gerekli olan taşınmaz malların kamulaştırılmasında kıymet takdiri dışındaki işlemler sonradan tamamlanmak üzere ilgili idarenin istemi ile mahkemece yedi gün içinde o taşınmaz malın 10 uncu madde esasları dairesinde ve 15 inci madde uyarınca seçilecek bilirkişilerce tespit edilecek değeri, idare tarafından mal sahibi adına 10 uncu maddeye göre yapılacak davetiye ve ilanda belirtilen bankaya yatırılarak o taşınmaz mala el konulabilir. "hükmüne yer verilmiştir.
6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanunun 1. maddesinde, bu Kanunun amacının afet riski altındaki alanlar ile bu alanlar dışındaki riskli yapıların bulunduğu arsa ve arazilerde, fen ve sanat norm ve standartlarına uygun, sağlıklı ve güvenli yaşama çevrelerini teşkil etmek üzere iyileştirme, tasfiye ve yenilemelere dair usul ve esasları belirlemek olduğu ifade edilmiş, "Tanımlar" başlıklı 2. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde, Bakanlığın: "Çevre ve Şehircilik Bakanlığını", (b) bendinde İdarenin: "Belediye ve mücavir alan sınırları içinde belediyeleri, bu sınırlar dışında il özel idarelerini, büyükşehirlerde büyükşehir belediyelerini ve Bakanlık tarafından yetkilendirilmesi hâlinde büyükşehir belediyesi sınırları içindeki ilçe belediyelerini", (c) bendinde, Rezerv yapı alanının: "Bu Kanun uyarınca gerçekleştirilecek uygulamalarda yeni yerleşim alanı olarak kullanılmak üzere, TOKİ’nin veya İdarenin talebine bağlı olarak veya resen, Maliye Bakanlığının uygun görüşü alınarak Bakanlıkça belirlenen alanları" ifade edeceği belirtilmiştir.
Aynı Kanununun 6. maddesinin birinci fıkrasının 2. bendinde: "Üzerindeki bina yıkılmış olan arsanın maliklerine yapılan tebligatı takip eden otuz gün içinde en az üçte iki çoğunluk ile anlaşma sağlanamaması hâlinde, gerçek kişilerin veya özel hukuk tüzel kişilerinin mülkiyetindeki taşınmazlar için Bakanlık, TOKİ veya İdare tarafından acele kamulaştırma yoluna da gidilebilir. Bu Kanun uyarınca yapılacak olan kamulaştırmalar, 4/11/1983 tarihli ve 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 3 üncü maddesinin ikinci fıkrasındaki iskân projelerinin gerçekleştirilmesi amaçlı kamulaştırma sayılır ve ilk taksit ödemesi, mezkûr fıkraya göre belirlenen tutarların beşte biri oranında yapılır. Tapuda mülkiyet hanesi açık olan taşınmazlar ile mirasçısı belirli olmayan, kayyım tayin edilmiş, ihtilaflı veya üzerinde sınırlı ayni hak tesis edilmiş olan taşınmazların kamulaştırma işlemleri aynı madde hükümlerine tabidir. Bakanlık, TOKİ veya İdare; kamulaştırma işlemlerinin yürütülmesi için mirasçılık belgesi çıkartmaya, kayyım tayin ettirmeye veya tapuda kayıtlı son malike göre işlem yapmaya yetkilidir." hükmü, 5. bendinde, "Bakanlık; a) Riskli yapılara, rezerv yapı alanlarına ve riskli yapıların bulunduğu taşınmazlara ilişkin her tür harita, plan, proje, arazi ve arsa düzenleme işlemleri ile toplulaştırma yapmaya, b) Bu alanlarda bulunan taşınmazları satın almaya, ön alım hakkını kullanmaya, bağımsız bölümler de dâhil olmak üzere taşınmazları trampaya, taşınmaz mülkiyetini veya imar haklarını başka bir alana aktarmaya, c) Aynı alanlara ilişkin taşınmaz mülkiyetini anlaşma sağlanmak kaydı ile menkul değere dönüştürmeye, ç) Kamu ve özel sektör işbirliğine dayanan usuller uygulamaya, kat veya hasılat karşılığı usulleri de dâhil olmak üzere inşaat yapmaya veya yaptırmaya, arsa paylarını belirlemeye, d) 23/6/1965 tarihli ve 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunundaki esaslara göre paylaştırmaya, payları ayırmaya veya birleştirmeye, 22/11/2001 tarihli ve 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu uyarınca sınırlı ayni hak tesis etmeye yetkilidir." hükmü, 6. ve 7. bendinde, "(6) Bakanlık, riskli alanlardaki ve rezerv yapı alanlarındaki uygulamalarda faydalanılmak üzere; özel kanunlar ile öngörülen alanlara ilişkin olanlar da dâhil, her tür ve ölçekteki planlama işlemlerine esas teşkil edecek standartları belirlemeye ve gerek görülmesi hâlinde bu standartları plan kararları ile tayin etmeye veya özel standartlar ihtiva eden planlar yapmaya, onaylamaya ve kent tasarımları hazırlamaya yetkilidir. (7) Bu Kanun çerçevesinde dönüştürmeye tabi tutulan taşınmazların, üzerindeki köhnemiş yapılar da dâhil olmak üzere, muhdesatı ile birlikte değer tespiti işlemleri ve dönüşüm ile oluşacak taşınmazların değerlemeleri Bakanlık, TOKİ veya İdarece yapılır veya yaptırılır." hükümleri yer almaktadır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Usüle ilişkin olarak;
Davalıların usule ilişkin itirazları yerinde görülmemiştir.
Esasa ilişkin olarak;
Yukarıda anılan mevzuat hükümleri açısından bakıldığında, özel mülkiyet hakkının korunması gereken temel insan hakları arasında öngörüldüğü, Anayasa ve uluslararası sözleşmelerde mülkiyet hakkını korumaya yönelik düzenlemelere yer verildiği, bu düzenlemelerde mülkiyet hakkına müdahalelerin olabileceğinin belirtildiği, ancak bu müdahalelerde kamu yararı gerekçesi, kanuni düzenleme gereği ve ölçülülük ya da orantılılık gibi uluslararası hukukun genel ilkelerinin varlığının dikkate alınması gerektiği, aksi durumda müdahalenin mülkiyet hakkı ihlaline neden olacağı kabul edilmiştir. Nitekim Anayasa Mahkemesi kararları ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi içtihatlarıyla da bu hususların açıkça ortaya konulduğu görülmektedir.
Bu açıdan, kamu gücü kullanılarak özel mülkiyetteki taşınmazların kamu eline geçirilmesini ifade etmesi anlamında kamulaştırmanın yargısal incelemesinde, mülkiyet hakkına söz konusu müdahalede yukarıda yer alan hükümler çerçevesinde kamu yararının varlığının, kanuni düzenleme gereğinin ve orantılılık noktasında adil dengenin sağlanıp sağlanmadığının değerlendirilmesi gerekmektedir.
Dosyanın incelenmesinden, uyuşmazlığa konu taşınmazın, 07.08.2006 onay tarihli 1/1000 ölçekli TEM Güneyi Revizyon Uygulama İmar Planında kısmen yönetim merkezi (BHA), kısmen park, kısmen de yol alanında kalmakta iken, 24.12.2012 tarihli, 2012/4099 sayılı Bakanlar Kurulu kararı ile riskli alan ilan edildiği, bu riskli alan ilanına yönelik olarak dava dışı bazı parsel malikleri tarafından açılan davalarda, Danıştay Ondördüncü Dairesinin 17.02.2016 tarihli, E:2015/5053, K:2016/974, E:2016/5079, K:2016/976, E:2015/5082, K:2016/977, E:2015/5170, K:2016/975 vb. sayılı kararlarıyla; dava konusu alanın riskli alan ilan edilebilmesi için 6306 sayılı Yasanın ve Uygulama Yönetmeliğinin öngördüğü koşulların detaylı bir teknik rapor ile oluşturulmadığı gerekçesiyle riskli alan kararının iptaline karar verilmesi üzerine, söz konusu alanda 6306 sayılı Yasa kapsamında yapılacak anlaşma- uzlaşma, tahliye çalışmalarının durdurulduğu, taşınmaz üzerinde bulunan yapılarda yıkım yapılmadığı, henüz taşınmazın bulunduğu alanda arazi ve hak sahipliği tespit çalışmalarının devam ettiği, dava konusu taşınmazın kamulaştırılması ile ilgili kamu yararı kararının alınmadığı ve kamulaştırmayla ilgili bedel tespiti, tapu iptali ve tescili amacıyla idarelerince Asliye Hukuk Mahkemesinde dava açılmadığı, arazi ve hak sahipliği tespit çalışmaları tamamlandığında 6306 sayılı Yasa kapsamında anlaşma-uzlaşma süreci ve ardından tahliye çalışmalarının başlayacağı, 6306 sayılı Kanun kapsamında yürütülen uygulamaların aciliyeti sebebiyle dava konusu acele kamulaştırma kararının alındığı" belirtilmiş olup Danıştay Ondördüncü Dairesinin yukarıda belirtilen iptal kararlarının sırasıyla Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 20.10.2016 tarihli, E:2016/2102, K:2016/2713; 20.09.2016 tarihli, E:2016/2106, K:2016/2616; E:2016/2613, K:2016/2618; E:2016/2105, K:2016/2615 sayılı kararlarıyla, "sadece davacılara ait taşınmazlar yönünden hüküm ifade edeceği tabiidir" açıklamasıyla onandığı, bu arada Danıştay Ondördüncü Dairesinin yukarıda anılan iptal kararları sonrasında,13.06.2016 tarih 2016/8950 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile Karayolları Mahallesi 1. Kısım, (10C Bölgesinin) yeniden "Riskli Alan" ilan edildiği, riskli alan sınırı içerisinde gerçekleştirilecek proje ve çalışmalarla ilgili olarak 04.08.2016 tarih ve 9609 Bakanlık oluru ile Gaziosmanpaşa Belediye Başkanlığının geçici olarak yetkilendirildiği, yetkilendirme kararını müteakiben daha önce yapılmış çalışmaların devamı olarak riskli alan sınırı içerisinde yer alan hak sahipleri ile yeni görüşmeler yapıldığı, kamu yararı kararının öncelikli olarak alınması talep edilen dava konusu parsel malikleri ile yapılan görüşmelerde uzlaşmaya varılamadığı, kamu yararı kararı alınması istenilen dava konusu parsel ile ilgili SPK onaylı değerleme uzmanlarına güncel değerlemeler yaptırıldığı, riskli alan sınırı ,içerisinde uzlaşmalık tutanakları ile uzlaşma sağlanamadığı tespit edilen taşınmazlara ilişkin; sürecin uzamaması, plan ve proje bütünlüğünün korunması ve bu süre içerisinde kira yardımları vs. giderler göz önünde bulundurulduğunda kamu üzerinde maddi bir yük oluşmaması, projelerin hayata geçirilememesi sebebi ile anlaşma sağlanan hak sahiplerinin mağduriyete uğramaması adına dava konusu acele kamulaştırma kararının tesis edildiği, öte yandan, dava konusu acele kamulaştırma işleminin dayanağı olan riskli alan ilanına ilişkin 13.06.2016 tarih 2016/8950 sayılı Bakanlar Kurulu Kararına karara karşı dava dışı bazı parsel malikleri tarafından açılan davada Danıştay Ondördüncü Dairesinin 21/03/2018 günlü, E:2016/7960, K:2018/1745 sayılı kararıyla; İstanbul İli, Gaziosmanpaşa İlçesi, Karayolları Mahallesi sınırları içerisinde bulunan ve karara ekli kroki ile listede sınır ve koordinatları gösterilen alanın 6306 sayılı Kanunun 2. ve ek 1. maddeleri uyarınca riskli alan ilan edildiği, alanda bulunan 244 adet yapıdan sadece 28 adetinin 6306 sayılı Kanuna göre imar mevzuatına uygun olduğu, kalan yapıların ise ruhsatsız veya ruhsatlı olsa da mevcut durumunun ruhsat ve projesine aykırı olduğu, 6306 sayılı Kanunun ek 1. maddesinde belirtilen "Üzerindeki toplam yapı sayısının en az % 65’i imar mevzuatına aykırı olan veya yapı ruhsatı alınmaksızın inşa edilmiş olmakla birlikte sonradan yapı ve iskân ruhsatı alan yapılardan oluşan alanlar" düzenlemesinde belirtilen şartların oluştuğu anlaşıldığından, riskli alan ilanına ilişkin 13/06/2016 günlü, 2016/8950 sayılı Bakanlar Kurulu kararında hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği, dolayısıyla riskli alan ilanına ilişin Bakanlar Kurulu kararının halen yürürlükte olduğu anlaşılmıştır.
Uyuşmazlıkta, davacının taşınmazının da bulunduğu alanda kamulaştırmaya ilişkin gerekli işlemlerin başlatıldığı, ancak görüşmeler sonucunda sürecin tıkandığı bu sebeple "Kentsel Dönüşüm Projesi" kapsamında rezerv alan olarak öngörülen halihazırda üzerinde yapı bulunmayan ve uygulamaya hazır olan dava konusu parselin bulunduğu kısımda çalışmalara başlanamaması nedeniyle acele kamulaştırma kararının gerekliliğinin zuhur ettiği, bu alanda daha önce Gaziosmanpaşa Belediyesince yürütülmüş kentsel dönüşüm çalışmaları kapsamında, özel mülkiyet sahipleri ile anlaşmalar sağlandığı, tapu devirlerinin gerçekleştirildiği, inşaat çalışmalarına başlanıldığı, riskli alan sınırları içerinde sadece aralarında dava konusu taşınmaz ile … parsel sayılı taşınmaz sahipleri ile anlaşma sağlanamadığı, can ve mal kaybına sebebiyet vermemesi nedeniyle 6306 sayılı Kanunun amacına uygun olarak afet riski alanlar dışındaki riskli yapıların bulunduğu arsa ve arazilerde, yapıların iyileştirilmesi, tasfiyesi ve yenilenmesine ilişkin uygulamaların ivedilikle yapılmasının kamu yararının gereği olduğu; fen ve sanat norm ve standartlarına uygun, sağlıklı ve güvenli yaşama çevrelerini teşkil etmek üzere riskli olduğu tespit edilen yapının yerine yenisinin yapılması sürecinde maliklerin haklarına zarar vermeden, ancak uygulamanın da sürüncemede kalmasına yol açılmadan iş ve işlemlerin yürütülmesinin hedeflendiği; bu doğrultuda anlaşmama iradesi gösteren maliklerin süreci uzatmalarını önlemek amacıyla acele kamulaştırma kararı alınmasında kamu yararının bulunduğu, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 27.maddesinde belirtilen acele kamulaştırma şartının gerçekleştiği sonucuna varılmıştır.
Bu itibarla, dava konusu acele kamulaştırmaya ilişkin işlemde hukuka aykırılık bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1.DAVANIN REDDİNE,
2. Ayrıntısı aşağıda gösterilen toplam …-TL yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
3. Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca …-TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalı idareye verilmesine,
4. Posta gideri avansından artan tutarın kararın kesinleşmesinden sonra davacıya iadesine,
5. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 gün içerisinde Danıştay Dava Daireleri Kuruluna temyiz yolu açık olmak üzere, 20/04/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi