17. Hukuk Dairesi 2014/3466 E. , 2014/3391 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Tefenni Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 15/05/2013
NUMARASI : 2013/103-2013/194
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın yetki yönünden reddine dair verilen hükmün süresi içinde davalı Y.. Ç.. tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davalı borçlu Y.. Ç.."nun alacaklılarından mal kaçırmak amacıyla adına kayıtlı sekiz adet taşınmazı 2.2.2012 tarihinde annesi davalı H.. Ç.."na sattığını belirterek tasarrufun iptalini talep etmiştir.
Mahkemece dosya üzerinden yapılan yargılama sonunda dava konusu taşınmazların Burdur Çavdır İlçesinde olduğu Çavdır ilçesinin adli yönden Gölhisar Adliyesi yargı alanında bulunduğu HMK"nun 12 maddesinde belirtilen kesin yetki kuralı gereğince davanın taşınmazların bulunduğu yer mahkemesince görülmesi gerektiğinden davacının dava dilekçesinin yetki yönünden reddi ile karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın yetkili ve görevli Gölhisar Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı Y.. Ç.. tarafından temyiz edilmiştir.
Dava İİK 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. İİK"nun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz yada iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır. Davacı, iptal davası sabit olduğu takdirde, tasarruf konusu mal üzerinde cebri icra yolu ile hakkını almak yetkisini elde eder ve tasarruf konusu taşınmaz mal ise, davalı üçüncü şahıs üzerindeki kaydın düzeltilmesine gerek olmadan o taşınmazın haciz ve satışını isteyebilir (İİK.md.283/1). Bu yasal nedenle iptal davası, alacaklıya alacağını tahsil olanağını sağlayan, nispi nitelikte, yasadan doğan bir dava olup; tasarrufa konu malların aynı ile ilgili değildir. Bu tür davalar aynı hakka değil, kişisel hakka dayanan davalardan olduğundan HMK"nun kesin yetkiye ilişkin 12 maddesinin uygulanması mümkün olmayıp bu davalar genel yetki kuralına göre HMK"nun 6. maddesi gereğince davalıların yerleşim yeri mahkemesinde görülür. Davalılar birden fazla ise davalılardan birinin yerleşim yerinin bulunduğu yer mahkemesinde açılabilir.(HMK madde 7/1)Bu durumda davacı,davalılar aynı yerde oturuyorsa davasının orada,ayrı yerlerde oturuyorsa seçimlik hakkını kullanarak dilerse borçlunun dilerse borçlu ile hukuki işlemde bulunan 3.kişinin yerleşim yeri mahkemesinde davasını açabilir.Bunun dışında alacaklı ile borçlu arasında yapılmış yetki sözleşmesi varsa tasarrufun iptali davası taraflarca yetkili kılınan yer mahkemesinde de açılabilir.HMK"nun 114/1-ç maddesi gereğince yetkinin kesin olduğu hallerde mahkemenin yetkili bulunması dava şartları arasında gösterilmiştir.Ancak tasarrufun iptali davalarında yetki, kesin yetki kuralına tabi olmadığından davalılar tarafından HMK"nun 116/1-a maddesi gereğince ilk itiraz olarak ileri sürülmesi gerekir.
Eldeki dava da karar davalılara dava dilekçesi tebliğ edilmeden (henüz davalıların ikametgah konusunda yetki itirazı yok)tensiben verilmiştir. Eldeki dava taşınmazın aynına ilişkin olmadığından HMK"nun 12.madde gereğince verilen yetkisizlik kararı doğru olmadığı gibi davalılar tarafından yapılmış yetki itirazı da bulunmadığından mahkemece davanın esasına girilerek taraf teşkilinin sağlanması tarafların bildireceği delillerin toplanması ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken dosya kapsamı ve mevcut delil durumuna uygun düşmeyen gerekçe ile yetkisizlik kararı verilmesi isabetli görülmemmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı Y.. Ç.."nun temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı Y.. Ç.."na geri verilmesine 11.3.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.