22. Hukuk Dairesi 2015/14922 E. , 2015/18178 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA : Davacı, sendika aidat alacağının tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkili sendikanın Ağrı Belediyesinde toplu iş sözleşmesinin tarafı yetkili sendika olduğunu, davalı kurum tarafından bir kısım sendika aidat alacağının ödenmediğini, 2821 sayılı Sendikalar Kanunu"nun 61. maddesine göre üyelerden kesilen ve kesilmesi gereken üyelik aidatı ile üye olmayanlardan kesilen veya kesilmesi gereken dayanışma aidatlarından ibaret olan bu alacağın davalının taraf olduğu toplu iş sözleşmesine göre belirlenmiş sürede sendikaya ödenmesi gerektiğini, ödenmesi gereken tarihten bu yana bankalarca işletme kredilerine uygulanan en yüksek faizi ile birlikte hesaplanması gerektiğini iddia ederek aidat alacağının dava tarihinden itibaren işletilecek bankalarca işletme kredilerine uygulanan en yüksek faizi ile birlikte davalıdan alınmasına ve ayrıca dava tarihine kadar işlemiş faizin tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, dava dilekçesinin 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 119. maddesinde aranan şartları taşımadığını, dilekçenin reddi gerektiğini, zamanaşımı definde bulunduklarını, faiz türü talebinin yerinde olmadığını, davacının taleplerinin haksız ve hukuka aykırı olduğunu ifade ederek davanın reddini istemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davacı temyiz etmiştir.
Gerekçe:
Dava, dava tarihinde yürürlükte bulunan 2821 sayılı Kanun"un 61. maddesi kapsamında, sendika üyelik ve dayanışma aidat alacaklarının tahsili istemine ilişkindir.
2821 sayılı Kanun"un 61. maddesinin birinci fıkrasına göre "İşyerinde uygulanan toplu iş sözleşmesini tarafı olan işçi sendikasının, toplu iş sözleşmesi yapılmamışsa veya sona ermişse yetki alan işçi sendikasının yazılı talebi ve aidatı kesilecek sendika üyesi işçilerin listesini vermesi üzerine, işveren sendika tüzüğü uyarınca üyelerin sendikaya ödemeyi kabul ettikleri üyelik aidatını ve Toplu İş Sözleşmesi Grev ve Lokavt Kanunu gereğince sendikaya ödenmesi gerekli dayanışma aidatını, işçilere yapacağı ücret ödemesinden kesmeye ve kestiği aidatın nevini belirterek tutarını ilgili sendikaya göndermeye mecburdur." Aynı maddenin ikinci fıkrasında ise "Yukarıdaki fıkra gereğince sendika tüzüğüne uygun olarak kesilmesi istenen aidatı kesmeyen işveren ilgili sendikaya karşı kesmediği veya kesmesine rağmen bir ay içinde ilgili kuruluşa göndermediği miktar tutarınca genel hükümlere göre sorumlu olduktan başka aidatı sendikaya verinceye kadar bankalarca işletme kredilerini uygulanan en yüksek faizi ödemek zorundadır" hükmü yer almaktadır.
Buna göre, 2821 sayılı Kanun"un 61/1. maddesine göre bir işyerinde veya işletmede toplu iş sözleşmesi yapmak için 2822 sayılı Toplu İş Sözleşmesi Grev ve Lokavt Kanunu"nun 16. maddesi uyarınca yetki belgesi alan işçi sendikası, yetki belgesine konu işyeri veya işletmede çalışan üyesi işçilerin listesini ve sendika tüzüğüne göre üyelerin sendikaya ödemeyi kabul ettikleri üyelik aidatını işverene bildirmesi ve bu listeye göre üyelik aidatının kesilmesini ve sendikaya ödenmesini istemesi gerekir.
Dava tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı Borçlar Kanunu"nun "Borçlunun temerrüdü" başlıklı 101. maddesinin birinci fıkrasına göre de "Muaccel bir borcun borçlusu alacaklının ihtarı ile mütemerrit olur." aynı maddenin ikinci fıkrasına göre ise "Borcun ifa edileceği gün müttefikan tayin edilmiş veya muhafaza edilen bir hakka istinaden iki taraftan birisi bunu usulen ihbarda bulunmak suretiyle tespit etmiş ise, mücerret bu günün hitamı ile borçlu mütemerrit olur."
Toplu iş sözleşmelerinde kesilen aidatın ne zaman sendikaya yatırılacağı hususu düzenlenmiş ise ayrıca ihtara gerek kalmadan bu tarihlerden itibaren faize karar verilmeli, düzenlenmemiş ise taraf sendikanın işvereni temerrüde düşürmesi gerekir. Dava tarihinden önce sendika tarafından işverenin temerrüde düşürülmesi söz konusu değil ise dava ve ıslah tarihi temerrüt tarihini oluşturmaktadır.
Öte yandan, taraflar arasında bağıtlanan toplu iş sözleşmelerinin “Sendikal Ödentiler” başlıklı 15. maddesine göre, işveren sendikaca verilen listeler uyarınca takip eden ilk ücretlerinden gerekli kesintileri yaparak en geç tahakkuk tarihini takip eden 7 gün içinde sendikanın hesabına yatırmak zorundadır.
Bu genel açıklamalar ışığında davacının temyiz itirazları değerlendirildiğinde;
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Mahkemece davanın kabulüne dair verilen karar, Dairemizin 25.09.2013 tarihli ilâmıyla, toplu iş sözleşmesinde sahtecilik iddiasının ileri sürüldüğü ceza dosyasının getirtilmesi, işçi sendikasının yetki belgesine konu işyeri ya da işyerlerinde çalışan üye listesi, aidat miktarı ile banka hesap numarasının davalı işverene tebliğinin araştırılması, en yüksek işletme kredisi faizi hesabının Türkiye Kalkınma Bankası verileri esas alınarak yapılması ve denetime elverişli bilirkişi raporu alınması gerektiği gerekçeleriyle bozulmuştur.
Mahkemece, uyulan bozma ilamının gerekleri yerine getirilerek kurulan hüküm sair yönlerden isabetli ise de, işlemiş faiz hesabı yönünden verilen karar doğru olmamıştır.
Bozma ilamı sonrasında yapılan araştırma ile davacı sendika tarafından, yetki belgesine konu işyeri ya da işyerlerinde çalışan üye listesi, aidat miktarı ile banka hesap numarasının 24.01.2009 ve 15.03.2012 tarihlerinde işverene tebliğ edildiği ve işverence de, gerekli aidat kesintilerinin yapıldığı anlaşılmıştır. Buna göre, taraflar arasında bağıtlanan toplu iş sözleşmelerinde düzenlenen belirli vade doğrultusunda işlemiş faiz hesabının yapılması gerekmektedir.
Açıklanan maddi ve hukuki olgular ışığında, mahkemece, 118.517,90 TL yönünden 02.01.2012 tarihinden dava tarihine kadar, devam eden aylarda ise her ayın aidat bedeline bir sonraki ayın 23"ünden dava tarihine kadar işleyecek faiz miktarı hesaplanmalı, ancak dava dilekçesinde ayrıntılı olarak belirtilen hesap şekli de dikkate alınarak talebi aşmayacak şekilde işlemiş faiz miktarı belirlenmeli ve bu suretle karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 25.05.2015 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.