17. Hukuk Dairesi 2016/5966 E. , 2019/1563 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerle davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içerisinde davalı ... şirketi vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, 06.10.2010 tarihinde, müvekkili küçük Dürdane"nin yolcu olarak bulunduğu, davalı ... şirketine trafik sigortalı aracın karıştığı tek taraflı trafik kazasında müvekkilinin yaralandığını ve sakat kaldığını belirterek, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydı ile 1.000,00 TL maddi tazminatın davalıdan tahsilini istemiş, 25.016,70 TL olarak talebini ıslah etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulü ile 25.016,70 TL, geçici ve sürekli iş göremezlik zararına dayalı maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte (poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere) davalıdan alınarak, davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı ... şirketi vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere göre, davalı vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
Dava, trafik kazasında yaralanma nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
2-Somut olayda; %3,3 maluliyeti ile 8 ay iyileşme süresi belirlenen, kaza tarihinde 18 yaşından küçük olan ve geçici iş göremezlik tazminatı da talep edemeyecek olan davacı Dürdane hakkında aktüer bilirkişi raporu ile hesaplanan geçici iş göremezlik tazminatına karar verilmesi isabetli olmamıştır.
3-Hükme esas alınan 25.06.2012 tarihli hesap raporunda, kaza tarihinde 5 yıl 6 ay 16 günlük olan davacı Dürdane"nin 5 yaşında olduğunun kabulü ile PMF yaşam tablosuna göre bakiye ömrünün 58 yıl 5 ay, yaklaşık 59 yıl kaldığı belirtilerek hesaplama yapılmış ise de, PMF yaşam tablosundaki sürelerin davacı Dürdane"nin kaza tarihindeki yaşı dikkate alınarak belirlenmesi gerekirken yaklaşık süre belirtilerek, davalı aleyhine olacak şekilde hesap yapılması da doğru görülmemiştir.
4-İş göremezlik zararının hesabında, davacının gelirinin doğru biçimde belirlenmesi, tazminatın doğru tespitinde önemli bir yer tutmaktadır. Çalışma hayatının aktif çalışma dönemi ve emeklilik dönemi olan pasif devre olarak ayrılması ve pasif devrede zararın asgari geçim indirimsiz asgari ücret düzeyinde bir zarar olacağının kabulünün gerektiği Dairemizin yerleşmiş içtihatlarındandır. Pasif devre zararının hesaplanması sırasında esas alınan ücret, bir çalışmanın karşılığı değil, ekonomik bir değer taşıyan yaşamsal faaliyetlerin sürdürülmesinin karşılığıdır. Hal böyle olunca da ücretle fiilen çalışanlara uygulanmak için getirilen asgari geçim indiriminin, ücretli bir çalışmanın söz konusu olmadığı pasif dönem (devre) zararının hesaplanmasında dikkate alınamayacağı açıktır. Zira, asgari geçim indirimi (AGİ), ücretin eki olmadığından, tazminat alacaklarının hesaplanmasına esas ücrete dahil edilemez.
Somut olayda, hükme esas alınan bilirkişi raporunda aktif ve pasif dönem ayrımı yapılmamış her iki dönem için de net asgari ücret üzerinden hesap yapılmıştır. Davacının pasif dönemine ilişkin tazminata esas geliri belirlenirken AGİ dahil edilmiş asgari ücret üzerinden hesaplama yapılması isabetli değildir.
Bu nedenlerle, az yukarıda belirtilen hususlar dikkate alınmak suretiyle konusunda uzman yeni bir bilirkişiden açıklamalı, ayrıntılı, denetime elverişli şekilde rapor alınarak, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu biçimde hüküm kurulması doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2), (3) ve (4) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 18/02/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.