![Abaküs Yazılım](/3.png)
Esas No: 2021/7811
Karar No: 2022/3908
Karar Tarihi: 21.04.2022
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2021/7811 Esas 2022/3908 Karar Sayılı İlamı
3. Hukuk Dairesi 2021/7811 E. , 2022/3908 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen kararın, süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; davalı ile 08/09/2013 tarihli "... Güncelleme Tespit ve Kontrol İşi Hizmet Alım Sözleşmesi" akdettiklerini, işi eksiksiz ve tam olarak teslim etmelerine rağmen 286.490 TL alacağından davalı birliğin ödeme yapmış olduğu 164.000 TL mahsup edildiğinde, bakiye 122.490 TL'nin ödenmemesi üzerine Bursa 8. İcra Dairesi’nin 2014/6952 esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlattıklarını, davalının itiraz ettiğini belirterek itirazın iptali ile takibin devamına, %20 inkar tazminatına hükmedilmesini istemiştir.
Davalı; davanın reddine karar verilmesini dilemiştir.
Mahkemece; davalı tarafından ayıp ihbarında bulunulmadığı, ayıplı hizmet nedeniyle uğranılan zararın giderilmesi amacıyla herhangi bir girişimde bulunulmadığı, davacı tarafın icra takibine girişmesi üzerine ayıp iddiasını dile getirdiği, ancak ayıplı hizmete ilişkin ihbarda bulunulmayarak verilen hizmeti kabul etmiş sayıldığı, bu durumda hizmet bedeline ilişkin olarak yürütülen icra takibine itirazının yerinde olmadığı, verilen hizmet bedelinin ödenmesi gerektiği, bunun yanında taraflar arasındaki husumet yargılamayı gerektirdiğinden, alacak likit olmadığından inkar tazminatına ilişkin hüküm kurulamayacağı anlaşılmış, davanın kısmen kabulüne; Bursa 8. İcra Müdürlüğünün 2014/6952 esas sayılı takip dosyasına davalı tarafça yapılan itirazın iptali ile takibin devamına, icra inkar tazminatı talebinin reddine dair verilen karar, davalı vekilinin temyizi üzerine; Yargıtay 13. Hukuk Dairesi’nin, 15/01/2020 tarihli, 2019/2269 esas, 2020/164 karar sayılı ilamıyla "...taraflar arasında sözleşme ilişkisi bulunmakta olup, uyuşmazlık da sözleşme hükümlerinin yerine getirilip getirilmediğine ilişkindir; bu nedenle ayıplı ifaya ilişkin hükümlerin somut olayda uygulanma olanağı yoktur. O halde mahkemece, taraflar arasında imzalanan 8.9.2013 tarihli ... Güncelleme Tespit ve Kontrol İşi Hizmet Alım Sözleşmesi, 1.12.2013 tarihli ek sözleşme hükümleri, tutanaklar, tarafların defterleri incelenerek, davacı tarafından sözleşme şartlarının yerine getirilip getirilmediği, davacının bakiye alacağının bulunup bulunmadığı hususunda, konusunda uzman bilirkişiden taraf, mahkeme ve Yargıtay denetimine elverişli, tarafların iddia ve savunmaları da karşılanacak şekilde rapor alınıp sonucuna uygun bir karar verilmesi" gerekçesi ile bozulmuştur.
Mahkemece, bozmaya uyulduğu belirtilerek, kök raporun 11. ve 12. sayfalarında tarafların resmi defter ve kayıtları esas alınarak hazırlanan tablodaki kayıtlar esas alınarak 6.315,07 TL davalının bakiyesi, 4.680,00 TL veterinerlik+otel ücreti, 4.775,00 TL vet. misafirhane ücreti, 2.389,00 TL vet. yemek ücreti, 1.430,00 Gıda Tarım Bak. misafirhane ücreti, 1.430,00 TL ABT gıda kontrol ücreti olmak üzere Bursa 8. İcra Müdürlüğünün 2014/6952 esas sayılı takip dosyasında davalı tarafça yapılan itirazın 19.732,10 TL asıl alacak ve bu miktara tekabül edecek ferileri ile sınırlı olmak üzere iptali ile takibin devamına, taraflar arasındaki akdi ilişki yargılamayı gerektirir mahiyette olması nedeniyle icra inkar tazminatına hükmedilmesine yer olmadığına karar verilmiş; hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Yargıtay'ın bozma kararına gerek iradi, gerekse kanuni şekilde uymuş olan yerel mahkeme, bozma kararı doğrultusunda inceleme yapmak ve hüküm kurmak zorundadır. Mahkeme, uyma kararını kaldırarak, direnme kararı veremeyeceği gibi; hükmün bozma kararı kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan bölümleri hakkında da yeni bir hüküm kuramaz. Bozmaya uyulmakla, bozma lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak doğar.
Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununda ve Hukuk Muhakemeleri Kanununda “usuli kazanılmış hak” kavramına ilişkin açık bir hüküm bulunmamaktadır.
Bu kurum, davaların uzamasını önlemek, hukuki alanda istikrar sağlamak ve kararlara karşı genel güvenin sarsılmasını önlemek amacıyla Yargıtay uygulamaları ile geliştirilmiş, öğretide kabul görmüş ve usul hukukunun vazgeçilmez, ana ilkelerinden biri haline gelmiştir. Anlam itibariyle, bir davada, mahkemenin ya da tarafların yapmış olduğu bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan hakkı ifade etmektedir.
Bir mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. “Usuli kazanılmış hak” olarak tanımlanan bu olgu mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirmektedir (09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı Y.İ.B.K.).
Bu ilke, kamu düzeni ile ilgili olup; Yargıtay'ca kendiliğinden dikkate alınması gerekir. Hakimin değişmesi dahi açıklanan bu hukuki ilkeye etki yapamaz.(Aynı yönde ...nun 26.2.1986 gün ve 1986/1-50 E.-174 K.; 11.5.1994 gün ve 1994/8-252 E.-314 K.; 1.12.1999 gün ve 1999/18-1041 E.-1006 K.; 11.5.2005 gün ve 2005/2-315 E.-333 K.; 27.09.2006 gün ve 2006/19-635 E.-573 K. sayılı ilamları).
6100 sayılı HMK'nın 266. maddesi hükmüne göre, çözümü özel veya teknik bir bilgiyi gerektiren konularda bilirkişi oy ve görüşünün alınması zorunludur. Genel hayat tecrübesi ve kültürünün sonucu olarak herkes gibi hakimin de bildiği konularda bilirkişi dinlenmesine karar verilemeyeceği gibi, hakimlik mesleğinin gereği olarak hakimin hukuki bilgisi ile çözümleyebileceği konularda da bilirkişi dinlenemez. Her halde seçilecek bilirkişinin mesleği itibarıyla konunun uzmanı olması gerekir.
HMK’nın 281. maddesinde, tarafların, bilirkişi raporunda eksik gördükleri hususların, bilirkişiye tamamlattırılmasını; belirsizlik gösteren hususlar hakkında ise bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını veya yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden talep edebilecekleri; mahkeme, bilirkişi raporundaki eksiklik yahut belirsizliğin tamamlanması veya açıklığa kavuşturulmasını sağlamak için, bilirkişiden ek rapor alabileceği; ayrıca gerçeğin ortaya çıkması için gerekli görürse, yeni görevlendireceği bilirkişi aracılığıyla, tekrar inceleme yaptırabileceği açıklanmıştır.
Bilirkişiler, raporlarını hazırlarken raporun dayanağı olan somut ve özel nedenleri bilimsel verilere uygun olarak göstermek zorundadır. Bilirkişi raporu aynı zamanda Yargıtay denetimine de elverişli olacak şekilde bilgi ve belgeye dayanan gerekçe ihtiva etmelidir. Ancak bu şekilde hazırlanmış raporun denetimi mümkün olup, hüküm kurmaya dayanak yapılabilir.
Bilirkişi raporu kural olarak hâkimi bağlamaz. Hâkim, raporu serbestçe takdir eder. Hâkim, raporu yeterli görmezse, bilirkişiden ek rapor isteyebileceği gibi gerçeğin ortaya çıkması için önceki bilirkişi veya yeniden seçeceği bilirkişi vasıtasıyla yeniden inceleme de yaptırabilir. Bilirkişi raporları arasındaki çelişki varsa hâkim çelişkiyi gidermeden karar veremez.
Somut olayda; taraflar arasında yapılan "... Güncelleme Tespit ve Kontrol İşi Hizmet Alım Sözleşmesi" adı altında asıl sözleşme ile “Küçükbaş Hayvanların Güncelleme, Tespit, Kontrol, Danışmanlık ve Sistemsel Yönetim Sözleşmesi” adı altındaki ek sözleşme hükümlerinde yer alan edimlerin davacı tarafından sözleşmeye uygun bir şekilde eksiksiz olarak ifa edilip edilmediği hususunda uyuşmazlık bulunmakta olup, bu uyuşmazlığın çözümü için taraflar arasında imzalanan 08/09/2013 tarihli ... Güncelleme Tespit ve Kontrol İşi Hizmet Alım Sözleşmesi, 01/12/2013 tarihli ek sözleşme hükümleri, tutanaklar, tarafların defterleri incelenerek, davacı tarafından sözleşme şartlarının yerine getirilip getirilmediği, davacının bakiye alacağının bulunup bulunmadığı hususunda, konusunda uzman bilirkişiden taraf, mahkeme ve Yargıtay denetimine elverişli, tarafların iddia ve savunmaları da karşılanacak şekilde rapor alınıp sonucuna uygun bir karar verilmesi bozma ilamında belirtilmiştir. Mahkemece, bozma ilamına uyulmasına karar verildiğine göre, bozma ilamında gösterildiği şekilde işlem yapılması gerektiği tartışmasızdır. Ancak bozma sonrası mahkemenin aldığı bilirkişi raporlarında davacının sözleşmeden kaynaklanan edimlerini yerine getirip getirmediği tartışılmamış, dava dışı hayvan sahiplerinin desteklemeden yararlanamamalarında davacının kusurunun olup olmadığı belirlenmemiştir. Hal böyle olunca yetersiz raporlara göre bozmaya aykırı şekilde karar verilmiştir. Bu durumda mahkemenin yapması gereken; taraflar arasındaki sözleşmeler ve küçükbaş hayvan yetiştiricilerine devlet tarafından verilen destekleme ödemelerinden anlayan veteriner hekim ve hesap uzmanından oluşan 3 kişilik yeni bir bilirkişi heyetinden; davacının sözleşmeye uygun olarak edimini yerine getirip getirmediğini tespit ederek dava konusu alacağa hak kazanıp kazanmadığını belirleyecek şekilde rapor aldıktan sonra bozma kararı doğrultusunda tüm dosya kapsamına göre işlem ve değerlendirme yaparak sonucuna göre karar vermesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün taraflar yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 6100 sayılı HMK'nın Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'nın 440. maddesi gereğince 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 21/04/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.