5. Hukuk Dairesi 2020/4535 E. , 2021/5527 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 39. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kısmen kabulüne ilişkin ilk derece mahkemesinin kararına karşı davacılar vekilinin istinaf başvurusu üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinin 39. Hukuk Dairesinin istinaf isteminin kısmen kabulü ile HMK"nun 353/1-b-3 maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak esas hakkında yeniden karar verilmesine dair yukarıda gün ve sayıları yazılı kararın Yargıtay"ca incelenmesi davacılar vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
- K A R A R -
Dava, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince davanın kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karara karşı, davacılar vekilince yapılan istinaf başvuru talebinin İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 39. Hukuk Dairesince kısmen kabulü ile HMK"nun 353/1-b-3 maddesi uyarınca yeniden esas hakkında verilen karar davacılar vekilince temyiz edilmiştir.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 39. Hukuk Dairesince, ilk derece mahkemesince davanın kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karara karşı yapılan istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile 6100 sayılı HMK"nun 353/1-b-3 maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak yeniden hüküm kurulmak suretiyle kabul kararı verilen taşınmaz yönünden HMK"nun 114/2 ve 115. maddeleri uyarınca davanın usulden reddine karar verilmiştir.
Dosyadaki bilgi ve belgelere, mahkemenin dayandığı gerekçelere göre davacılar vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak;
1-Dosyada bulunan kanıt ve belgelere göre dava konusu ... Köyü 14, 22, 140 parsel sayılı taşınmazların Eyüp Belediye Başkanlığı yazısına göre 1/5000 ölçekli ...- Sultangazi nazım imar planı kapsamında olduğu anlaşımıştır.
6745 sayılı Yasanın 33. maddesi ile eklenen Kamulaştırma Kanununun EK 1. maddesinin birinci fıkrasının ""Uygulama imar planlarında umumi hizmetlere ve resmi kurumlara ayrılmak suretiyle mülkiyet hakkının özüne dokunacak şekilde tasarrufu
hukuken kısıtlanan taşınmazlar hakkında, uygulama imar planlarının yürürlüğe girmesinden itibaren beş yıllık süre içerisinde imar programları veya imar uygulamaları yapılır ve bütçe imkanları dahilinde bu taşınmazlar ilgili idarelerce kamulaştırılır veya her halde mülkiyet hakkını kullanmasına engel teşkil edecek kısıtlılığı kaldıracak şekilde imar planı değişikliği yapılır/yaptırılır. Bu süre içerisinde belirtilen işlemlerin yapılmaması halinde taşınmazların malikleri tarafından, bu Kanunun geçici 6 ncı maddesindeki uzlaşma sürecini ve 3194 sayılı İmar Kanununda öngörülen idari başvuru ve işlemleri tamamlandıktan sonra taşınmazın kamulaştırmasından sorumlu idare aleyhine idari yargıda dava açılabilir."" hükmü uyarınca ve Anayasa Mahkemesinin 25.09.2013 gün ve 2013/93 Esas, 2013/101 Karar sayılı kararı gereğince hukuki elatmaya ilişkin olarak davaların çözüm yerinin idari yargı yerleri olması nedeniyle görev yönünden davanın reddine karar verilmiş ise de;
Anayasa Mahkemesinin 05/04/2019 tarihinde Resmi Gazete"de yayımlanan 20/12/2018 gün 2016/181 Esas, 2018/111 sayılı kararı ile ""Kamulaştırma Kanununun EK 1. maddesinin"". Bu süre içerisinde belirtilen işlemlerin yapılmaması halinde taşınmazların malikleri tarafından, bu Kanunun geçici 6"ncı maddesindeki uzlaşma sürecini ve 3194 sayılı İmar Kanununda öngörülen idari başvuru ve işlemleri tamamlandıktan sonra taşınmazın kamulaştırmasından sorumlu idare aleyhine idari yargıda dava açılabilir. "" kısmı iptal edilmiştir.
Bu nedenle, adli yargının görevli olduğu gözetilmeksizin davaya idari yargıda bakılması gerektiğinden bahisle görev yönünden reddine karar verilmesi,
2- Pirinççi Köyü 89 parsel sayılı taşınmaz yönünden yapılan incelemede ise, dava konusu taşınmaza fiilen hangi tarihte (ay, gün ve yıl olarak) el atıldığı taraflardan sorularak, el atma tarihine ilişkin tüm belgeler (yer teslim tutanağı, geçici ve kesin kabul tutanakları vs) ile dava konusu taşınmaz ve çevresine ait 04.11.1983 tarihinden öncesini ve bu tarihten sonrasını gösterir şekilde hava fotoğrafları getirtilip, hava fotoğrafları ile ölçekli kroki çakıştırılmak suretiyle el atma tarihinin kesin olarak tespit edilerek, sonucuna göre uzlaşma yolu yönünden değerlendirme yapılması gerektiği düşünülmeden, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
Doğru görülmemiştir.
Davacılar vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 371. maddesi uyarınca BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 14/04/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.