Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/1132
Karar No: 2022/3886
Karar Tarihi: 21.04.2022

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2021/1132 Esas 2022/3886 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Dava, avukatın özen yükümlülüğünden kaynaklı tazminat istemine ilişkindir. Davacı, davalı avukatın icra takiplerinin zamanaşımına uğramasına sebep olduğunu öne sürerek tazminat talep etmiştir. Mahkeme, davanın kabulüne karar vererek alacakların tahsiline hükmetmiştir. Ancak, zamanaşımı def'i hakkında öninceleme kararı verilmemesi ve raporların yeterince değerlendirilmemesi nedeniyle Yargıtay, hükmü bozmuştur. Kararda HMK m. 297, 320/2, 361 ve Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 141/3 maddeleri açıklanmıştır.
3. Hukuk Dairesi         2021/1132 E.  ,  2022/3886 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :TÜKETİCİ MAHKEMESİ
    DAVALILAR : 1-...



    Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, mahkemece davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı; avukatı olan davalı ... tarafından her biri 15/06/2003 vade ve 3.000 USD bedelli 4 adet bononun tahsili amacıyla icra takibi başlatıldığını ve takiplerin itirazlar neticesinde durması üzerine alacakların tahsili amacıyla takiplere yapılan itirazların iptali için 31/12/2010 tarihi itibariyle icra borçluları aleyhine açılan davaların bonoların takiplerin işlemsiz bırakılması nedeniyle zamanaşımına uğratıldığı gerekçesiyle reddolunduğunu ve bu red kararlarının da Yargıtay denetiminden geçerek kesinleştiğini; takip tarihleri itibariyle zamanaşımına uğramamış bonoların, icra dosyalarının davalı tarafından uzun bir süre işlem görmemesi nedeniyle işlemden kaldırılması sebebi ile zamanaşımına uğradığını; davalılara çekilen Ankara 25. Noterliğinin 11/11/2013 tarihli ve 30999 yevmiye sayılı ihtarnamesine rağmen 4 icra dosyasından kaynaklanan zararının giderilmediğini; davalı ... şirketinin sorumluluğunun davalı avukatın kusurlu eylemlerinden kaynaklı olarak poliçe tarihinden beş yıl geriye dönük işlemleri de kapsadığını ileri sürerek; şimdilik 28.062TL’nin her bir alacağın icra takip tarihi itibariyle hesaplanacak reeskont avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir.
    Davalı ...; davanın Avukatlık Kanunun 40. maddesi gereğince 1 ve 5 yıllık süreler dikkate alınarak zamanaşımı nedeniyle reddi gerektiğini, ayrıca dava dilekçesinde belirtilen icra dosyalarından 2003/8919 ve 2003/8921 sayılı dosyaların icra takibine konuluş tarihinin kendisine verilen vekâlet tarihinden önce olduğunu ve işbu icra takiplerine konu edilen senetlerin sahteliğine ilişkin Ankara 5. Ağır Ceza Mahkemesinin 2004/396 E. sayılı dosyasında yargılama yapıldığını, tüm takip dosyalarındaki senetlerin elektrik sayacı okuma makinelerine karşılık dava dışı ... ... ... tarafından işçilerden alınan teminat senedi niteliğinde olduğu ve işçilerin bu makineleri teslim ettikleri ve bu yüzden teminat senetlerinin konusuz kaldığını ve işbu senetlerle ilgili icra dosyalarının yine işçilerin şikayeti üzerine İzmir 9. Ağır Ceza Mahkemesine gittiğini ve senetlerle alakalı davacının dava dışı ... ... ile olan ilişkisi göz önünde bulundurularak, icra takip dosyalarına yönelik açılan davaların zaten her halukârda reddedileceğini, dolayısıyla bir kusurunun olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
    Davalı ... şirketi, davanın reddini istemiştir.
    Davanın açıldığı asliye hukuk mahkemesi tarafından verilen görevsizlik kararının kesinleşmesi üzerine dosyanın gönderildiği mahkemece; davanın kabulüne, takip dosyalarına konu alacakların toplamı olan 28.062 TL’nin davalı ...'dan her bir takip için takip tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile, davalı ... şirketi için dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile poliçe limiti dahilinde ve poliçe muafiyet şartı gereğince 1.000 TL muafiyet tenzil edilmek kaydı ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiş; hüküm davalılardan ... ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1- Dava, vekilin özen sorumluluğundan kaynaklı tazminat istemine ilişkindir.
    HMK’nın 297. maddesine göre; mahkeme kararlarının asgari olarak, iki tarafın iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebeplerin neler olduğunu içermesi zorunludur. Yine, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 141/3. maddesine göre, tüm mahkeme kararlarının gerekçeli olması amir hükümdür. Karardaki gerekçe sayesinde taraflar hükmün hangi maddi ve hukuki sebebe dayandırıldığını anlayabilecekleri gibi, karar aleyhine kanun yoluna başvurulduğunda da HMK'nın 361. maddesi uyarınca Yargıtay incelemesi sırasında ancak bu gerekçe sayesinde kararın usul ve yasaya uygun olup olmadığı saptanabilir. Diğer bir deyişle, Yargıtay denetimi ancak bir kararın gerekçe taşıması halinde mümkün olabilir.
    Mahkemece davalı ... tarafından süresinde ileri sürülen zamanaşımı def’i hakkında HMK m. 320/2 gereğince öninceleme aşamasında bir karar verilmediği gibi kararının gerekçesinde de olumlu ya da olumsuz değerlendirme yapılmadığı, bu nedenle Kanun'un aradığı anlamda gerekçeli bir hükmün mevcut olmadığı anlaşıldığından verilen karar bu yönden doğru görülmemiştir.
    Kabule göre de; 02/03/2017 tarihli rapor hükme esas alınmasına rağmen, sonrasında alınan 04/03/2019 tarihli kök ve 10/10/2019 tarihli ek rapora neden itibar edilmediği hususunun kararda açıklanmamış olması da doğru görülmemiştir.
    2- Bozma nedenine göre, davalının sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün davalılardan ... ... yararına BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK'nın geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'nın 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 21/04/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.


    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi