Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2017/2869 Esas 2020/3957 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
16. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/2869
Karar No: 2020/3957
Karar Tarihi: 02.10.2020

Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2017/2869 Esas 2020/3957 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Davalılar arasında görülen bir taşınmaz davasında, kadastro sonucu belirtilen taşınmazın zilyetliği nedeniyle ölü olduğu beyanlar hanesine yazılan, mirasçıları tespit edilemeyen bir kişi adına tespit ve tescil edildiği ve davacı tarafın tapu kaydının iptali ve adına tescil isteği reddedildiği belirtilmektedir. Ancak, karar başlığındaki usul hataları nedeniyle mahkeme kararı bozulmuştur. Karar başlığındaki kanun maddesi gereğince, tarafların ve davaya katılanların kimlik bilgileri ile varsa kanuni temsilci ve vekillerinin adı, soyadı ve adresi gösterilmelidir. Dosyadaki vesayet kararında da vasilere husumet izni bulunmamaktadır. Dolayısıyla, tarafların taraf teşkili usulüne uygun olarak belirlenmesi gerekmektedir. Kanun maddeleri 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 297/1-b bendi ve 1086 sayılı Medeni Kanun’un 405. ve 406. maddeleridir.
16. Hukuk Dairesi         2017/2869 E.  ,  2020/3957 K.

    "İçtihat Metni"



    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ


    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
    Kadastro sonucu, ...Köyü çalışma alanında bulunan 144 ada 1 parsel sayılı 1.879,60 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ölü olduğu beyanlar hanesine yazılan, mirasçıları tespit edilemeyen ... adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı ... satın almaya dayanarak taşınmazın tapu kaydının iptali ve adına tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili ve vekalet ücreti yönünden de bir kısım davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    6100 sayılı HMK 297/1 fıkrasında mahkemenin gerekçeli kararının hangi hususları kapsayacağı belirlenmiş olup, anılan maddenin (b) bendi gereğince tarafların ve davaya katılanların kimlikleri ile Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası, varsa kanuni temsilci ve vekillerinin ad ve soyadları ile adreslerinin karar başlığında gösterilmesi zorunludur.
    Somut olayda davalılardan ..., ... ve ..."un vesayet altında olduğu ve kendilerine sırası ile ..., ... ve ..."un vasi olarak atandıkları anlaşılmaktadır. Ne var ki, karar başlığında adı geçenlerin kendileri taraf olarak gösterilip, kanuni temsilci olarak vasilerinin adları yer almadığı gibi, adı geçen vasiler de dahili davalı olarak gösterilmiş olmakla karar başlığı usulüne uygun bulunmamaktadır.
    Öte yandan, dosyadaki vesayet kararının, vasilere husumet iznini de içermediği anlaşılmaktadır. Bu durumda davada taraf teşkili de sağlanmamıştır. Bilindiği üzere taraf teşkili dava şartı olup, bu şart sağlanmadan işin esasına girilerek karar verilmesi mümkün bulunmamaktadır.
    Hal böyle olunca, öncelikle yukarıda adı geçen davalılara vasi olarak atanan ..., ... ve ..."un husumete izin almaları konusunda kendilerine süre ve imkan verilmeli; taraf teşkili usulünce sağlandıktan sonra tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda işin esası yönünden değerlendirme yapılarak sonucuna göre karar verilmelidir.
    Mahkemece, taraf teşkili sağlanmadan esasa girilerek ve HMK: 297/1-b maddesine aykırı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup temyiz itirazları, açıklanan nedenle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer hususların şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davacı ve bir kısım davalılara ayrı ayrı iadesine, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 02.10.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.










    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.