Taraflar arasındaki tasurrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı Banka vekili, davalı borçlu Doğan aleyhine icra takibi yaptıklarını, borcu karşılayacak malı bulunamadığını ileri sürerek borçlunun, dava konusu taşınmazlarından birini kardeşi Hanife’ye satışına, diğer taşınmazını da davalı G. I.’a onun da öteki davalı Zahit’e satışına ilişkin tasarrufların iptalini talep etmiştir. Davalı G. I. vekili ile davalı Zahit vekili davanın reddini savunmuştur. Diğer davalılar usulüne uygun davetiye tebliğine rağmen duruşmalara gelmemiş ve davaya cevap vermemiştir. Mahkemece, davalı Hanife’ye satılan taşınmazın, borçlunun borcundan dolayı cebri icra suretiyle satıldığından iptalinin söz konusu olamayacağı, öteki taşınmazın satışının da rayiç bedellere uygun olduğu ve muvazaanın kanıtlanamadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, BK 18. maddeye dayalı muvazaaya dayalı iptal istemine ilişkindir. Davalı Hanife’ye satılan taşınmazın, adı geçen davalının elinde iken borçlunun borcundan dolayı satılmış olduğu anlaşılmaktadır. Bu taşınmaz açısından davanın konusu kalıp kalmadığına yönelik olarak taşınmazın satışının kesinleşip kesinleşmediği ve yapılan ihale için dava açılıp açılmadığı araştırılarak sonucuna göre bir karar verilmesi yerine yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmadığı gibi davalılar Gülsüm ve Zahit açısından da davacı vekili tarafından delil listesinde, tanık deliline de dayanıldığı nazara alınarak tanıklarının dinlenmesi ve diğer delillerle birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi yerine eksik inceleme ile hüküm tesisi isabetli değildir. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 10.3.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.