10. Hukuk Dairesi 2014/21433 E. , 2015/21793 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi : Söke 1. Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
Tarihi : 27.06.2014
No : 2013/85-2014/376
Dava, yurda kesin dönüş koşulu gerçekleşmediği gerekçesiyle iptal edilen yaşlılık aylıklarının tahsili için yürütülen icra takibine yapılan itirazın iptali ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilâmında belirtildiği şekilde davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Eldeki davada, davalıya, yurtiçi sigortalılık süresi ve yurtdışı hizmetleri gözetilerek 01.05.1997 tarihinden itibaren Türkiye’den kısmi sözleşme aylığı bağlanmış, 28.09.1990-10.07.1996 tarihleri arası tamamlayıcı 1943 gün yurt dışı süresini 3201 sayılı Kanun kapsamında borçlanması üzerine de anılan sözleşme aylığı 09.11.2006 tarihinden itibaren tam aylığa dönüştürülmüştür. Bilahare davalının 01.05.1997 tarihinde Türkiye’den sözleşme aylığı bağlandıktan sonra 22.07.1999 tarihine kadar Almanya"da çalıştığı anlaşılınca, davacı K... tarafından 01.06.1997-09.11.2006 tarihleri arası dönemde ödenen sözleşme aylıkları yersiz sayılarak 8.741,33 TL tahakkuk yapılmış ve yersiz aylıkların tahsili için yürütülen icra takibine yapılan itiraz üzerine de iş bu dava açılmıştır. Mahkemece, yurt dışında çalışması sebebi ile 01.05.1997-31.07.1999 tarihleri arasında Kurum tarafından davalıya yersiz ödeme yapılmadığı ve 3201 sayılı Kanunda yapılan değişiklik ile borçlanma için kesin dönüş şartı kaldırılmış olduğundan davalıya 01.08.1999 tarihinden itibaren yaşlılık aylığının ödenmesi gerektiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Yurtdışında çalışan Türk vatandaşlarının yurtdışında geçen hizmetlerinin borçlandırılarak, ülkemiz sosyal güvenlik mevzuatında malullük, yaşlılık ve ölüm hallerinde Türkiye’de geçmiş hizmet gibi değerlendirilmesini sağlamak amacıyla kabul edilen 3201 sayılı Kanun hükümleri uyarınca borçlandırılan sürelere dayalı olarak hangi şartlarda aylık bağlanacağı anılan Kanunun 6. maddesinde belirlenmiş olup, tahsis yapılabilmesi için aranan koşullardan birisi de yurda kesin dönülmüş olmasıdır.
Dava dosyası içerisinde yer alan Alman sigorta kurumuna ait sigorta hesabında, davalının 01.05.1997 tarihinde Türkiye’den sözleşme aylığı bağlandıktan sonra, 30.06.1997-22.07.1999 tarihleri arasındaki muhtelif dönemlerde çalışma ve işsizlik parası olarak kayıtlı sürelerinin bulunduğu anlaşılmaktadır.
Davacıya ait sicil dosyası içerisinde yer alan 09.02.2001 tarihli aylık bağlama kararına göre, davacıya yurtiçi çalışmaları ve yurtdışı süreleri üzerinden 01.05.1997 tarihinden itibaren Türkiye-Almanya arasındaki ikili Sosyal Güvenlik Sözleşmesi kapsamında kısmi sözleşme aylığı bağlanması; 23.02.2007 tarihli aylık değişiklik kararı ile anılan sözleşme aylığının 09.11.2006 tarihinden itibaren tam aylığa dönüşmüş olması, giderek sözleşme aylığı bağlanan sigortalılarda, kesin dönüş koşulunun bulunmaması nedeniyle, yersiz aylık tahakkukuna dair Kurum işleminin yerinde olmadığı gözetilmeksizin, mahkemece, yanlış gerekçeyle red kararı verilmesi isabetsizdir.
Ne var ki, mahkemece davanın reddine dair verilen kararın yanlış gerekçesi sonuca etkili olmadığından ve bu aykırılığın düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hüküm bozulmayarak, 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Yasasının geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Yasasının 438. maddesi gereğince düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.
SONUÇ : Hükmün gerekçesinin son iki paragrafının silinerek yerine yukarıda açıklanan gerekçenin yazılmasına ve hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 10.12.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.