15. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/5649 Karar No: 2017/4056 Karar Tarihi: 21.11.2017
Yargıtay 15. Hukuk Dairesi 2016/5649 Esas 2017/4056 Karar Sayılı İlamı
15. Hukuk Dairesi 2016/5649 E. , 2017/4056 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
- K A R A R -
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklandığı iddia edilen alacak ile ilgili yapılan icra takibine itirazın iptâli talebine ilişkin olup, mahkemece davanın kabulüne dair verilen karar, davalı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı davasında davalıya ait eve doğalgaz tesisatı işini yaptığını, bedeli olan 3.850,00 TL"nin ödenmediğini, yaptığı icra takibine de itiraz ettiğini belirterek icra takibine davalının itirazının iptâline karar verilmesini istemiş, davalı savunmasında davacı ile aralarında doğalgaz tesisatının yapımı konusunda anlaşma bulunmadığını, tesisatın yapıldığı evin kendisine de ait olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiş, mahkemece alınan bilirkişi raporuna göre davanın kabulüne karar verilmiştir. Türk Medeni Kanunu"nun 6. ve HMK"nın 190. maddeleri gereğince iddia eden, iddiasını ispat yükümlülüğü altındadır. Somut olayda davacı, davalı ile aralarında sözlü eser sözleşmesi ilişkisi olduğunu iddia etmekte ise de, davalı akdî ilişkinin olmadığını savunmaktadır. Akdî ilişkinin varlığı senetle ispat zorunluluğunun bulunduğu hallerde yazılı sözleşmeyle, yemin, yazılı delil başlangıcı niteliğinde bir belge sunulmuşsa tanık anlatımıyla, karşı tarafın muvafakatı halinde yine tanık anlatımıyla ispatlanabilir. Somut olayda, davacı yaptığı imalâtın bedelinin ödenmediğini iddia etmekte olduğundan iddiasını, müddeabihin miktarına göre 6100 sayılı HMK"nın 200. maddesi hükmü gereği senetle ya da yemin deliliyle ispat etmek zorundadır. Taraflar arasında akdî ilişkinin kurulduğunu ispat açısından HMK"nın 202. maddesinde ifadesini bulan yazılı delil başlangıcı niteliğindeki bir belgeye dayanılmadığı gibi, davacı tarafça akdî ilişkinin varlığı konusunda davalı tarafa yemin teklif etme deliline de başvurulmamıştır. Açıklanan bu nedenlerle; davacı ile davalı arasında akdî ilişkinin varlığı usulünce kanıtlanamamış olup, davanın bu sebeple reddine karar vermek gerekirken akdî ilişkinin kurulduğu düşüncesiyle kısmen kabulü yolunda hüküm kurulması doğru olmamış, açıklanan nedenle kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 21.11.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.