Esas No: 2009/160
Karar No: 2009/341
Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü 2009/160 Esas 2009/341 Karar Sayılı İlamı
Hukuk Bölümü 2009/160 E. , 2009/341 K.- 2247 SAYILI YASA’NIN 14. MADDESINDE ÖNGÖRÜLEN KOŞULLARI TAŞIMAYAN BAŞVURUNUN, AYNI YASANIN 27. MADDESI UYARINCA REDDİ GEREKTIĞI
- İŞ KANUNU (4857) Madde 77
"İçtihat Metni" Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığınca hazırlanmıştır. İzinsiz olarak kopyalanması ve dağıtılması hukuki sorumluluk gerektirir.
Davacı : V. Elektronik Sanayi ve Ticaret A.Ş. Vekili : Av. B.O., Av. Ö.B. Davalı : Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı (İzmir Bölge Müdürlüğü ) O L A Y : Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İzmir Bölge Müdürlüğü’nün 18.8.2005 gün ve 25557 sayılı işlemi ile, 4857 sayılı İş Kanunu’nun 77. maddesine muhalefet edildiğinden bahisle 108. maddesine dayanılarak 105. maddesine göre 714,46 YTL idari para cezası verilmiştir. Davacı vekili, bu para cezasının iptali istemiyle adli yargı yerinde itirazda bulunmuştur. MANİSA 1. SULH CEZA MAHKEMESİ; 5.9.2007 gün ve D. İş No: 2007/700 sayı ile, muteriz V. Elektronik San. ve Tic. A.Ş. vekili Av. B.O. tarafından Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İzmir Bölge Müdürlüğünün 18.8.2005 tarih ve 25557 sayılı kararı ile tahakkuk ettirilen 714.46 YTL. idari para cezasına itiraz edilmiş olunmakla, Mahkemelerince itirazın süre yönünden reddine karar verilmiş olduğu ve bu karara muteriz vekili Av. B.O. tarafından itiraz edildiği, Manisa Ağır Ceza Mahkemesinin 22.02.2006 tarih ve 2006/173-134 sayılı kararı ile itirazın reddine karar verildiği; bu karara karşı muteriz vekili tarafından itiraz edilmiş olduğu, dosyanın Yargıtay’a gönderildiği, Yargıtay 9. Ceza Dairesinin 31.05.2007 tarih ve 2007/5513-4819 sayılı ilamı ile bozulmasına karar verilerek dosyanın mahkemelerine gönderilmesiyle, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda; gereğinin düşünüldüğü; dosyanın incelenmesinden, 4857 sayılı yasanın 108/2. fıkrasında, bu cezalara karşı itirazda İdare Mahkemesinin yetkili olduğunun belirtildiği; 5326 sayılı yasanın 3. maddesinin 5560 sayılı Kanun ile 19.12.2006 tarihinde değişerek 1/a. fıkrasına göre idari yaptırım kararlarına karşı kanun yoluna ilişkin hükümlerinin, diğer kanunlarda aksine hüküm bulunmaması halinde uygulanacağının belirtildiği gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş; bu karar kesinleşmiştir. Davacı vekili bu kez, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İzmir Bölge Müdürlüğü’nün 21.02.2006 gün ve 6288 sayılı işlemi ile, 4857 sayılı İş Kanunu’nun 77. maddesine muhalefet edildiğinden bahisle 108. maddesine dayanılarak 105. maddesine göre verilen 714,00 YTL idari para cezasının kaldırılması istemiyle idari yargı yerinde dava açmıştır. İZMİR 3. İDARE MAHKEMESİ; 1.5.2008 gün ve E: 2007/1832, K:2008/950 sayı ile, 5326 sayılı Kabahatler Kanunun 06.12.2006 günlü, 5560 sayılı Yasanın 31. maddesi ile değişik 3. maddesinin (a) bendinde, bu Kanun"un, idari yaptırım kararlarına karşı kanun yoluna ilişkin hükümlerinin, diğer kanunlarda aksine hüküm bulunmaması halinde uygulanacağı, aynı Yasanın 27. maddesinde ise; İdari para cezası ve mülkiyetin kamuya geçirilmesine ilişkin idari yaptırım kararına karşı, kararın tebliği veya tefhimi tarihinden itibaren en geç onbeş gün içinde, sulh ceza mahkemesine başvurulabileceğinin hüküm altına alındığı; 8.2.2008 günlü, 26781 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren “Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacıyla Çeşitli Kanunlarda ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun"un” 578. maddesinin (öö) fıkrası ile 4857 sayılı Yasanın 108. maddesinin, idare mahkemesinin görevli mahkeme olarak gösterildiği 2. fıkrasının yürürlükten kaldırılmış olması nedeniyle bu tarihten itibaren anılan Yasada görevli mahkemeye ilişkin herhangi bir düzenlemenin kalmadığı; görev kuralları kamu düzenine ilişkin olduğundan, görev konusunda taraflar için bir müktesep hak doğmayacağı, davanın açıldığı andaki kurallara göre görevli olan mahkemenin, yeni bir yasa ile görevsiz hale gelmesi durumunda mahkemenin görevsizlik kararı vermesinin gerekeceği; bu durumda, davacıya 4857 sayılı Yasa uyarınca verildiği tartışmasız olan para cezasına ilişkin uyuşmazlığın görüm ve çözümünün, aynı yasada görev konusunda bir düzenleme bulunmaması karşısında 5326 sayılı Yasanın anılan 3. maddesi uyarınca adli yargı yerinin görevine girdiği gerekçesiyle; davanın, 2577 Sayılı Kanunun 15. maddesinin (1-a) bendi uyarınca görev yönünden reddine karar vermiş; bu karara yapılan itiraz İzmir Bölge İdare Mahkemesinin 4.3.2009 gün ve E:2008/3645, K:2009/1007 sayılı kararıyla reddedilerek onanmış ve karar kesinleşmiştir. Davacı vekili, 21.4.2009 tarihli dilekçe ile İzmir 3. İdare Mahkemesine başvurarak; Manisa 1. Sulh Ceza Mahkemesi’nin kesinleşen D. İş No: 2007/700 sayılı kararıyla; Mahkemelerinin kesinleşen 1.5.2008 gün ve E: 2007/1832, K:2008/950 sayılı kararları arasında ortaya çıkan olumsuz görev uyuşmazlığının giderilmesi için dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderilmesini talep etmiş; son görevsizlik kararını veren Mahkemece 2247 sayılı Yasa’nın 15. maddesinde belirtilen hükmün aksine, önceki görevsizlik kararına ilişkin dava dosyası temin edilmeden yalnızca idari yargı dosyasının gönderilmesi nedeniyle Başkanlıkça adli yargı dosyası da ilgili Mahkemesinden getirtilmiştir. İNCELEME VE GEREKÇE : Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Ahmet AKYALÇIN’ın Başkanlığında, Üyeler: Erdoğan BUYURGAN, Ramazan TUNÇ, Habibe ÜNAL, Turan KARAKAYA, Gürbüz GÜMÜŞAY ve Coşkun GÜNGÖR’ün katılımlarıyla yapılan 28.12.2009 günlü toplantısında: Raportör-Hakim Taşkın ÇELİK’in, 2247 sayılı Yasa’da öngörülen koşulları taşımayan başvurunun reddi gerektiği yolundaki raporu ve dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Dr. İlknur ALTUNTAŞ ile Danıştay Savcısı Gülen AYDINOĞLU’nun başvurunun reddi gerektiği yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ : Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre; Uyuşmazlık Mahkemesi Genel Kurulunun 11.7.1988 günlü, E:1988/1, K:1988/1 sayılı İlke Kararında, “2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanunun bütünüyle incelenip değerlendirilmesinden, bu Kanunun uygulanması yönünden 2 nci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan, ‘ceza uyuşmazlıkları’ ibaresinden, savcının ya da şahsi davacının talebi ile başlayan yargılaması sonunda sanığın mahkumiyetine ya da beraatine hükmedilebilecek davalarda, askeri ve adli ceza mahkemeleri arasında çıkan görev ve hüküm uyuşmazlıklarının anlaşılması, bunun dışında kalan tüm görev uyuşmazlıklarının ‘hukuk uyuşmazlığı’ sayılması gerektiği sonucuna varılmaktadır. Uygulanması idari organlara bırakılan cezalar, adli nitelikte olmadığından, bunlar hakkında yapılan itirazlar ya da açılan davalar ‘ceza davası’ olarak nitelendirilemezler. İdari niteliklerinden dolayı bu davalara ilişkin görev ve hüküm uyuşmazlıklarının Uyuşmazlık Mahkemesinin Hukuk Bölümünde incelenip çözümlenmesi gerektiği...” açıkça belirtilmiştir. Bu durum göz önüne alındığında, olay bölümünde yazılı başvuru konusu görev uyuşmazlığının Hukuk Bölümünde incelenmesi gerektiği kuşkusuzdur. 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun’un 14. maddesine göre; olumsuz görev uyuşmazlığının bulunduğunun ileri sürülebilmesi için adli, idari veya askeri yargı mercilerinden en az ikisinin tarafları, konusu ve sebebi aynı olan davada kendilerini görevsiz görmeleri ve bu yolda verdikleri kararların kesin veya kesinleşmiş olması gerekmekte; bu uyuşmazlığın giderilmesi istemi ise, hukuk uyuşmazlıklarında ancak davanın taraflarınca ileri sürülebilmektedir. Aynı Yasanın 27. maddesinde ise, Uyuşmazlık Mahkemesi’nin, uyuşmazlık çıkarmaya veya görev uyuşmazlıklarına ilişkin istemleri önce şekil ve süre açısından inceleyeceği; yöntemine uymayan veya süresi içinde ileri sürülmemiş istemleri reddedeceği kuralına yer verilmektedir. Olayda; Davacı vekilinin, ortaya çıkan olumsuz görev uyuşmazlığının giderilmesini istediği kararlar incelendiğinde; Manisa 1. Sulh Ceza Mahkemesi’nin 5.9.2007 gün ve D. İş No: 2007/700 sayılı kararının; davalı İdarenin 18.8.2005 gün ve 25557 sayılı işlemi ile; İzmir 3. İdare Mahkemesi’nin 1.5.2008 gün ve E: 2007/1832, K:2008/950 sayılı kararının ise davalı İdarenin 21.02.2006 gün ve 6288 sayılı işlemi ile verilen idari para cezalarının kaldırılmasına ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda, görev uyuşmazlığına konu edilen adli ve idari yargı yerlerine ait kararların konuları aynı olmadığından, 2247 sayılı Yasa’nın 14. maddesinde öngörülen koşullar gerçekleşmemiştir. Açıklanan nedenlerle, 2247 sayılı Yasa’nın 14. maddesinde öngörülen koşulları taşımayan başvurunun, aynı Yasanın 27. maddesi uyarınca reddi gerekmiştir. S O N U Ç : 2247 sayılı Yasa’nın 14. maddesinde öngörülen koşulları taşımayan BAŞVURUNUN, aynı Yasanın 27. maddesi uyarınca REDDİNE, 28.12.2009 gününde OYBİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.