19. Hukuk Dairesi 2018/3437 E. , 2020/552 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının bozmaya uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vekili Av. ... ile davacı asil ... ve davalı vekili Av. ... gelmiş olduğundan duruşmaya başlanarak hazır bulunan davacı asilin ve avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
- KARAR -
Davacı vekili, davalının davacıya tehdit ve cebir yolu ile senet imzalatıp, icra takibine giriştiğini, davacının suç duyurusu sonucu davalının bedelsiz senedi kullanma suçundan ceza aldığını, davalının bedelsiz senetle işlem yaptığının ceza mahkemesinin kararıyla sabit olduğunu, icra takibi nedeniyle davacının maaşına haciz konulup, kesinti yapıldığını iddia ederek, davacının davalıya takibe konu senetten dolayı borçlu olmadığının tespiti ile davacının maaşından yapılan toplam 9.761 TL"lik kesintinin kesinti tarihleri itibariyle faizi ile iadesine ve davalının tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacı iddiasının asılsız olup, davacıya verilen borç para karşılığı senedin düzenlendiğini, davacının kötüniyetli olduğunu, ceza mahkemesince hükmün açıklanmasının geriye bırakılması kararı verildiğinden kararın temyiz edilemediğini, kesinleşmeyen kararın hükme dayanak yapılamayacağını savunarak, davanın reddi ile lehlerine tazminata karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma ve toplanan delillere göre, davacının davalıya borcunun bulunmadığı, senedin lehtarı konumundaki davalının senedin teminat amaçlı ve bedelsiz olduğunu bilebilecek durumda olmasına rağmen senedi takibe koyarak tahsil yoluna gitmekle kötüniyetli olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, hükmün davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 2016/8858 esas ve 2016/15364 karar sayılı ve 01.12.2016 tarihli ilamı ile "6100 Sayılı H.M.K."nda yazılı yargılama usulü 5 aşamadan oluşmuştur. Bunlar dilekçelerin verilmesi, ön inceleme, tahkikat, sözlü yargılama ve hüküm aşamalarıdır. Bu aşamalar kamu düzenine ilişkin olup, mahkemece re"sen gözetilmelidir. Zira, yazılı yargılama usulüne ilişkin aşamalardan herhangi birine uyulmaması H.M.K."nın 27. maddesinde düzenlenen hukuki dinlenilme hakkının ihlali sonucunu doğurur. Somut olayda, cevaba cevap dilekçesinin tebliğ edilmediği ve ön inceleme yapılmadığı görülmüştür. Bu hal yukarıda belirtilen usul kurallarına aykırılık oluşturduğundan hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.” gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde, davacının davalıya 08.02.2010 tarihinde 142.000 TL bedelle taşınmaz sattığı ve bedelini peşin aldığı, satışa konu taşınmaz üzerinde satış tarihinde bazı imar sorunları bulunduğunun her iki tarafın bilgisi dahilinde olduğu, bu sorunların çözümü amacıyla dava konusu senedin teminat amaçlı davacı tarafından davalıya verildiği kanaatine varıldığı, senedin tanzim tarihinin tapudaki satış tarihi ile aynı tarih olup, satış bedeli ile senet bedelinin aynı miktar olduğu, davalının, senedin tanzim tarihinin geriye dönük yazıldığı iddiasını yazılı delille kanıtlayamadığı, senedin davacı tarafından davalıya satılan taşınmazdaki imar sorunlarının çözümü için teminat olarak verildiği, gerçek bir alacağı içermediği, bu nedenle davacının davalıya borcunun bulunmadığı, senedin lehtarı konumundaki davalının senedin teminat amaçlı ve bedelsiz olduğunu bilebilecek durumda olmasına rağmen senedi takibe koyarak tahsil yoluna gitmekle kötüniyetli olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, icra dosyasından tahsil edilen 9.761 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davalı aleyhine tazminata hükmedilmesine karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 19.02.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.