1. Hukuk Dairesi 2016/14764 E. , 2020/749 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL-TENKİS
Taraflar arasında birleştirilerek görülen tapu iptali ve tescil, tenkis davası sonunda, yerel mahkemece davanın kısmen kabul kısmen reddine ilişkin olarak verilen karar davalılar vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..."un raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde tenkis isteğine ilişkindir.
Asıl ve birleştirilen davada davacılar, mirasbırakan ... ...’ın torunu olan davalı ... ..."ı ...Noterliği"nin 12.02.1999 tarih ve 428 yevmiye numaralı vekaletnamesi ile vekil tayin ettiğini, ...’un da anılan vekaletnameyi kullanarak 108 ada 2, 109 ada 2, 110 ada 7, 18, 111 ada 3, 12, 14, 113 ada 3, 133 ada 7, 135 ada 25, 32, 33, 145 ada 9, 11, 151 ada 14, 23, 82, 102 ada 5, 6, 7, 8, 13 parsel sayılı taşınmazlardaki ... paylarını babası olan ..."a temlik ettiğini, mirasbırakanın ayrıca 2785 ve 2789 parsel sayılı taşınmazlardaki payını da ölünceye kadar bakma akdi ile..."ye devrettiğini, ..."nün bu taşınmazları ... ..."ye, ...’nin de ...’a temlik ettiğini, mirasbırakanın geriye 2 taşınmazdaki değersiz ve küçük paylarının kaldığını, devirlerin erkek çocuk lehine diğer mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olarak yapıldığını ileri sürerek tapu kayıtlarının iptali ile adlarına tescil mümkün olmadığı takdirde tenkis istemişler, aşamada davacı ... 21.07.2008 tarihli dilekçesi ile davadan vazgeçmiş; birleştirilen davada davacı ... 19.09.2006 tarihli dilekçesi ile 108 ada 2 , 109 ada 2 , 110 ada 7, 110 ada 18, 111 ada 12, 111 ada 14, 113 ada 3, 133 ada 7, 145 ada 11, 151 ada 14, 151 ada 23, 151 ada 82 parsel sayılı taşınmazlara ilişkin davasından feragat etmiş, 111 ada 3 parsel sayılı taşınmazı dava dilekçesinde sehven belirttiğini ve diğer yerlere ilişkin davasına devam ettiğini; davacılar vekili ise 06.02.2007 tarihli celsede 111 ada 3 parsel sayılı taşınmazın dava dilekçesinde sehven belirtildiğini bildirmişlerdir.
Davalılar, 2785 ve 2789 parsel sayılı taşınmazların ölünceye kadar bakım akdi ile devredildiğini, 145 ada 9 parsel sayılı taşınmaz için de taksim sözleşmesi yapıldığını belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, davacı Ayşegül’ün tüm talepleri, birleştirilen davada davacı ...’ın 108 ada 2, 109 ada 2, 110 ada 7, 110 ada 18, 111 ada 12, 111 ada 14, 113 ada 3, 133 ada 7, 145 ada 11, 151 ada 23, 151 ada 14 ve 151 ada 82 parsel sayılı taşınmazlardaki talepleri yönünden feragat nedeniyle davanın reddine; diğer davacıların tüm talepleri, davacı ...’ın ise feragat dışında kalan talepleri yönünden davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; mirasbırakan ... ...’ın ...Noterliğinin 12.02.1999 tarih ve 428 yevmiye numaralı vekaletnamesi ile torunu olan ... ...’ı vekil tayin ettiği, vekil ...’un mirasbırakan ...’ün 135 ada 25 ve 33, 109 ada 2, 108 ada 2, 145 ada 11, 133 ada 7, 113 ada 3, 111 ada 12 ve 14, 110 ada 7, 151 ada 82, 102 ada 5, 6, 7 ve 8 ile 145 ada 9 parsel sayılı taşınmazlardaki payını 25.03.1999 tarihinde ...’ün oğlu...’ye temlik ettiği, yine aynı vekaletname uyarınca ...’un 151 da 14 ve 23, 102 ada 13, 135 ada 32 ve 135 ada 25 parsel sayılı taşınmazlardaki ... payını 05.12.2000 tarihinde...’ye devrettiği, mirasbırakan ...’ün 2785 ve 2789 parsel sayılı taşınmazlarını 01.06.2000 tarihinde ölünceye bakma akdi ile bizzat...’ye temlik ettiğini, ...’nün de 2785 ve 2789 parsel sayılı taşınmazları 17.04.2001 tarihinde ...’ye, Hüseyin’in de 14.11.2001 tarihinde ...’a devrettiği, mirasbırakan ...’ün 19.04.2005 tarihinde öldüğü, geriye mirasçı olarak çocukları..., ...,...ve ...ile ölü kızı ...’in çocukları ...,...,...,...’ın kaldığı anlaşılmaktadır.
Dosya içeriğine, toplanan delillere göre mirasbırakanın 25.03.1999 ve 05.12.2000 tarihlerinde davalıya satış suretiyle temlik ettiği parseller bakımından davanın kabul edilmiş olması kural olarak doğrudur. Ancak, mahkemece mirasbırakan tarafından davalı ...’ye devredilen payların davacıların miras payları oranında iptali ile aynı paylar oranında davacılar adlarına tesciline karar verilmesi, kalan payın davaların uhdesinde bırakılması gerekirken payların tamamının iptal edilmesi ve davalı adına da tescil hükmü kurulması doğru değildir.
Öte yandan, 2785 ve 2789 parsel sayılı taşınmazlar mirasbırakan tarafından davalı ...’ye ölünceye kadar bakma akdi ile temlik edilmiştir.
Bilindiği ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun (TBK) 611. maddesinde düzenlendiği üzere ölünceye kadar bakıp gözetme sözleşmesi, taraflarına karşılıklı hak ve borçlar yükleyen bir akittir. Başka bir anlatımla ivazlı sözleşme türlerindendir. Bu sözleşme ile bakım alacaklısı, sözleşme konusu malın mülkiyetini bakım borçlusuna geçirme; bakım borçlusu da bakım alacaklısına yasanın öngördüğü anlamda ölünceye kadar bakıp gözetme yükümlülüğü altına girer. (TBK m. 614 , BK m. 514).
Hemen belirtmek gerekir ki, bakıp gözetme koşulu ile yapılan temliki işlemin geçerliliği için sözleşmenin düzenlendiği tarihte bakım alacaklısının özel bakım gereksinimi içerisinde bulunması zorunlu değildir. Bu gereksinmenin sözleşmeden sonra doğması ya da alacaklının ölümüne kadar çok kısa bir süre sürmüş bulunması da sözleşmenin geçerliliğine etkili olamaz.
Kural olarak, bu tür sözleşmeye dayalı bir temlikin de muvazaa ile illetli olduğunun ileri sürülmesi her zaman mümkündür. En sade anlatımla muvazaa, irade ile beyan arasında kasten yaratılan aykırılık olarak tanımlanabilir. Böyle bir iddia karşısında, asıl olan tarafların akitteki gerçek ve müşterek amaçlarının saptanmasıdır. (TBK m. 19, BK m. 18). Şayet bakım alacaklısının temliki işlemde bakıp gözetilme koşulunun değil de, bir başka amacı gerçekleştirme iradesini taşıdığı belirlenirse (örneğin mirasçılarından mal kaçırma düşüncesinde ise), bu takdirde akdin ivazlı (bedel karşılığı) olduğundan söz edilemez; akitte bağış amacının üstün tutulduğu sonucuna varılır. Bu halde de Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu"nun 01.04.1974 gün ve 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı olayda uygulama yeri bulur.
Somut olaya gelince, mirasbırakanın ölünceye kadar bakma akdini yaptığı tarihte 83 yaşında olduğu, eşinin kendisinden önce öldüğü, ölünceye kadar bakma akdi yapıldıktan sonra ölümüne kadar bakılmadığı iddiası ile bir dava açmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda mirasbırakana davalı ... tarafından bakıldığının kabulü zorunludur. Esasen mahkeme de gerekçesinde bakım borcunun yerine getirildiğini kabul etmiştir.
Hal böyle olunca, 2785 ve 2789 parsel sayılı taşınmazlar yönünden davanın reddedilmesi, kabul kapsamına alınan taşınmazlar bakımından da davalı adına tescil hükmü kurulmaksızın yukarıda açıklandığı üzere hüküm kurulması gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
Davalıların değinilen yön itibariyle yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 10.02.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.